CHP'li Yılmaz: Mevlüt Mert Altıntaş FETÖ mensubu ise neden açığa alınmadı?
CHP Milletvekili Necati Yılmaz, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti ile ilgili verdiği soru önergesinde suiakaste dair aydınlatıcı sorular sordu.
CHP'li Necati Yılmaz, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un Ankara’da katıldığı bir sergide Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görev yapan Mevlüt Mert Altıntaş tarafından katledilmesine ilişkin bir soru önergesi verdi. Altıntaş’ın hain suikastte kullandığı silah ve mermilerin kime ait olduğunu soran Yılmaz, Altıntaş’ı göreve başlatma emrinin kim ya da kimler tarafından hangi tarihte verildiğinin açıklanmasını istedi. Yılmaz, “Altıntaş, hangi tarihte göreve başlamıştır? Görev süresince herhangi bir siyasinin koruma görevini üstlenmiş midir? Diyarbakır’da geçici görevle başladığı, ancak kısa sürede Ankara’da, üstelik koruma memurluğu gibi ‘prestijli’ bir görevlendirme almış olması, hangi referanslarla sağlanmıştır?” diye sordu.
"Altıntaş, FETÖ mensubu ise 15 Temmuz’dan sonraki süreçte açığa alınmış mıdır?"
Altıntaş ile Rus Büyükelçiliği’nde görevli personel hakkında herhangi bir bağlantı bulunup bulunmadığını soran Yılmaz, “Cinayetin ardından başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olmak üzere sorumlu yetkililer tarafından dile getirilen katil Altıntaş’ın FETÖ ile ilişkili olduğu iddiası doğru mudur? İddia edildiği gibi FETÖ mensubu ise 15 Temmuz’dan sonraki süreçte açığa alınmış mıdır? Açığa alındıysa hangi gerekçelerle ve hangi tarihte görevine iade edilmiştir? Açığa alınmadıysa bunun gerekçesi nedir?” sorularını yöneltti.
Yılmaz, Altıntaş’ın Büyükelçi’yi katletmeden önce El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’nin sloganı olan “Biz cihada biat edenleriz” sözlerini Arapça dile getirdiğini vurgulayarak, “Altıntaş’la ilgili ortaya atılan FETÖ mensubu olduğu iddialarıyla hangi gerçeğin üzerinin örtülmesi istenmektedir? Altıntaş, FETÖ üyesi ise bu örgütün devletin, özellikle de emniyetin içine sızmasına yıllarca göz yuman ve İçişleri Bakanlığı görevinde bulunan kişilerin işlenen cinayette hiç mi sorumluluğu yoktur? Var ise sorumlu kişi ya da kişiler hakkında yapılan/yapılacak olan işlemler nelerdir?” diye sordu.
"Gökçek'e suikast iddiası nereden geldi?"
Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek’in, 15 Temmuz darbe girişimin ardından “Bundan sonra darbe filan olmaz, olursa suikast olur” yönünde açıklamalar yaptığını, Büyükelçi Karlov cinayetinin ardından da “Bu tür suikastler devam edecek. Türkiye Cumhuriyeti’ne güçleri yetmeyenler en sonunda bu tür suikastlere başvuruyor” açıklamasında bulunduğunu anımsatan Yılmaz, önergesinde şu soruları yöneltti:
“-Gökçek’in iddia ettiği gibi emniyet birimlerine yeni suikastlar olabileceği yönünde gelen uyarılar var mıdır? Yoksa Gökçek, hangi istihbarat bilgisiyle bu yönde açıklamalarda bulunmuştur? Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla Melih Gökçek’e gelen suikast iddiaları, İçişleri Bakanlığı’na iletilmemiş midir?
-Menfur saldırı gerçekleştirilene kadar özellikle büyük şehirlerde Rusya Büyükelçilikleri ve konsolosluklarına yönelik olarak yapılan şiddet içeren sloganları da barındıran yasa dışı eylemleri kim ya da kimler organize etmiştir?
-Bu cinayetin psikolojik etmenleri içerisinde Halep’te yaşanan olaylar sonucunda hükümet yetkililerinin ve hükümete yakın medyanın konuyla ilgili yorumları ve günlerce süren Rus Büyükelçiliği önündeki protestoların etkisi olmuş mudur?
-Menfur saldırı gerçekleştirilene kadar olan süreçte sosyal medya üzerinden Rus diplomatları hedef gösterdiği gerekçesiyle kaç kişi hakkında hangi işlemler gerçekleştirilmiştir?”
Vişne Haber Ajansı
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları