loading
close
SON DAKİKALAR

Başbakan'ın beklediği adım

Başbakan'ın beklediği adım
Tarih: 02.10.2012 - 00:00
Kategori:

Emin Pazarcı yazıyor, ''Kürtler içinden güçlü çıkışlar ve tepkiler yükselebilse, durum bugünkünden çok farklı olacak...''

Başbakan Erdoğan, AK Parti 4.Olağan Büyük Kongre konuşmasında oldukça önemli bir çağrı yaptı. Bu ülkede yaşayan Kürt vatandaşlarımızın harekete geçmesini istedi. "Haydi" dedi:

- Biz şimdiye kadar Kürt kardeşlerimize karşı yüzlerce adım attık. Bu yeni dönemde Kürt kardeşlerimiz de bize karşı adım atmalı.

Peki, Başbakan'ın beklediği adımlar neler? Başbakan, Kürt vatandaşlarımızdan nasıl davranmalarını bekliyor?

Onu da söyledi. Başta terör geliyor....

Başbakan, doğal olarak Türküyle ve Kürdüyle bu ülkede yaşayan herkesin teröre karşı sesini yükseltmesini bekliyor. 
Üstelik, bunu Başbakan'ın söylemesine de gerek yok. Terör alçakça işlenen bir insanlık suçu.

Teröre karşı çıkmak da bu ülkede yaşayan her vatandaşın görevi!

Terör, kadınları, çocukları, yaşlıları, gençleri, herkesi, kısacası korumasız ve silahsız masum insanları vuruyor... Terör ve teröristler en doğal insan hakkı olan yaşama hakkına kastediyor...

Buna rağmen, sürekli olarak işlenen bu insanlık suçu karşısında gereken ve beklenen tepki yükselmiyor.

Kürt vatandaşlarımızın büyük bölümü sessiz, çoğu tepkisiz. Zaman zaman yapılan çıkışlar ise, son derece cılız.

Oysa, görev önce Kürtlere düşüyor.

Kürtler içinden güçlü çıkışlar ve tepkiler yükselebilse, durum bugünkünden çok farklı olacak. Akan kan büyük ölçüde duracak.

Ama bu sorumluluğu duyanların sayısı parmakla gösterilecek kadar az.

Herkes, başkasından görev bekliyor! PKK'nın da siyasi uzantılarının da uzun süreden beri dillendirdiği bir talep var. Bir "demokratik özeklik" tutturmuş gidiyorlar.

Bu uğurda kan döktüklerini söylüyorlar. "Vermezseniz" diyorlar:

- Biz silahla almayı biliriz!

Olmaz, ama olduğunu farz edelim. Diyelim ki, bu talep gerçekleşti ve "demokratik özerklik" ilan edildi. Peki, kim yönetecek böyle bir yapıyı? Bölgenin yöneticileri kimlerden oluşacak?

PKK'lı teröristlerden!

Eyvah ki ne eyvah! Siz ondan sonra seyreyleyin asıl sıkıntıyı! Despot, hak-hukuk tanımayan Suriye'deki Baas'çı yapının bir benzeri gelip bölgenin başına çöreklenecek.

O bölgeyi, Kandil'deki terör baronları yönetecek.

Ardından yaşanacaklar belli: Ağzını açıp konuşmak isteyenin kafasına silah dayanacak; kıpırdamak isteyen namlunun soğuk yüzü ile karşı karşıya kalacak.

Katlanılabilir bir durum mu bu?..

Türkiye'deki Kürt kökenli vatandaşlarımızın böyle bir idarenin altında yaşamaları mümkün mü?

Tabii ki değil...

Değil ama, ne bunu dillendiren var, ne de "Demokratik özerklik inşa edeceğiz" diyenlere "Sen de kimsin, benim adıma konuşuyorsun?" diye soran! Sandıktan çıkan oylar belli. Bölgede "Ben Kürtlerin temsilcisiyim" diye ortaya çıkanların arkalarına aldığı destek ortada...

Yukarıdan aşağı da toplasan, aşağıdan yukarı da sıralasan yüzde 50'nin çok altında.

Üstelik, bu oyların silahların gölgesinde, ölüm tehdidi altında kullanıldığı da Türkiye'nin bir gerçeği.

PKK, kendine güveniyorsa silahı bıraksın.

Sonuç ne olur acaba? BDP, herhalde bugünkü oyunun yarısını bile alamaz.

Alamaz ama, elindeki silahın verdiği güçle atıp tutuyor...

O bölgede silahlı küçük bir azınlık, bölgenin büyük çoğunluğuna tahakküm ediyor. Yarattığı korku ortamı içinde dilediği gibi at koşturmaya çalışıyor.

Peki, Kürt vatandaşlarımız böyle bir tabloyu içlerine sindirebiliyorlar mı?

Memnunlar mı içinde bulundukları durumdan?

Hiç sanmıyorum!

Demek ki Başbakan haklı: Onlar da güçlü bir irade göstermeliler. "Yeter artık" demeliler. Kandil'deki terör baronlarına karşı cesaretle seslerini yükseltmeliler. Aksi halde en çok onlar sıkıntıya girecek! "Çözüm" mü istiyoruz?..

Reçete ortada: Sürekli olarak "çözüm, çözüm" diyerek sorun çözülmez. "Çözüm" herkesin cesaretle hareket ekmesi ve elini taşın altına koymasıyla olur!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları