loading
close
SON DAKİKALAR

Halkevleri'nden sol siyasi parti ve Alevi örgütlerine ziyaret

Halkevleri'nden sol siyasi parti ve Alevi örgütlerine ziyaret
Tarih: 27.07.2016 - 13:58
Kategori: Gündem

Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy sol siyasi partiler ve Alevi örgütleri ile görüşerek 15 Temmuz’dan itibaren yaşanan gelişmelere karşı acil ortak hareket etme çağrısı yaptı.

Halkevleri siyasi partiler ve Alevi örgütleri ile görüşüp mektup bırakarak 15 Temmuz’dan itibaren yaşanan gelişmelere karşı acil ortak hareket etme çağrısı yaptı. Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy imzasıyla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve PM Üyesi Fatma Kurtulan, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ve Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, ÖDP Başkanlar Kurulu üyeleri Önder İşleyen ve Pelin Bektaş, HTKP Merkez Komite üyesi Erkan Baş, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, Genel Sekreteri Emre Öztürk ve Siyasi Büro üyesi Hakan Öztürk, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Alevi Kültür Dernekleri Genel BaşkanI Doğan Demir ve Genel Başkan Yardımcısı Sibel Yalçın ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün’e birer mektup verdi.

Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy tarafından yapılan ziyaretlere ilişkin değerlendirmeler şöyle: 

"CHP ziyaretinde Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP’nin laik, demokratik, özgür bir ülke talepleri etrafında tüm solla ortaklaşacak bir tutum almasına dair öneri ve görüşlerimizi paylaştık. Askeri darbelerin de sivil diktatörlüğün de solun ilerici programıyla durdurulabileceğini, evrensel sol değerlerde ısrar edilmesi gerektiğini vurguladık.

HDP ziyaretinde Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş ile solun ortak mücadelesi ve birlikte neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişi yapıldı.

ÖDP ziyaretinde sol siyasal aktörlerin öncü inisiyatif alması gerektiği, sürecin siyasal görevlerinin yükünün emek ve meslek örgütlerine bırakılamayacağı, sosyalist siyasal yapıların- güçlerin ortak iradesinin kurulması üzerine değerlendirmeler yapıldı.

EMEP ziyaretinde merkezden kurulacak birlik zeminlerinin birleştirilmesi, emekçilere güven verecek buluşmaların tüm yaşam alanlarında acilen kurulması üzerine fikir alış verişi yapıldı.

HTKP ziyaretinde anti-faşist mücadeleyi büyütecek ortak zeminlerin içinde yer almanın önemine değinildi.

EHP ziyaretinde toplumsal muhalefetin ortak mücadele zeminlerinin nasıl güçlendirilebileceğine dair fikir alışverişinde bulunuldu.

Alevi örgütleri ile yapılan görüşmede önümüzdeki dönemde Alevilerin can güvenliğine yönelik tehditlerin ve saldırıların artacağı; bu süreçte can güvenliği için önlemler almak, demokrasi mücadelesini en geniş cephe ile yürütmenin önemi vurgulandı. 

Ve aşağıdaki mektup ziyaret edilen tüm kurum başkanlarına verildi:

15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi, AKP iktidarı tarafından demokratik kurum, kuruluş ve örgütlenmelerin faaliyetlerinin engellenip, halkın haklarını aramasının ve siyasete katılmasının önü kesilirken; yargının, ordunun, emniyetin, din ve diyanetin, eğitimin, basının siyasetin aparatlarına dönüştürülmesinin sonucudur. Darbe girişimi de içinde olmak üzere bu ülkeye dayatılan tüm faşizan uygulamalar AKP’nin 15 yıllık iktidarının eseridir. OHAL’de bunun bir devamıdır ve ülkemizi, iç çatışma, polisiye baskılar, hukuksuzluklarla dolu daha da karanlık bir yola sokacaktır. Ülkeyi 15 yılda bu noktaya getirenlerin, tüm yetkileri kendi ellerinde toplaması meşru değildir.

15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek alınan OHAL kararı, daha önce bekleme odasına alınan parlamentonun yetkilerinin yok edilmesi, Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkenin yönetilmesi, keyfi bir şekilde hak ve özgürlüklerin askıya alınabilmesi demektir.

R. Tayyip Erdoğan’ın yalnızca kendine oy vermiş olan %52’nin darbeye karşı çıktığı şeklindeki açıklamaları ve keyfi “terör tehdidi” tanımı, operasyon ve tasfiyelerin darbecilerle sınırlı kalmayıp demokratik muhalefete de yönelme niyetini açığa vurmaktadır.

OHAL ile sadece devlet içindeki rakipleri karşısında pozisyonunu güçlendirmekle kalmayacak; kentlerin doğanın yağmalanmasının, emek sömürüsünü daha da arttırmanın, halkın hak mücadelelerini bastırmanın, muhalefetin susturulmasının daha da olanaklı hale getirecektir. Burada iktidarın baskılarının sınırını çizecek olan şey demokrasi güçlerinin direnişidir.

Tarihi boyunca demokrasi ve özgürlükler için mücadele eden solun, demokrasinin, barışın, hak ve özgürlüklerin saldırı altında olduğu bu süreçte acilen asgari talepler etrafında ortak bir tutum alması gerektiğine inanmaktayız.

OHAL derhal kaldırılmalıdır.
Parlamentoyu işlevsiz hale getiren, devre dışı bırakan uygulamalara derhal son verilmelidir.
Halkın doğru haber alma hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalı; basına dönük kovuşturma, sansür, oto sansür, siyasal baskı uygulamalarına son verilmelidir.
Yargı bağımsızlığını engelleyen uygulamalar sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmalı; siyasi iktidar yargı üzerindeki vesayetine son vererek hukuka uyacağını deklare etmelidir.
Üniversite özerkliğini yok eden uygulamalara son verilmelidir.
Demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların örgütlenmelerinin üzerindeki baskılara son verilmelidir.
Demokrasi, meydanlarda iktidar yanlısı eylemler yapmak değil, iktidara muhalif eylemler de yapabilmektir. Demokratik eylemlere kapatılan ve bugün siyasal iktidarın demokrasi adına taraftarlarını yığdığı meydanlar, muhalefet dahil tüm halka açık olmalıdır
Hak arama, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Halkevleri olarak emekten, demokrasiden, laiklikten, barıştan, özgürlüklerden yana tüm ilerici kesimleri bu temel başlıklarda birlikte mücadele etmeye ve bunun için ortak zeminler kurmaya davet ediyoruz."


Vişne Haber Ajansı


ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları