Erken seçim ve ön seçim

İmambakır Üküş; Hukuktan ve demokrasiden bahseden CHP’de, kimi yöneticilerinin koltuklarını koruması için yasanın ve tüzüğün arkasını dolanmasına izin verilmemelidir…

Türkiye yeniden bir seçime gidiyor…

RTE, 7 Haziran akşamından itibaren “tekrar seçim”den söz etmeye başlamıştı…

AKP’nin 13 yıllık “tek başına” iktidarına son veren 7 Haziran sonuçlarını RTE “yok” saymıştı…

Sarayın “savaş” politikası eşliğinde Türkiye Kasım’da bir seçime daha gidecek…

***

Kılıçdaroğlu, RTE’nin hiçbir “koalisyon” girişimine izin vermeyeceği bilinciyle “görüşme masa”sından kalkmadı…

AKP’ye ve RTE’ye seçim için gerekçe vermemek için kendisine yönetilen bütün eleştirilere katlandı…

Koalisyon için “can atan” birçok CHP yöneticisinin aksine Kemal Kılıçdaroğlu, AKP ve CHP koalisyonunun hiçbir şekilde olamayacağının “bilinciyle” hareket etti…

***

RTE, hukuku ve Anayasayı hiçe sayarak Türkiye’yi seçime götürüyor…

Kılıçdaroğlu’na görev vermesi gerekirken “yetki gaspı” yaparak, Kılıçdaroğlu’na hükümet kurma görevi vermedi…

Aslında bu AKP’nin ve RTE’nin içinde bulunduğu “korku”yu ortaya koydu…

AKP ve RTE ne yaparsa yapsın; girdiği her seçimde “yenilgi” yaşayacaktır…

***

Erken seçim kararı, CHP’yi kendi içinde “zor” durumda bırakıyor…

CHP, 1 yıl “ertelediği” kongrelerini bu “erteleme” süresi içinde de yapamadı…

Dolayısıyla CHP, kongre ve kurultay sürecini tamamlayamadığı için şimdi “cezalı” duruma düştü…

***

CHP gibi “köklü” ve “kurucu” bir partinin kongre ve kurultay “yapamamak”tan dolayı “cezalı” duruma düşmesi ne “acı” bir durum…

CHP MYK’da yönetimi elinde bulunduranlar, CHP’ye olağan kongre sürecini yaşatmadılar…

Hiçbir öngörüsü ve demokrasi inancı olmayanların CHP’de “yönetici” olması çok “dramatik” sonuçlar yaratıyor…

***

Ellerinde bulundurdukları koltukları ve makamları kaybetmemek için parti içi demokrasiyi işletmeyenlerin ülkede demokrasiden bahsetmeye ne kadar hakları var?

Parti içi hukuku “yok” sayanların ve parti içi hukuku ayaklar altına alarak, örgütleri “keyfi atamalarla” yönetenlerin ülkede hukuktan bahsetmeye ne kadar hakları var?

Veya kendi partilerinde demokrasiyi ve hukuku hiçe sayanların ülkede demokrasi ve hukukun çiğnenmesinden bahsetmeye ne kadar hakları var?

***

CHP, bu kez de “erken seçim” gerekçesiyle “kongre sürecini” erteleyecek veya “donduracak”…

Böylece yenilenmemiş; yorgun ve yıpranmış bir örgütle seçimlere gidecektir…

Zaten bu yorgun ve yıpranmış; daha önemlisi hiçbir “temsil” kabiliyeti olmayan örgütlerle seçimde ne olacağını 7 Haziran’da hep birlikte görmedik mi?

Aynı “yapılar” ve “kadrolarla”; aynı “anlayış” ve “yöntemlerle” nasıl “farklı” bir sonuç elde edilebilir ki?

***

CHP 20 yılı aşkın bir süre sonra parti içi demokrasi konusunda bir tarihi adım attı…

45 seçim çevresinde yargı denetiminde, 10 seçim çevresinde ise “örgüt” denetiminde ön seçim yaptı…

Her ne kadar “kontenjan” adaylarıyla ön seçimde yarattığı “rüzgarı” kendisi kesse de, yine de ön seçim kararı çok önemlidir…

Ön seçimde “adil” olmayan; bir çok hukuksuzluk yaşansa da yine ön seçim yapılıyor olması bile CHP için “devrim” gibi bir adımdır…

***

Şimdi erken seçimde CHP ne yapacak?

Aynı listeleri ufak-tefek değişiklikle yeniden YSK’ya mı verecek?

Yoksa her şeyi “sil baştan” yeniden mi düzenleyecek?

***

CHP ne yapacak?

Kendi Anayasası olan CHP Tüzüğüne mi uyacak?

Yoksa “bir kez tüzük çiğnemekle” bir şey olmaz diyerek, tüzüğü “yok” sayıp işi “yönetmelikle mi” idare edecek…

***

Erken seçim tartışmalarıyla birlikte Kılıçdaroğlu, “gönlümden geçen ön seçimde gelenleri korumak”tır dedi…

Gerçekten de ön seçiminde; seçimlerinde üzerinden çok az bir zaman geçti, Türkiye yeniden seçime gidiyor…

Bu “istek” çok “masum” ve “haklı” gibi duruyor…

Peki, bu “istek” parti tüzüğüne uygun mu?

Peki, bu “istek” parti içi hukuka uygun mu?

***

Ön seçimden gelenleri “korumak” üzerine yoğunlaşma aslında başka bir şeyin üstünü” örtmek için yapılıyor?

Hadi, tüzüğe rağmen ve parti içi hukuku “yok” sayarak ön seçimden gelenleri korudunuz?

Ya kontenjan adayları ne olacak?

Ya merkez atamalarıyla aday olanlar ne olacak?

***

Burada “esas” yapılmak istenen ön seçimden gelenleri öne çıkarıp Kontenjan ve Merkez atamalarını yeniden adaylaştırmaktır…

Esas oyun budur…

Ön seçimden gelenler diyerek bizlere “cambaza baktıranlar” kendilerini yeniden “kontenjan” adayı yapmak isteyenlerdir…

***

CHP’nin Anayasası olan tüzüğü açık ve nettir…

CHP, adaylarının %85’ini ön seçimle belirlemek zorundadır…

Bu seçim “tekrar seçim” değil, “erken” bir “yeni” seçimdir…

Hiç kimse hukuksuzluğun üstünü yönetmeliklerle örtemez…

Yasada, tüzükte çok açıktır…

***

Yalnız yasa ve tüzük açısından değil hakkaniyet açısından da her şey “sil baştan” olmak zorundadır…

Aynı “listelerle” seçimlere gitmek, insanların “aday olma” haklarını gasp etmek demektir…

7 Haziran öncesi çeşitli nedenlerle aday olmayan bir kişi, şimdi aday olamayacak mı?

7 Haziran öncesi koşulları adaylaşamaya uygun olmayan bir kişi, şimdi koşulları uygun olunca olamayacak mı?

CHP Parti Meclisi veya MYK’sı insanların seçme ve seçilme hakkını elinden alabilir mi?

Aynı listeler geçerli olacakta aynı oy oranları da geçerli olacak mı?

YSK listeleriniz aynı o zaman aynı oy oranı da geçerli diyebilir mi?

***

Yapılacak ve CHP’yi başarıya taşıyacak tek bir şey vardır…

Amasız, fakatsız, kontenjansız, entrikasız, anahtar listesiz; adil ve demokratik bir ön seçime gitmek…

Genel başkandan, MYK üyelerine, grup başkan vekilinden, milletvekiline herkesin eşit koşullarda, demokratik ve adil bir ön seçime gitmesi CHP’de beklenen rüzgarı ve heyecanı yaratabilir…

Aksi, zaten yorgun ve yıpranmış olan örgüt yapısını, daha da köreltmeye ve yenilgiye yol açar…

***

Hukuktan ve demokrasiden bahseden CHP’de, kimi yöneticilerinin koltuklarını koruması için yasanın ve tüzüğün arkasını dolanmasına izin verilmemelidir…

Aksi hem hukuksuzluktur…

Hem de siyasi intihardır…

Koltuk sevdanıza, CHP’yi ve Türkiye’yi ateşe atmayın…


İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni