loading
close
SON DAKİKALAR

Birleşik kamu iş'e polis saldırısı

Birleşik kamu iş'e polis saldırısı
Tarih: 14.08.2015 - 21:08
Kategori: Sendika

Birleşik Kamu-İş ve bağlı bileşenleri tüm engellemelere rağmen Çalışma Bakanlığı’na yürüyerek bakanlık önünde memurların taleplerini haykırdı...

Türkiye’nin dört bir yanında Ankara’ya akın eden Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş üyeleri polisin sert müdahalesine maruz kaldı. “Sözde Toplu Sözleşme” masasını ve hükümeti protesto etmek için günler öncesinde örgütlenen Birleşik Kamu-İş ve bağlı bileşenleri tüm engellemelere rağmen Çalışma Bakanlığı’na yürüyerek bakanlık önünde memurların taleplerini haykırdı.

"Sözde Toplu Sözleşme" görüşmeleri devam ederken Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması yapmak için yürüyüşe geçen Birleşik Kamu-İş üyelerine polis orantısız güç kullandı. Konfederasyon MYK üyesi Barış Düdü, Denetleme Kurulu Başkanı İsa Kayadan, Tüm Yerel Sen Genel Başkanı Doğan Koç ve Kastamonu Tapu Çevre Yol-İş İl Temsilcisi Harun Şener gözaltına alındı. 


Birleşik Kamu-İş üyeleri AŞTİ Metrosunun çıkışında toplanırken sık sık ‘Taşeronlaştırma ve Özelleştirmeleri Reddediyoruz’, ‘4/B-4/C Köleliktir, Reddediyoruz’, ‘Bağımsız Sendika Özgür Toplu Sözleşme’ pankartları açıp, çeşitli sloganlar attı. CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, CHP Ankara Milletvekilleri Necati Yılmaz, Murat Emir ve CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağ gibi vekiller destek verdi. Konfederasyonumuz bileşenleri ve bağlı sendikaların başkanları ve myk üyeleri yürüyüşe katıldı.



Emniyet yetkilileri, "Toplu Sözleşme" taleplerini açıklamak için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yürümek isteyen Birleşik Kamu-İş üyelerine izin vermedi. Yapılan görüşmeler sırasında sendika üyeleri oturma eylemi yaptı. Görüşmeden sonuç alınamaması ve üyelerin dağılmaması üzerine, polis ekipleri gruba kalkanlarla ve biber gazıyla müdahale etti. Polis müdahalesinin ardından oturma eylemi yapan Birleşik Kamu-İş üyeleri gözaltındaki arkadaşları çıkana kadar uzun bir süre bekleyişe geçti. Grup Çalışma Bakanlığı’na doğru yürüyüşe geçerek arkadaşlarını bakanlık önünde bekleme kararı aldı.



Gözaltına alınanlarında da serbest bırakılmasıyla Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük, bakanlık önünde bir açıklama yaptı. Toplu sözleşme görüşmelerinden kamu emekçilere adına herhangi bir kazanım beklemediklerini vurgulayan Kütük, şöyle konuştu:

“Sözde, toplu sözleşme masası, ‘görüşmeler yapılsın ama sonunda hükümetin isteği olsun’ mantığıyla kurulmuştur. Masaya taraflar eşit koşullarda oturmamaktadır. O masada kamu çalışanlarını temsil edecek olan yandaş konfederasyonun, göbekten bağımlı olduğu hükümete karşı, en ufak direnç gösteremeyeceğini Türkiye kamuoyu önceki yıllardan iyi bilmektedir. Kaldı ki hükümeti temsilen masaya oturacak olan Çalışma Bakanı geçici bir hükümetin üyesi olduğu gibi milletvekili bile değildir. Bu bakımdan kamu heyeti başkanının atacağı imzaya yeni hükümetin uyup uymayacağı bile belli değildir.


Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kamu emekçilerinin haklı ve meşru taleplerinin en ön safında olmaya devam ederek, ‘hak verilmez alınır’ şiarının gereğini yapacaktır.



Daha önceki yıllarda da sürekli dile getirdiğimiz, Toplu Sözleşme ve Grev hakkımızın uygulamaya konulmasına, insanca yaşayacağımız ücretlerin verilmesine ve sosyal durumlarımızın iyileştirilmesine, çalışma koşullarının düzeltilmesine yönelik taleplerimizi görmezden gelenlere ve yine komik yüzdelik zammı 2 milyon kamu emekçisine dayatanlara, kamu emekçilerini yine yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edenlere karşı, alanlara çıkarak mücadele etmeye devam edeceğiz.” 



BASINA VE KAMUOYUNA
TOPLU OYALAMA DEĞİL,
ÖZGÜR TOPLU SÖZLEŞME!

Ülkemiz yeni bir seçim yaşadı. Bu seçimde halkımız, 13 yıldır ülkemizi işsizlik, pahalılık cehenneminde kavuran, emekçi halkımıza ölümlerden ölüm beğendiren AKP Diktatörlüğünün, ülkemizi tek başına yönetmesine son verdi.
Ancak seçimlerin üzerinden 2 ay geçmesine rağmen ortada henüz hükümet bulunmamaktadır. Yeni hükümetin kurulup kurulmayacağı da henüz belli değildir. AKP, tek başına iktidar olamamayı hazmedememekte yeniden tek başına iktidar olabilmek için ABD Emperyalizmi’nin de desteği ile kendine kanla yol açmaya çalışmakta, ülkemizi siyasi, etnik ve kültürel bir çatışma ortamına ve iç savaşa doğru hızlı bir şekilde sürüklemektedir.
Böyle bir dönemde memur sendikaları ile hükümet arasında 3 ağustosta başlayan 2016-2017 yıllarını kapsayan sözde bir yeni toplu sözleşme görüşmeleri sürecine girildi. Adına “toplu iş sözleşmesi” denilen, hükümet ve onun beslediği yandaş konfederasyonun temsilcileri arasında oynanacak bu “orta oyunundan” kamu emekçileri adına herhangi bir kazanım beklemiyoruz.
25 yıl önce grevli ve toplusözleşmeli bir sendika talebi ile ”Hak Verilmez Alınır” şiarıyla yola çıkan kamu emekçileri, “sendika yasal değil”, “grev yapamazsınız”, “toplusözleşme yapamazsınız” vb. tarzındaki tüm engellemeleri, baskıları, sürgünleri fiili ve meşru mücadelesi ile yerle bir etmiş, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununu da delik deşik etmişti.
Siyasi İktidarlar, bu mücadelelerimiz sonucunda zaten uluslararası sözleşmelerle kabul ettiği sendikalarımızı bu sefer iç düzenlemeler ile de yasal olarak kabul etmek zorunda kalmışlardı. Ancak bu kabul ediş görüntüde sahte bir kabuldür. Zaten 4688 sayılı yasa bunu açık olarak göstermektedir.
Çünkü ortada ne gerçek bir toplu iş sözleşmesi görüşmesi ne de toplu pazarlık masası bulunmaktadır. Hepsi göstermeliktir.
Anayasa’nın 90. maddesi ve uluslararası sözleşmelere dayanarak grevli toplu sözleşme hakkımız olmasına rağmen, 2001 yılından bu yana tüm halkın gözü önünde oynanan ve bir oyalamadan öteye geçmeyen, sözde toplu iş sözleşmesi düzeni tam bir kurmaca ve aldatmacadır. Bu sistem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşma ve sözleşmelerdeki taahhütlerine aykırıdır ve çağdaşlıktan uzaktır. Çağdaş ülkelerdeki sendikaların ve çalışanların sahip olduğu hiçbir hak ve özgürlük Türkiye’deki kamu çalışanlara tanınmamıştır.
Sözde, toplu iş sözleşmesi masası, “görüşmeler yapılsın ama sonunda hükümetin istediği olsun” mantığıyla kurulmuştur. Masaya taraflar eşit koşullarda oturmamaktadır. O masada kamu çalışanlarını temsil edecek olan yandaş konfederasyonun, göbekten bağımlı olduğu hükümete karşı, en ufak bir direnç gösteremeyeceğini Türkiye kamuoyu önceki yıllardan iyi bilmektedir. Kaldı ki hükümeti temsilen masaya oturacak olan Çalışma Bakanı geçici bir hükümetin üyesi olduğu gibi milletvekili bile değildir. Bu bakımdan kamu heyeti başkanının atacağı imzaya yeni kurulacak hükümetin uyup uymayacağı bile belli değildir.


Göstermelik bir toplu iş sözleşmesi masasından kamu çalışanlarının haklı taleplerinin karşılık bulmayacağını, baskıcı ve sermayenin emrindeki bir iktidarın kamu çalışanlarının hakkını vermeyeceğini biliyoruz. Ancak umutsuz değiliz. Bu hakların mücadeleyle alınacağını biliyoruz.
O yüzden de Konfederasyonumuz Birleşik Kamu İş, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada kamu emekçilerinin haklı ve meşru taleplerinin en ön safında olmaya devam ederek ‘hak verilmez alınır’ şiarının gereğini yapacaktır.
Daha önceki yıllarda da sürekli dile getirdiğimiz, Toplu Sözleşme ve Grev hakkımızın uygulamaya konulmasına, insanca yaşayacağımız ücretlerin verilmesine ve sosyal durumlarımızın iyileştirilmesine, çalışma koşullarının düzeltilmesine yönelik taleplerimizi görmezden gelenlere ve yine komik yüzdelik zammı 2 milyon kamu emekçisine dayatanlara, Kamu emekçilerini yine yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edenlere karşı, alanlara çıkarak mücadele etmeye devam edeceğiz.
Hasan KÜTÜK
BİRLEŞİK KAMU İŞ
Genel Başkanı

BİRLEŞİK KAMU-İŞ
Birleşik Kamu İşgörenleri Sendikaları Konfederasyonu
GENEL MERKEZİ

Vişne Haber Ajansı - Dilfiraz Değerli

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları