loading
close
SON DAKİKALAR

Cinayet mi İşkence mi?

Cinayet mi İşkence mi?
Tarih: 31.05.2012 - 00:00
Kategori:

Kürtaj yasağı geliyor… Buyursun gelsin… Biz yasaklara alıştık zaten…

Kürtaj yasağı geliyor… 

Buyursun gelsin… 

Biz yasaklara alıştık zaten… 

Kadınların iş hayatına aktif olarak katılmasının ardından, eskiye göre daha özgürleştikleri hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Türkiye de değişimlere çabuk adapte olabilen fakat zor sindirebilen bir ülke. İşte bu yüzden kadının cinsel özgürlüğü de hala tartışma konusu olabiliyor. Biz değişimleri bilinçaltımızla inkâr edip, beynimizle kabul edebilen bir milletiz. Yani, özgürüm derken tutsak olan ruhlarımız var bizim. 

Eskiden cinsellik tabuydu bu ülkede. Dost sohbetlerinde dile getirilmez, evlenmeden yaşanması uygun görülmezdi.

Şimdiyse isteyen istediğini yaşıyor. Pek çok kesimde de bunun yadırgandığını düşünmüyorum. Şimdi içinizden “Hayır öyle bir özgürlük yok” diye düşünenleriniz olabilir. Ama bunu bir de kızınıza, kardeşinize, yan komşunuza sormalısınız bence. Çünkü kapalı kapılar ardında çok şeyler yaşanır bu ülkede. Üstüne üstlük ne kadar cesur ve özgür olursanız olun, babasız bir çocukla yanınıza gelen kızınıza, çevreye aldırmadan sahip çıkmak da kolay değildir ülkemizde.
 
Hayat tercihlerden ibarettir. Kişi en çok kendi çevresini tanıyıp bilir. Çoğu insan ülkesinin de kendi çevresinden ibaret olduğuna inanarak yaşıyor ve ölüyor. Benim çevremdeki insanlar da namus cinayetlerini, çocuk gelinleri… vb. birer masalmışçasına izliyorlar televizyonlardan. Ama hiç bilmedikleri bir dünya için, yürekleri yanıyor çoğunun. İnsanlık da bu olmalı diyorum çoğu kez. Yani bizim cesaretimiz var diyelim, bir şey yaşadıysak sorumluluklarını kaldırırız diyelim… 

Bizim ailemiz, bizim çevremiz bize sahip çıkar diyelim… 

Peki ya diğerleri? Bunu kaldıramayan ailelerin cesur çocuklarına ne olacak? Daha kaç cinayet göreceğiz? Daha kaç zorla düğün göreceğiz? Kürtaj yasak olacak, denize düşen yılana sarılacak. El altından iş gören doktorlar zengin olacak. Kimileri de dünyada benzerleri görüldüğü gibi sağlıksız şartlar altında kürtaj olmaya çalışırken can verecek! 

Çocuğu kurtarmaya çalışırken anneyi öldüreceğiz yani. 

NTV’nin Haberine göre; “Bugün, dünyada yasağın bulunduğu ülkelerde sağlıksız koşullarda gerçekleştirilen kürtajlar nedeniyle, her yıl 68 bin kadın hayatını kaybediyor ve Dünya Sağlık Örgütü de yasağın uygulandığı ülkelerde kürtajın ortadan kalkmadığına, aksine uygun olmayan koşullarda, işinin ehli olmayan kişilerce gerçekleştirildiğine dikkat çekiyor”.

Siz hiç istenmeyen çocuk oldunuz mu? 

Siz hiç anne baba sevgisinden mahrum kaldınız mı? 

Siz bilir misiniz aç kalmanın ne demek olduğunu?

Ben de hiçbirini bilmem. Ama anlarım. İnsan psikolojisinin ne kadar hassas olduğunu bilirim. Mutsuz çocukların gözyaşları beni üzer. Bir çocuk dünyaya getirmek, büyük bir sorumluluktur. Karnının doyması gerekir. Çocuğun, anne ve babasının birbirini sevdiğini görmesi gerekir. Huzurla büyümesi gerekir. Okula gitmesi gerekir. Hala çocukları tam anlamıyla okuyamayan bir ülkede kimsesiz çocuklar dünyaya getirme cesareti niye? İki kişinin bir arada uzun zaman kalamadığı metropol şehirlerde babasız çocuklar büyütmek zorunda kalacak kadınların suçu ne? Minareyi çalan kılıfını hazırlar diyorsunuz değil mi? Herkes minareyi doğru çalamaz. Her zaman önlemler başarılı olmaz. 

Sizce işkence mi daha ağır bir cezadır ölüm mü?

Daha hayatın ne olduğunu bilmeden ölen bir cenin mi şanslıdır yoksa sonsuz bir işkence çekeceği dünyaya bile bile getirilen mi? 

Yapmayın! Kadınlardan kürtaj haklarını almayın. Ülkeye başka başka sorunlar getirip, sokakları aç ve babasız çocuklarla doldurmayın. 

Sayın Başbakanım soruyorum size; Sizin için bu kadar önemli mi insan hayatı? Önemliyse eğer neden sokaklarda bir sürü ölmeden ölmüş işsiz var? Siz boş verin doğmayanı. Doğanlara el uzatın bir zahmet. Biz de merhametinizi görelim. 

Çağda Erzincan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları