loading
close
SON DAKİKALAR

Adı Yemen’dir!

Adı Yemen’dir!
Tarih: 28.03.2015 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; Bölgemizin herhangi bir coğrafyasında mezhep çatışması olacak da bizim iktidar tarafsız kalacak, mümkün mü?

Bölgemizin herhangi bir coğrafyasında mezhep çatışması olacak da bizim iktidar tarafsız kalacak, mümkün mü? Mümkün olmadığını Yemen’de patlak veren Şii ayaklanmasında gördük son olarak. Hemen ve derhal “mezhebine ve meşrebine” uygun tavrı sergiledi, ABD, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün vs. ile Sünni saftaki yerini aldı. Onur Öymen’le bu konuyu konuştuk. Önce olay neydi?
- Yemen’de Husi Şiiler, Sünnilere karşı ayaklandı. Bu ülke hem stratejik konumu hem de El Kaide’ye karşı üssü olması nedeniyle ABD açısından çok önemliydi. Suudi Arabistan’ın ise yumuşak karnıydı. Her iki ülke kendi çıkarları gereği Sünnilerin yanında çatışmaya dahil oldu. Bizim iktidarın Sünnilerin yanında saf tutmasının iki nedeni var. Birincisi haklı mı haksız mı... Ya da ulusal çıkarlarımıza uygun mu değil mi olduğuna bakmadan kim Sünni ise onu gözü kapalı desteklemek... İkincisi; Obama ile aradaki soğukluğu gidermek... En azından telefona çıkmasını ya da telefonla aramasını sağlamak. Bu amaca ulaşıldığını Obama’nın uzun aradan sonra önceki gün Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayıp “karşı jest” yaptığının açıklanmasıyla öğrenmiş bulunuyoruz.
-Yemen’deki bu tavrımızın bize getirisi, götürüsü ne olur?
-Getirisi olacağını hiç sanmıyorum. Ama götürüsünün büyük olacağı kesin. En azından İran’la ilişkilerimiz biraz daha kötüye gidecektir.


Obama hatırına...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Obama ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra İran’a yönelik hücumları iki ülke arasında düzelmeye yüz tutan ilişkileri altüst eder nitelikteydi:
“İran bölgeyi domine etme (egemen olma) gayreti ve çalışması içindedir. Buna tahammül etmek mümkün değil.
IŞİD terör örgütü bir yerden çıkıyor bakıyorsunuz onun yerine Şia yerleşiyor. İran’ın Yemen’den, Suriye’den ve Irak’tan ne kadar gücü varsa çekmesi lazım.”
ABD şu sırada nükleer görüşmeler nedeniyle İran’la ilişkilerini germemeye dikkat ediyor. Anlaşılan bu görevi Ankara üstleniyor.
Stratejist Cahit Dilek anımsatıyor:
“İran birlikleri, Irak ve Suriye’de bu ülkenin yönetimlerinin daveti üzerine bulunuyorlar. ABD, İran’ın IŞİD’e karşı savaşından şikâyetçi görünmüyor. Irak, İran’dan şikâyetçi olmadığı gibi Barzani İran’a teşekkür bile ediyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yemen’e müdahaleyi desteklerken, İran’a “Irak ve Suriye’den çekil” mesajı göndermesi pek tutarlı görünmüyor.
Cumhuriyet hükümetleri 90 yıldır Ortadoğu ülkeleri arasındaki anlaşmazlıklara müdahale etmeyerek isabetli bir yol izlediler. AKP değil ülkeler, mezhepler arası çatışmalarda bile taraf oluyor.
Bu politika hangi kazançları sağladı bugüne dek? Suriye’den 2 milyon sığınmacı ve 5 milyar dolar zarar... Libya’dan 7,5 milyar dolarlık makina ve 4,5 milyar dolar alacak bırakarak ayrılma... Tüm bölge ülkeleriyle küsüşme... Yalnızlaşma.
Bu iflas politikasının faturasını elbet halk ödüyor ve daha da ödeyecek.

ÖRT

CB Erdoğan, Anayasa değişikliğine bile gerek görmeden ilan ettiği başkanlık sistemini adım adım kuruyor... Son adım, önceki gece atıldı, torba kanuna eklenen madde ile Cumhur-başkanlığı’na örtülü ödenek verildi. Bu ödenek başbakanlara kapalı istihbarat, kapalı savunma gibi gizli hizmetlere gizli ödemeler için verilir. Cumhurbaşkanı’nın istihbarat görevi olmadığına göre bu ne parası?
Ayrıca... Örtülü ödenekten kullanılan paralarda üçlü imza, üçlü kontrol vardır.
Cumhur-başkanı’na örtülü ödenek tahsis eden yasada bu üçlü sisteme yer verilmiyor, dolayısıyla paranın nereye harcanacağı konusunda ikinci bir kişinin tanıklığı ortadan kaldırılıyor.
Devlet hayatında gelenek, görenek, yasa, mantık ortadan kaldırılıyor.

Turgut Özal “kendisi hakkında çizilen karikatürlerin” sergisini açmıştı. Şimdi de “dava açılan karikatürlerin” sergisini açmanın zamanıdır.
***
Basın: “Arınç, Gökçek hakkındaki yolsuzluk iddialarını şimdi açıklasın” diyor.
Cümle yolsuzluklar 17 - 25 Aralık’ta tape tape açıklandı da ne oldu?
Akif Kökçe

DTG

Dünya Tiyatrolar Günü’ne İstanbul tiyatrosuz ve operasız girdi. En büyük salon AKM kapalı. Tiyatrolar küçücük salonlara sıkışmış. Opera yok. Bu işlev de sembolik olarak Kadıköy’de eski Süreyya Sineması’na sıkıştırılmış.
Dün “AKM’deyiz İnisiyatifi” adı altında bir araya gelen tiyatrocu, yazar, sinemacı ve mimar dostlar, AKM’nin çürümeye terk edildiğini dile getirerek, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Kulak asan olur mu!
AKM’nin onarımı, para da sağlanmışken neden durduruldu? Gezi eylemlerinin intikamı için... Sözde buraya barok tarzda dev bir opera binası yapılacaktı. Mimarı üslubu bile belliydi ama kendisi hala yok! Şimdi oraya cami yapılacağı söyleniyor.

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları