loading
close
SON DAKİKALAR

CHP’nin ön seçimi demokrasi şöleni değil

CHP’nin ön seçimi demokrasi şöleni değil
Tarih: 01.04.2015 - 00:00
Kategori:

Mehveş Evin; Ancak ön seçim, CHP’nin parti içi tam demokrasiye geçtiği anlamına gelmiyor. Ön seçimin nasıl uygulandığına bakmak yeter...

Gazeteci Tim Sebasti-an’ın Boğaziçi Üniversitesi’nde yönettiği “Türkiye demokrasisi vahim bir tehlike altında mı?” başlıklı tartışmasının tarafları, CHP’den Binnaz Toprak ve AKP’den Etyen Mahçupyan’dı. Sebastian, sıkıştıran, sert sorularıyla gazetecinin “tarafgir”lik ve yağcılık olmadığını gösterdi.
İzleyiciler, özellikle Mahçupyan’ın çelişkili, demagoji dolu konuşmalarına sorular yöneltirken CHP’nin zayıflıklarına, bahanelerine de karınlarının tok olduğunu gösterdi. 23 yaşındaki bir öğrencinin, “Hep tarihi bahane ediyorsunuz... Ben, şimdi demokrasi istiyorum” demesi, sanırım pek çok genç insanın hislerine tercüman oldu.
Tartışma sonunda yapılan oylamaya göre izleyicilerin yüzde 76’lık büyük çoğunluğu “Evet, Türkiye’de demokrasi tehlikede” dedi. Ancak Toprak’ın tezlerini destekleyen bu sonuç, izleyicinin CHP’nin demokrasi anlayışını yeterli bulduğu anlamına gelmiyor.
CHP’nin bu yıl ilk kez ön seçime gitmesi, buna iyi bir örnek... Partililere göre bu bir “devrim” ve “demokrasi şöleni” olsa da parti içi demokrasiyi sağlama yolunda geç kalınmış, eksikli bir adım...

Fermuar demokrasisi
Ana muhalefet partisi, ön seçim sayesinde hem diğer siyasi partilere örnek oldu... Hem de yıllanmış, eski tarzda siyaset yapan bazı isimleri eleyerek daha genç ve daha çok kadın adayın seçilmesine yol açtı.
Bu gelişme elbette sevindirici. Ancak ön seçim, CHP’nin parti içi tam demokrasiye geçtiği anlamına gelmiyor. Ön seçimin nasıl uygulandığına bakmak yeter...
Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yaşar Sarıbay, El Cezire’ye yazdığı “CHP ön seçimi: Fermuar demokrasisi veya yumuşak sultanizm”de şöyle açıklıyor:
“CHP milletvekili adaylarını belirlerken; tüzük gereği %85 ön seçim, %15 merkez yoklaması yoluna başvuracaktır. Bu ise şu anlama gelmektedir: 550 milletvekilinin %15’ine tekabül eden sayı (83 milletvekili) genel merkezin istediği seçim bölgelerine kontenjan yoluyla yerleştirilecek; ilaveten Siyasi Partiler Kanunu’nun (SPK) genel başkanlara tanıdığı %5 kontenjan belirleme yetkisi kullanıldığında bu sayı 110 milletvekiline ulaşabilecektir. Genel Merkez’in ön seçim yapılacak yerlerde sıralama yetkisini haiz olduğu da dikkate alınırsa, ön seçimde örgütlerin aday belirlemedeki hakkı ve yetkisi sınırlı şekilde belirecektir.”

Melda Onur örneği
Sarıbay, uygulamayı daha da sorunlu kılan ve pek sorgulanmayan iki önemli ayrıntıyı gündeme getiriyor:
- Ön seçime katılma hakkına, partiye ancak düzenli aidat ödemesi yapanlar sahip.
- Tabanın iradesinin tam yansımasını önleyici başka bir fren mekanizması, “fermuar yöntemi”. Bu yöntem, ön seçim yapılacak yerlerde, genel merkezin/başkanın kontenjan uygulamasını geometrik diziyle gerçekleştirme yetkisini ifade ediyor.
Mesela gençlerin ve kadınların büyük desteğini kazanan Melda Onur gibi etkin bir milletvekili, “fermuar sistemi” yüzünden ta 13’üncü sıradan aday gösterilecek.
Onur, İstanbul 2. Bölge’den milletvekili aday adayı oldu, ancak partinin ön seçimlerinde 9. sırada seçildi. Çünkü bu bölgede 1, 3, 5 ve 7. sıralar kontenjan adaylarına ayırılmıştı. Onur’un seçilme şansı, Kılıçdaroğlu’nun belirleyeceği “kontenjan”lar nedeniyle düşecek. Kısacası, parlamentoya girecek milletvekillerinin önemli bir kısmını yine genel başkan belirleyecek. Ee, ne anladık şimdi bu “demokrasi şöleni”nden?




GÜZEL ŞEYLER KÖŞESİ
MERHEBA: Destar Tiyatro’nun “Merheba” oyunu, Sechu Sende’nin “Rüyalarımda Bile Dilimi Kaybetmeyeceğim” kitabından tiyatroya uyarlandı. Çok tartışılan dil ve kadın meselesini, ayrı dillerden kadın seslerine yer vererek sahneye koyan isim, Mehmet Atak. Gelecek performans 12 Nisan’da (Bilgi için: sermolaperformans.com)

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları