loading
close
SON DAKİKALAR

Büyük nümayiş

Büyük nümayiş
Tarih: 18.09.2017 - 00:00
Kategori:

Pardösülü nümayişçi tek başına nümayişine devam etmekte ama etrafta nümayiş yapılacak kişi kalmadığından bu nümayişten kaynaklanacak sakıncalar da ortadan kalkmış bulunmaktadır…

Mahalli yönetici Badem Bey epey bir tedirgindi; sekreteri vermişti ilk haberi.
“Efendim bir adam dışarıda nümayiş yapıyor” diye…
Mutlaka hükümet karşıtı bir şeydir, görevlerine dönmek için açlık grevi yapan akademisyenlere destek, adalet istemek gibi gerekçelerle olabilirdi bu yüzden hemen derdest edilmesini emredecekti. Ama işin mahiyetini öğrenince duraladı.
Dışarıda uzun pardösülü bir adam, gelene geçene pardösüsün önüne açarak nümayiş yapıyor-du.
“Kim ulan bu herif?” diye bağırdı…
“Bilmiyoruz efendim, sabahtan beri burada gelen geçen herkese gösteriyor… Emredin içeri alalım” dediler.
“Durun bakalım, önce anlayalım neyin nesi kimin fesiymiş? Eğer Deli Kadir’in fesiyse ters olur.”
“Efendim bence FETÖ’cüdür, alalım hemen…”
“Belli mi olur, ya değilse; ya o değil de gösterdiği kişiler FETÖ’cüyse? Yanlış bir şey yaparsak maazallah bizi de FETÖ’cü diye alırlar içeri, kimseyi de inandıramayız bir daha… Telefonunda baylok var mıymış baktınız mı?”
“Nasıl bakalım efendim, yanına yaklaşınca açıp gösteriyor hemen…”
“Kötü oldu, sokakta çoluk çocuk var edep ya hu… En iyisi bakan beyi arayalım…”
Bakan bey aranır, gösterinin ne mahiyette olduğu anlatılır…
“Gösteriyi yapan şahıs herhangi bir slogan atıyor, her hangi bir şey söylüyor mu?”
“Hayır, efendim, alenen açıp gösterisini yapıyor…”
“Bu kadar fütursuz olduğuna göre bizimkilerden olma ihtimali kuvvetlidir, bu konuda beye-fendinin açıklamasını beklememizde fayda var... O açıklama yapmadan bir daha kılımı kıpır-datmam şerefsizim. Geçen sefer; sayın beyefendi hazretlerini eleştiriyorlar, söylediklerini çarpıtıyorlar, o öyle demek istemedi, böyle demek istedi; tarzından bir açıklama yapmıştım… Höööyt hayır efendim, aynen de öyle dedim işte, racon gerekiyorsa onu da ben keserim o ka-dar; diye fırça attı, madara oldum. Bir daha mı tövbe…”
“O zaman durumumu anlatsanız bir zahmet, kapının önü kalabalıklaştı, millet gösteriyi izle-meye gelmiş; hani bilet kessek yolumuzu buluruz…”
“Beyefendiyi arayamam, tepkisinin ne olacağını bilemem; ben canımı sokakta bulmadım ar-kadaş… Beyefendi kendi kendine bir işaret versin hemen alırız içeri şerefsizi.”
“Ben bilmem valla durum çok ciddi, şimdi ondan görenler de nümayişe başlayıp topluca sara-ya doğru yürürlerse iş iyice kontrolden çıkabilir, Gezi olayları bunun yanında solda sıfır kalır. Yüzlerce pardösülü adamı sarayın önünde nümayiş yaparken düşünebiliyor musun?”
“Düşünebiliyorum… En iyisi bakanlar kurulunu toplayıp bu durumu sayın başbakana anlat-mak… Bence o uğraşsın, zaten bu ara başka ne işi var?”
Bakanlar kurulunda bütün bakanlar endişe içindeydi…
Nümayişçiyle ilgili bir şeyler yapılması konusunda herkes hemfikirdi, ama ne yapılacağı ko-nusunda önce sayın beyefendinin mutlaka bir görüş bildirmesi gerekiyordu, bildirmesi için de önce ona bu durumun bildirilmesi gerekiyordu.
Başbakan “Arkadaşlar bu durumu beyefendiye kim bildirecek?” diye ağlamaklı bir ifadeyle konuştu, “Bu iç işleri sorunudur o yüzden bu ulvi vazife içişleri bakanına düşer…”
İçişleri bakanı isyan etti “Ne alakası var, bir kere olay içeride değil sokakta yani dışarıda ol-muş… Dış işleri bakanı uyumaaa…”
Dış işleri bakanı hemen savunmaya geçti, “ Yahu herifin belli ki ruh sağlığı bozuk, sağlık bakanı söylesin… Onun alanı bu…”
Sağlık bakanının gerekçesi hazırdı “Bütün bunlar eğitim eksikliğinden kaynaklı, milli eğitim bakanı söylemeli” diye topu oraya attı…
Milli eğitimin zaten işi başından aşkındı “Ben hiçbir şey söyleyemem, geçen gün rüyasında görmüş, bu TEOG kalksın, dedi şimdi nereye kaldırıp koyacağımı bilemiyorum. Yarın ne kaldırıp ne koyacağı belli değil. Bence hiç bulaşmayalım…”
“İyi de durum ciddi, birinin araması gerek… Hayvan herif hâlâ nümayişte…”
“Tamam işte ne güzel söyledin, o zaman Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı arasın. ”
Top daha sonra Kültür, Adalet, Gençlik ve Spor, Ulaştırma, Avrupa Birliği, Orman, Maliye bakanlıklarına geldi…
Sonunda çöp çekerek halletme konusunda anlaştılar; ihale kısa çöpü çeken Kalkınma bakanına kaldı…
Kalkınma bakanı bildiği bütün duaları okuduktan sonra beyefendiyi aradı… Diğer kabine üyeleri de kulaklarını telefona yaklaştırıp konuşmayı duymaya çalışıyorlardı.
“Beyefendi rahatsız efendim, affınıza mağruren çok hassas ve dahi mühim bir meseleyi zatı şahanelerinize arz eyledikten sonra müstesna fikirlerinizi istirham edecektim…” diye konuya girdi lakin girizgâhı biraz uzun tutunca zaten uykusundan uyandırıldığı için öfkeli olan beye-fendi patladı…
“Ey kalkınma bakanı, beni değil memleketi kaldıracaksın arkadaş, senin işin bu… “
“Haklısınız beyefendi, lakin kabinedeki arkadaşlar zor durumda; bir karara varamadık aca-ba…” derken gene sözü kesildi.
“Bana bakın attırmayın tepemi, oraya gelirsem hepinize gösteririm…”
Telefon suratına kapanmıştı… Tüm bakanlar merak içindeydi…
“Ne dedi, ne dedi?”
“Valla anlamadım, buraya gelip hepimize gösterecekmiş; sizce bunda bir mana, bir şifre, bir işaret var mı?”
Başbakan düşündü “Bence var, göstereceğim dediyse az da olsa o gösteren adamla bir bağlan-tısı olma ihtimali var… İyisi mi şimdilik ilişmeyelim, bırakın göstersin ne gösteriyorsa, biz görmezden gelelim sonra duruma göre vaziyet alırız.”
“Ama durum acil, etraf kalabalıklaşmış, gazeteciler falan da gelmiş, öyle bırakamayız…”
“Tamam işte o zaman o kabalıkları, gazetecileri falanları içeri alalım mesele hallolur…”
Bütün bakanlar kurulu bu dâhiyane fikri alkışladılar…

An itibariyle: Pardösülü nümayişçi tek başına nümayişine devam etmekte ama etrafta nümayiş yapılacak kişi kalmadığından bu nümayişten kaynaklanacak sakıncalar da ortadan kalkmış bulunmaktadır…

Atay Sözer

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları