loading
close
SON DAKİKALAR

Geriye kalan sadece 23 Nisan!

Geriye kalan sadece 23 Nisan!
Tarih: 24.04.2014 - 00:00
Kategori:

Mustafa Mutlu; Unutmayın; dil, egemenliğin en büyük göstergesidir!

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı...
Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 94’üncü yıldönümü...
Bu kavramlar üzerinden teker teker gidelim; 94 yıl sonra gelinen nokta şudur:
***
“Milli...”
Geçen yıl Ocak ayında Başbakan bizzat “ayaklarının altına” aldı kendisini! Sonra TC’ler kazındı devlet kurumlarının tabelalarından!
***
“Egemenlik”
Bizim dışımızda bir kavram zaten, hem de çok uzun zamandır!
Çıkın bir caddeye, mağazaların tabelalarına bakın; hangi “dil”in egemen olduğunu göreceksiniz zaten...
Unutmayın; dil, egemenliğin en büyük göstergesidir!
***
“Çocuk...”
Bu yıl yine yaparlar mı bilmem; her yıl 21-22 yaşında bıyıklı sakallı bir adama devredilir Meclis Başkanlığı koltuğu...
Çoğunlukla da İmam-Hatipli olur, o “temsili çocuk başkan”lar...
Ve “dinci eğitim” istediklerini haykırırlar Meclis Başkanı’nın masasından...
***
“Bayram...”
Devlet, halkın bayramları kutlamasını yasakladı birkaç yıldır... Bir elinize Türk bayrağı, diğer elinize de bir demet çiçek alın; yaşadığınız kentteki herhangi bir Atatürk büstüne koymaya kalkın bakalım bugün...
Önce dayak yiyeceksiniz, sonra ıslatılacaksınız, en son da biber gazıyla yola getirileceksiniz!
Sakın yanlış anlamayın; bu ülkede “bayram” kutlanıyor elbette! Diyarbakır’da, PKK bayraklarıyla özgürce kutlanan “Newroz”u unutmayın!
***
Demek ki neymiş?
“Milli”yi ayaklar altına almışız...
“Egemenliği” satmışız!
“Çocuğu” büyütmüşüz!
“Bayram”ı devşirmişiz...
Geriye ne kalıyor?
23 Nisan...
Kutlu olsun!
TEŞEKKÜR!
Önceki akşam Maslak TİM Gösteri Merkezi’ndeydim ve çok özel duygular yaşadım.
Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV), Media 4x4’le birlikte yaptığı anket sonucunda beni “2013’ün En İyi Erkek Yazarı Ödülü”ne layık görmüştü.
Bu ödülü anlamlı kılan iki boyut var:
Birincisi; ödülü, 10 yıl boyunca çalıştığım gazeteden kovulduğum yıl için almış olmam...
İkincisi ise bizim teşvik etmemiz gereken insanların, bizi teşvik etmek için çırpınıp durmaları...
Bu güzel ödüle beni değer görenlere ve harika tören için emek verenlere yürekten teşekkür ediyorum.
GÜNÜN SORUSU
DİSK-AR’ın Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği Raporu’na göre, okurken çalışan çocuk sayısı 2006-2012 yılları arasında yüzde 64 artarak, 272 binden 445 bine yükselmiş... Sorum, bugün utanmadan o çocukların bayramını kutlayacak olan iktidar mensuplarına:
Kendi çocuklarınıza ayakkabı kutusu; halkın çocuğuna ayakkabı boya sandığı... Partinizin isminin başında da yer alan adalet kavramından anladığınız şey bu mudur?
MİLLİYET İTİRAFTA BULUNDU!
Cumartesi günü bu sütunlarda, dershane parası için Torunlar İnşaat’ın Mecidiyeköy’deki kulelerinde çalışan 19 yaşındaki bir gencin dramatik öyküsünü anlatmıştım.
Erdoğan Polat isimli bu genç, tam da işten ayrılmayı ve memleketine dönmeyi planladığı gün, belki de son kez bindiği “kafes”in halatı düştüğü için yere çakılarak hayatını kaybetmişti.
O günkü yazımda aynen şöyle dedim:
“Torunlar İnşaat, bu haberin duyulmaması için devreye hemen reklam rüşvetini soktu. Bazı gazeteleri ve televizyonları arayarak ‘Üç Büyükler Ali Sami Yen’de Buluşuyor’ başlıklı kampanya ilanını vermeyi düşündüklerini, ancak küçük (!) bir ricaları olduğunu söylediler. Ne yazık ki Abdi İpekçi’nin gazetesi Milliyet başta olmak üzere birçok gazete ve televizyon bu koşulu kabul etti. Haberi ya hiç girmediler ya da küçük gördüler.”
***
Dikkat edin ne diyorum?
“Milliyet dahil birçoğu haberi ya hiç yayınlamadılar ya da KÜÇÜK gördüler.”
Hal böyleyken Milliyet Gazetesi Kurumsal İletişim Departmanı, dün nihayet (!) bir açıklama yapmış ve beni yalanlamaya çalışmış:
“Söz konusu haber, 10 Nisan 2014 tarihli Milliyet Gazetesi’nin altıncı sayfasında ‘İş Kazası Sonucu Ölen İşçi’ başlığıyla yayımlandı...”
***
Sevgili dostlar:
Bu bir “yalanlama” değil, itiraftır:
Ben “Haberi küçük gördüler” derken işte tam da bunu kastetmiştim!
Eğer Milliyet gibi bir gazete, böyle bir haberi böyle vermeyi kendisine yakıştırıyorsa; zaten olay bitmiştir.
Ayrıca asıl sorum yanıt bulmadı.
Tekrar soruyorum:
Erdoğan öldükten sonra Torunlar İnşaat’ın kaç lirası kasanıza girdi? Bu parayı size vermeleri karşılığında şirket yetkililerinin sizden herhangi bir ricası oldu mu, olmadı mı?
Kısacası... “Yavuz hırsız”, aslında sadece “hırsız”dır...
Yavuzluğu, göz boyamadan ibarettir!
GÜNÜN İSYANI!
Taraf’ın dünkü haberine göre, Doğu’daki illerimizden birinde AKP İl Başkanlığı görevini yürüten M.K.’nın şirketlerine kesilen 6 milyon liralık vergi cezası ilginç bir yöntemle kuşa çevrilmiş... Önce vergi dosyasının tayini Ankara’ya çıkarılmış; ardından da ceza Merkezi Uzlaşma Komisyonu’nda değerlendirilmiş ve yüzde 90’ı silinmiş... İsyanım Maliye Bakanı’na: Az kaldı; bakalım sizin bu ülkeye borçlarınızı kim, nasıl silecek?
Not: Facebook’taki TÜKETMİYORUZ’a katılımlarınızı bekliyoruz.

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları