loading
close
SON DAKİKALAR

'26 milyon yurttaşın bankalara 420 milyar lira borcu var'

'26 milyon yurttaşın bankalara 420 milyar lira borcu var'
Tarih: 27.04.2017 - 13:51
Kategori: Medya

Vergi uzmanı olan Sözcü yazarı Nedim Türkmen, Can Ataklı'nın Yazıişleri programına katıldı. Türkmen, 26 milyon yurttaşın bankalara 420 milyar lira borcu olduğunu ifade ederek, 'batağın içindeyiz' dedi.

Vergi uzmanı olan Sözcü yazarı Nedim Türkmen, Can Ataklı'nın Yazıişleri programına katıldı. Türkmen, 26 milyon yurttaşın bankalara 420 milyar lira borcu olduğunu ifade ederek, 'batağın içindeyiz' dedi.

Türkmen, yüzde 4'ün altında büyüme ile istihdam yaratılamayacağının altını çizerek, "Yüzde 2.9 büyüme varken 'istihdam seferberliği başlatıyoruz derseniz' olmaz. Türk ekonomisinin yapısı bozuldu. Üretmiyoruz, başkalarının ürettiğini alıyoruz. Önümüzdeki 10 yılda elde edeceğimiz gelirle borçlanıyoruz. Böyle bir batağın içindeyiz" ifadelerini kullandı. 

Vergi uzmanı Nedim Türkmen'in açıklamaları şöyle:

"Türkiye'de özkaynak yetersizliği var. Yabancı kaynakların yetersiz olması faizlerin fazla olmasının nedenidir. 

Piyasa şartlarından yüzde 12 olan faizi bağırıp çağırarak yüzde 9'da tutmazsınız. 2017 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin 165 milyar dolar borç ödemesi yapması lazım. 

Özel sektörün 210 milyar dolar borcu var. 2002 yılında 94 milyardı. Kamunun borcu ise 200 milyar iken 803 milyara yükseldi.

Vatandaşın bankalara borcu 2002 yılında 6.6 milyardı. Şimdi ise 420 milyar lira. Konut kredisi borcu 164 milyar lira, bireysel kredi borcu 82 milyar lira, 167 lira ise diğer tüketici kredileri. 26 milyon insan bankalara 420 milyar lira borçlu. 

"Dünyanın hiçbir ülkesinde 'T.C. numaranızı atın, kredi verelim' diye reklam göremezsiniz"

İşsiz kalan insan sayısı 1 milyon arttı son dönemde. Ama bunların da getirdiği bir yük söz konusu. 6,5 milyon işsiz var. Bütün bunların yarattığı bir tablodur. Sistem; erteleme, yenileme, icra takibiyle yürüyor.

Biz büyüdük doğru ama borçlanarak, başkasının parasıyla büyüdük. Devlet de özel sektör de böyle. Dünyanın hiçbir ülkesinde 'T.C. numaranızı atın, kredi verelim' diye reklam göremezsiniz. İnsanlar borçlandırılmaya alıştırıldı. Artık büyüyemiyoruz, finansman kaynaklarımız kesildi. Paranın da maliyeti yükseldi. Bunun size de yansıması faiz yükü anlamında olumsuz oluyor. 

"Yüzde 2.9 büyüme varken 'istihdam seferberliği başlatıyoruz derseniz' olmaz"

Yüzde 4'ün altında büyüme istihdam yaratılamaz. Yüzde 2.9 büyüme varken 'istihdam seferberliği başlatıyoruz derseniz' olmaz. Türk ekonomisinin yapısı bozuldu. Üretmiyoruz, başkalarının ürettiğini alıyoruz. Önümüzdeki 10 yılda elde edeceğimiz gelirle borçlanıyoruz. Böyle bir batağın içindeyiz.

232 bin firmaya 147 milyar lira kredi verilmiş. Türk bankaları 1 yılda verdiği krediyi 1 ayda verdi. Buna rağmen piyasada hareket yok. 

İş dünyası olarak da nakit akışını yönetemiyoruz. Bankalar artık kredi vermiyor. Son bir buçuk yılda 12 milyon insanın sicili bozulmuş. (Çeki karşılıksız çıkmış, ödeyememiş) Şimdi yeni kredi alamıyoruz.  Bir sürü yatırım yapmışsınız, devamı için kredi ihtiyacınız var ama bankadan kredi alamıyorsunuz. Bu da küçülmeye neden oluyor. Cari açığın olduğu dönemde 32 milyon turist geliyordu. Kaybımız 10 milyar dolar. 

Dünyayla kavga ettiğimiz için turist gelmiyor. İhracatın katma değeri sıfır. Her 100 liralık ihracatın 74 lirası ithalata bağlı. Bu yapıda ihracatınızı 500 milyar dolar da yapsanız kazanacağınız para yok. 

"Bizdeki Varlık Fonu'nun dünyadaki örneklerle alakası yok, oradaki 5 kişi ne derse o"

Dünyada varlık fonları var. Onlar da emtia ihraç eden ülkeler. Petrol kuyuları, büyük emeklilik fonları var. Bunlar değerlendiriliyor. 

Varlık Fonu olması için mal satacaksınız, nakit fazlası vereceksiniz, petrol üreteceksiniz ya da büyük bir emeklilik fonu olacaksınız. Biz de de kuruldu. Bizimkinin dünyadaki örnekleriyle alakası yok. Emtia yok, nakit fazlası yok. Bizimki ulusal kalkınma bankası modeli gibi. Belli varlıkları satacaksınız ama denetime girmeyecek. 

2016'nın Ağustos ayında Varlık Fonu'yla ilgili kanun yayınlandı CHP AYM'ye gitti, hala görüşülmedi. Bankalar, arsalar, THY Varlık Fonu'na gitti. 50 milyar sermayeli fonu 5 kişi yönetiyor. Fonla ilgili gelirler yazıyor ama giderler belli değil. Kamunun bu kadar değerli şirketleri bu fona dahil ediliyor ama Sayıştay denetimi dışında. 

'Devlet payı yüzde 50'nin altındaysa denetlenemez' kararı AYM'de iptal edildi. Şimdi devirler yapıldı. İptal kararı olsa bile geriye yürümeyecek. 

'Çaykur Katarlılara mı verilecek?' deniyor, olabilir. Halkbankası'nın hisseleri fonda, bunu satabilir.  Oradaki 5 kişi ne derse o.

Ne hazineye bildirim yapmak zorundalar ne Sayıştay denetimine tabiler. Varlıkların kaça satıldığını da bilmeyeceğiz. Borçlanmalarını, yapılan harcamaları da göremeyeceğiz.

"'Kendi arabamızı, uçağımızı üreteceğiz' açıklamalarını çok ciddi  bulmuyorum"

Türkiye'de her 4 gençten 1'i işsiz. 2002-2016 arasında cari açık 501 milyar dolardır. 14 yılda net döviz ihtiyacınızı ifade eder. 2002'den 14 yıl öncesi 20 milyar dolar. Siz ödemeler dengesi açığı veriyorsunuz, daha çok ithalat yapıyorsunuz. Turizm gelirleri azaldı. 

Fabrikalar kapatılıp inşaat sektörüne girildi. 

'Kendi arabamızı, uçağımızı üreteceğiz' açıklamalarını çok ciddi  bulmuyorum. Alman araba üretiyor 40 bin liraya alıyor. Biz 120 bin liraya alıyoruz.

Türk ekonomisi verimsiz bir ekonomi. İşletmeler 1 ila 9 arasında işçi çalıştırıyor. Türkiye'de 5 bin kişinin çalıştığı fabrika yok. 

Konutta stok fazlası var. Devlet konut stoğunu bitirmek için yabancıdan KDV alınmıyor. Konutlar satılıyor olsa bunlar yapılır mı? 

Güven telkin edecek bir ekonomi politikası yapılmalı. Kamuda tasarruf tedbiri yapılmalı. Acı reçeteyi halka yansıtmadan önce kamudaki gereksiz kiralamalardan, makam araçlarından tasarruf yapılmalı.

Vişne Haber Ajansı




























ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları