Demokrasi güçleri neden Taksim’de CHP’nin Mitingine katılmalı

İmambakır Üküş; CHP’nin eksikleri, yanlışları olabilir; bunu eleştirmek herkesin hakkı ve görevidir. Ama bugün ayrılıklarımızı öne çıkaracağımız bir gün değildir; gün ortak yanlarımızı öne çıkarma günüdür…

Demokrasi güçleri neden Taksim’de CHP’nin Mitingine katılmalı

Başarısız darbe girişimiyle birlikte Türkiye yeni bir süreç yaşıyor…

Boşa çıkan darbe girişimi gerekçesiyle zaten “sorunlu” olan demokraside rafa kaldırılıyor…

Darbecilerde demokrasiye; temel hak ve özgürlüklere, parlamenter rejime karşı…

Darbeye karşı mücadele ettiğini söyleyen AKP’de…

***

Fetocu çetenin devlet içinde örgütlenmesine güç ve destek verenleri Türkiye unutmamalı…

Devlet içinde bu derece ve bu güçte bir örgütlenme basit ve sıradan bir olay değildir…

40 yılı aşkın süredir iktidara gelen her partinin devlet içinde “tarikat” ve “cemaat” örgütlenmesine göz yummasının sonuçlarıdır bunlar…

Adım adım devletin nasıl ele geçirildiğini şimdi hep birlikte görüyoruz…

***

Bizler; bu çetenin tehlikesine ve devlet içinde örgütlenmesine ilk günden itiraz eden ve dikkat çekenleriz…

Devlet ve AKP bizim telefonlarımızı “sinyal takip dahil” dinleme-izleme kararı alacağına bu çeteyi izlemiş olsaydı belki bu sorunlar yaşanmayabilirdi…

AKP; tam tersine bu çetenin devlet içindeki örgütlenmesinin önünü açmıştır…

Eğer bu mafya-Gladio çetesi iktidarın tamamı için harekete geçmeseydi şimdi hala AKP ile birlikte iktidarı paylaşıyor olacaktı; Fethullah Gülen hala “muteber” ve “Alim insan” olacaktı…

***

Türkiye çok büyük bir tehlike atlattı…

15 Temmuz darbe girişimi demokrasiye ve parlamenter rejime karşı bir saldırıydı…

Aynı zamanda 15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’de ilk defa yapılan bir “şeriatçı-dinci darbe” girişimiydi…

Eğer “darbe girişimi” başarılı olsaydı yalnızca parlamenter aynı zamanda “imam”lar rejimi adı altında bir “şeriat devleti” kurulmuş olacaktı…

***

Türkiye; 15 Temmuz’da yalnızca darbe girişimini yenilgiye uğratmadı…

Türkiye aynı zamanda Fethullahçı şeriatçı devlet girişimini de yenilgiye uğrattı…

Bu nedenle bizler ilk andan itibaren cemaatçi darbe girişimine karşı demokrasiyi ve parlamenter rejimi savunduk…

Bu nedenle bizler ilk andan itibaren hangi gerekçeyle olursa olsun darbelere karşı demokrasiden yana olduk…

***

AKP bu “darbe girişimini” kendi açısından “fırsata” çevirmeye çalışıyor…

Darbeye karşı demokrasi için sokağa çıkan kitleleri kendi “politik hegemonyası” altına almak istiyor…

Bu nedenle “sokak gösterilerini” AKP’nin baskıcı ve otoriter siyasetine desteğe dönüştürmeye çalışıyor…

Sonuçta sokağa hakim olan AKP oldu; öylesine ki sokakta demokrasi için bulunma giderek AKP karşıtlarını sindirme için politik sopa oldu…

***

Türkiye’nin ilerici-demokratik güçleri bir bütün olarak darbeye karşı çıktı…

Hiç kimse hiçbir gerekçeyle darbeden yana olmadı…

Ama bu yeterli değil…

Aynı şekilde Türkiye’nin ilerici-demokratik güçleri darbeye karşı demokrasi ve özgürlükler için sokaklarda ve alanlarda da olmalıydı…

***

Ne yazık ki Türkiye’nin İlerici- demokratik güçleri sokakları ve alanları AKP’ye terk etti…

Hangi gerekçe ve nedenle olursa olsun sonuç budur…

Zaten 1 Kasım seçim yenilgisinin etkisini üzerinden atamayan demokrasi güçleri 15 Temmuz darbesi ve sokaktaki AKP hegemonyasının moral bozucu etkileri oldu…

Eğer yeniden sokağa ve meydanlara kendi taleplerinizle yığınsal bir şekilde çıkamazsak durum daha kötü hale gelecektir…

***

CHP’nin 24 Temmuz’da Taksim’de buluşması bu nedenle çok önemlidir…

Türkiye’nin ilerici-demokratik güçleri açısından Taksim’in önemini anlatmaya gerek yok…

Bugün bizim için 1 Mayıs alanı olan Taksim ne yazık gerici-faşist bir hegemonyaya teslim olmuş durumda…

Bu nedenle CHP’nin çağrısıyla Taksim’e kendi sloganlarımız ve taleplerimizle çıkmamız çok önemli…

***

24 Temmuz Taksim mitingi bir sıradan CHP mitingi değildir…

Askeri ve Sivil darbeye karşı; daha çok demokrasi ve daha çok özgürlük isteyen herkesin mitingidir…

Laik, demokratik ve özgürlükçü bir Türkiye isteyen herkesin mitingidir…

Bütün demokrasi güçlerinin darbeciliğe, gericiliğe ve faşizme karşı 24 Temmuz’da Taksim’de olması gerekiyor…

***

Zor bir süreçten geçiyoruz…

Karanlık bir dönem yaşıyoruz…

Daha da zor günler bizi bekliyor…

Bu zor ve karanlık günlerden ancak en geniş demokratik birliktelik ve dayanışmayla çıkabiliriz…

***

Bütün devrimcilere, demokratlara düşen görev bugün askeri-sivil darbelere karşı birleşmektir…

Bütün demokratlara, devrimcilere düşen temel görev bugün hayatın her alanında dayanışmayı örgütlemektir…

CHP’nin eksikleri, yanlışları olabilir; bunu eleştirmek herkesin hakkı ve görevidir…

Ama bugün ayrılıklarımızı öne çıkaracağımız bir gün değildir; gün ortak yanlarımızı öne çıkarma günüdür…

***

Umuda ve dayanışmaya ihtiyacımız var…

Şimdi görev; umudu ve dayanışmayı örgütlemektir…

Şimdi görev; Taksim’de Laik, demokratik ve Tam bağımsız Türkiye talebimizi haykırmaktır…

Bütün demokrasi güçleri; ayrılıkları değil birliği öne çıkararak 24 Temmuz’da CHP ile birlikte Taksim’de olmalıdır…

***

Ancak birleşirsek başarabiliriz…

Ancak birleşirsek kazanabiliriz…

Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız…

Faşizme geçit yok Faşizmi yeneceğiz…

İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni