loading
close
SON DAKİKALAR

AB’ye neden giremedik

AB’ye neden giremedik
Tarih: 17.02.2017 - 00:00
Kategori:

Yalçın Bayer: Kıbrıs ile ilgili yazımızda KKTC’nin geçmişi ile bütünleşen isimleri sıralarken, Ecevit’in adını unutmuştuk. 57. hükümetin Devlet Bakanı ve İstanbul milletvekili Masum Türker hatırlattı.

Geçen hafta Kıbrıs ile ilgili yazımızda KKTC’nin geçmişi ile bütünleşen isimleri sıralarken, Ecevit’in adını unutmuştuk. 57. hükümetin Devlet Bakanı ve İstanbul milletvekili Masum Türker hatırlattı. Bu arada Ecevit döneminde Türkiye’nin AB’ye kabulü sırasında Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin (GKRC) de aynı dönemde AB’ye girişi için onay verilip verilmediğini sorduk. Bir çalışma için süre istedi ve aradığında şöyle konuştu:
“Arşivler tarandığında Aralık 1999 gazetelerinin haberlerinde ve bazı köşe yazılarında Helsinki kararının alınmasının ardından Sayın Ecevit’in üç noktada itiraz ettiği görülecektir. Bu itirazlar, adaylar arasındaki ihtilafların çözüm şekli (özellikle Türkiye ve Yunanistan arasındaki ihtilaflar), Kıbrıs görüşmeleri tamamlanmadan, Türkiye müzakereleri tamamlanmadan GKRC’nin AB’ye alınmaması ve Ege sorunlarının çözümünün Türkiye üyelik müzakerelerinin başlaması için bir önkoşul olarak getirilmemesidir. Sayın Ecevit itiraz edilen üç konuda garanti verilmeden Türkiye’nin AB’ye aday ülke olması için kabul verilemeyeceğini açıklamıştır.
Bunun üzerine AB Konseyi Dönem Başkanı Finlandiya Başbakanı Sayın Lipponen gerekli garantiyi AB hukukunun bir parçası olarak yazılı bir mektupla vermiştir. Bu garanti mektubunu getiren AB Temsilcisi Solana ile görüştükten ve gerekli değerlendirmeler yapıldıktan sonra Helsinki Kararı’nın kabul edilmesi Bakanlar Kurulu’nda itirazlarımızın garantisi şartı ile kararlaştırılmıştır.

Bu süreçte Cumhurbaşkanı Sayın Demirel, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ile Sayın Ecevit, ABD Başkanı Clinton ve Almanya Başbakanı Schröder ile görüşmeleri sürdürür. Gerekli garantiler alındıktan sonra üye ülke kararını onaylamak üzere Sayın Ecevit ve kurmayları Helsinki’ye gitmiştir. AB üyeliğine adaylık Türkiye tarafından KKTC garanti altına alınmadan onaylanmamıştır.”
Türker bir soru üzerine Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu’nun aynı andaki kararları sonucu Kıbrıs’a harekât düzenlendiğini de söyledi.

KADIKÖY’DE ‘İMAR’ ENDİŞESİ

KADIKÖY’de çalışan mimar Ahmet Erkurtoğlu’nun bir önerisi var:
“Kadıköy’de uygulamaya geçilecek olan 15 kat yasağı kesinlikle karşı olduğum bir konudur. Kadıköy’de yıkılıp yeniden yapılması gereken 15 katı geçen yüzlerce bina var. 15 kat yasağı ile bu binalar yenilenmeye gittiğinde 15 katın üstündeki mal sahiplerinin daire paylaşımı nasıl olacak? Buradaki maliklerin şerefiye hakları nasıl korunacak? Elbette ki bir haksızlık söz konusu olacak ve bu binalardaki kat malikleri şerefiye hakları sebebi ile bir dava açarlar ise bu plan iptal olabilir. Aynı zamanda binalar yıkılıp yeniden yapıldığında müteahhitler genelde üst katları aldığından dolayı 12-13 katı geçen binlerce yenilenecek binada da yenilenmenin önüne geçen bir karardır. Çünkü hiçbir müteahhit ön bloku arsa sahiplerine verip arka blokta veya arka cephede daire alarak bina yenilemeyi kabul etmeyecektir. Tarihi yarımadayı (Eminönü) ve Boğazları korumakta zorlandığımız İstanbulumuzun Kadıköy’ünde 15 kat yasağı getirilerek Haydarpaşa hariç hangi silueti, neyin siluetini koruyacağımızı merak etmekteyim. En azından yeşil alanların, sosyal ve donatı alanlarının fazla kalmadığı Kadıköyümüzde bundan dolayı yatayda yapılaşma yerine dikeyde yapılaşma taraftarı bir mimar olarak 15 kat yasağını istemeyerek de olsa kabul etmek zorunda kalıyoruz. Bu yasak, mevcutta 15 katı geçen binalarda bir yenilenmeye gidilmesi durumunda “Mevcut katı geçilmeyecektir” şeklinde bir ilave konularak yapılsaydı en azından 15 katı geçen ve yıkılıp yeniden yapılacak binalardaki mal sahiplerinin hakkını biraz da olsa korumuş olurduk diye düşünüyorum.”

KOROZYON OLMUŞ

Son deprem haberlerinden sonra da Kadıköy’de, 15 kat meselesi ile ister kentsel dönüşüm, ister rantsal dönüşüm deyin, mülk sahiplerinin kafası karıştı. Dün bir meslektaşımız bu yazıyı okuduktan sonra “Kadıköy’deki evimin sağlam olup olmadığını kontrol için bir kolonunu kırdım, korozyon gördüm ve irkildim, karım ben burada artık oturamam” dedi... Kiralık bir daire aramışlar 2 bin 750 liraya bulmuşlar; artık canlarını korumaya başlamışlar.

BİLİYOR MUSUNUZ?

‘KARA GÜN PARASI’ KİME DAĞITILIYOR

- CHP PM üyesi ve İstanbul milletvekili Ali Özcan’ın, Başbakan’a “18-30 yaş arası yaklaşık 15 milyon genç seçmene mektup gönderme kararınız üzerine posta giderleri ile kâğıt, baskı ve işçilik masrafları kaç TL’dir, kim ya da hangi kurum tarafından karşılanacaktır? Aslında bu 15 milyon mektup, yapılan açılışlar, mitingler yanında devede kulak kalır. Ancak yine de bu soruma cevap verileceğini ümit ediyorum” diye sorduğunu...
- TBMM’de konuşan CHP’li Dr. Ali Şeker‘in “Referandumda partilere seçim yardımı yapılmıyor. Ancak iktidar partisi işçinin kara gün parası 103 milyar TL’yi İşkur aracılığıyla bir bir seçim bölgelerinde dağıtıyor. Bir yandan da Varlık Fonu’na devredilen 3 milyar TL Savunma Fonu yine iktidarın isteği doğrultusunda kullanılıyor. Bu para, kara gün parası, ulufe gibi dağıtılamaz” dediğini...
- ‘BALKANLAR’A Vefa Derneği’nin düzenlediği istişare ve dayanışma programının 19 Şubat Pazar 10.00’da Bağcılar Halk Sarayı’nda (Gül Salonu) yapılacağını...
- SIRASELVİLER’deki Çiçek Bar’ın 26 yıl boyunca sahibi, nice filmin, kitabın, aşkın, dostluğun temellerinin atıldığı ‘Arif’in Yeri’nin ‘babası’ Arif Keskiner’in ‘Yaşar Kemal’li Anılar’ söyleşisiyle yarın 16.00’da Tarihçi Kitabevi’nde bulunacağını...

MESAJ PANOSU

CUMHURBAŞKANI, tek başına yöneterek ülkeyi uçuracağını söylüyor. Oysa gezilerinde kullandığı 80 kişilik A330’u iki pilot uçuruyor. Kendi hayatını tek pilota emanet etmezken, 80 milyonu tek başına uçurabileceğine inanmamızı nasıl bekleyebilir?
Eriş GÜRSEL

OKUYUNUZ

71.274 GÖZALTI 41.326 TUTUKLAMA 121.183 İHRAÇ
CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, 20 Temmuz’da çıkarılan ilk KHK’dan bugüne değin toplam 21 KHK’nın çıkarıldığını, buna göre 71.274 kişi gözaltına alındığı ve 41.326’sının tutuklandığını anlatıyor. Gözaltına alınan ve bırakılmayan öğrenciler de bırakılmalı diyor.
SP’ye yakın AGD’nin Arnavutköy’de inşa edilen 6 bin metrekarelik eğitim merkezinde, 1 metrekare için bin TL bağış alınıyor.

Yalçın Bayer- Hürriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları