Her yerden FETÖ fışkırıyor

Paralel gelişmelerin üç büyük ilde aynı şekilde ortaya çıkması şaşırtıcı aslında; bunlar sanki eğitimden geçmiş ‘sinsi’ kişiler... Özellikle başkanın akrabası veya en yakınları oluyorlar ve bu kişiler hiç ‘açık’ vermiyorlar.
Burada yazmak zorundayız; bunların para ilişkileri dışında seks ilişkileri de işin hangi boyutlara ulaştığını acı şekilde ortaya çıkıyor. Bu üçgen Pensilvanya’ya kadar ulaşıyor tabii ki...
Bu sistemin büyük adı ‘himmet’; kaç yıldır götüren götürene... Türkiye’nin ne bitmez kaynakları varmış!
Bu işleri izleyen bir dostumuz diyor ki:
“Başkanlar ne yazık ki tuzağa düştüğünü hiç fark edemiyor.”
‘FETÖ tehditi’ uydurması üzerinden ‘iş’ görünler de var!... Örneğin bir büyük şehirde eski başkan, mevcut başkana hâkim, savcı, emniyet müdürü, emniyet müdür yardımcısı ve de belediyedeki üst düzeydeki birkaç yönetici ile birlikte tam üç kez ‘kumpas’ kurdu; ilkinde tutuklamalar oldu; ikincisinde de FETÖ imamları...
Üçüncüsü mü? Her an yine yapılabileceği konuşuluyor.
Bir başka büyük şehirde büyükşehir belediye başkanının tutuklanması için öyle haberler, öyle iddialar ortaya atılıyor ki... İnsanın inanası gelmiyor... Ama gelişmeler gerçek... Kendilerine rol biçenlerin isimleri ‘piyasaya’ düştü artık.
Çünkü gelişmelerin bir bölümünden güvenlik güçleri de haberdar olmuş.
Kumpaslar çeşitli kollarla geliştiriliyor, yaygınlaştırılıyor... Geçmişin bir kurt bürokratı, bir ilçenin belediye başkan yardımcısını emniyet müdürü ile görüştürüyor. Her an bu başkana da bir kumpas gerçekleştirilebilir deniyor.
Hatay, Mersin ve Aydın’daki ‘kumpaslar’da gerçekleştirilen oyunlar sonunda tutuklamalar yapıldığında, bu kişilerin üç ay sonra serbest bırakıldığı da dikkat çekiyor.
Bu işlerde rol alan emniyetçiler başka bir yere gönderiliyorlar; orada da yeni bir ‘kumpas’ hareketine geçiliyor.

Bu işleri bilen bir savcıya soruyoruz. “Bu işin gerisinde esas ne var?”
Diyor ki; “Büyük paralar dönüyor... Mevcut bir belediye başkanının ‘tutuklanması’ için eski başkanın 2 milyon dolar para verdiği iddia ediliyor; bunların çoğu da gerçek çıkıyor.”
Bu paralara boyun eğenler ‘gizli tanık’ olabiliyor. Hele bu kumpasçıların içinde eski bir bakanın olduğunu da söylersek...
Bakarsınız yakında eldeki belgeler savcılığa intikal ettiğinde ‘bomba’ patlar mı?
Bize göre patlar, biraz beklemek gerekiyor.
Bu arada bazı büyükşehir belediye başkanlarının 15 Temmuz darbesinin olacağı konusunda bilgi sahibi olduktan sonra ‘izne’ çıktıkları biliniyorsa...

- FETÖ imamı Hayri Toprak şu anda tutuklu...
8 Temmuz 2016’da bir avukata diyor ki: “Güneş doğduğunda her şey değişmiş olacak... Korkmayın, benim himayem altındasınız.”
Yani “sizi koruyacağım” mesajı veriyor.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, geçen pazar günü Çorlu’da partisinin kongresinde konuşmuş… Kongre fotoğraflarına bakıldığında ilginç bir manzara dikkat çekiyor.
Anlatılanlara göre, “AKP, MHP ve BBP kongrelerinde artık bu üç partinin mensupları görülebiliyormuş…” ‘Koalisyon’ diyeceğiz ama neyin koalisyonu sorusu da peşinden geliyor.
Partisine muhalif bir MHP’li “Bak” dedi, elini fotoğrafın üzerine koyarak anlatmaya başladı.
“Bu gördüğün kişi AKP Ergene İlçe Başkanı Mustafa Çalım... Bu da AKP milletvekili aday adayı Op. Dr. Hakan Sunal… Bak, bu da MHP Çorlu İlçe Başkanı Av. Barış Tırpan… MÜSİAD Tekirdağ Şube Başkanı Muzaffer Aslan da kongreye katılmış; onun gerisindeki İlim Yayma Cemiyeti Çorlu Şube Başkanı Kurtuluş Ay… SP Tekirdağ İl Başkanı Fethi Pehlivan’ı tanır mısınız, onunla birlikte SP İkinci Başkanı Murat Vakitçi de orada… İlginç değil mi? SP Çorlu Gençlik Kolları Başkanı Oktay Çalışkan’ı unutmayalım… Arkada ANAP’tan Çorlu Belediye Başkanlığı yapan Seyfettin Meriç var; AKP Ergene kurucularındandır, kendisini herkes tanır. AKP Yönetim Kurulu İsmail Yıldırım’ı da unutmayalım…”
AKP demek ki, MHP’den sonra BDP ve SP’yi de ‘kucaklamış’; buna demokrasi diyorlar.
Mustafa Destici’nin konuşma metnini de okuduk. AKP ile sıkı fıkı olduktan sonra AKP diliyle konuşuyor; “Türkiye’nin en büyük sorunu terördür” diyor ve ekliyor: “30 yıldan beri terörde ağır bedeller ödüyoruz.”… “FETÖ’sünü, PKK’lısını, DHKP-C’lisini; onlara hep Batı Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa olarak her türlü yaşam ve faaliyet hakkı veriliyor… İnsan hakları ve demokrasi söylemleriyle karşımıza çıkıyorlar… Bunlara Avrupa Birliği için çeşitli tavizler verdik.”
Ve AKP’nin dilinden düşürmediği “İdamlar geri gelsin” talebi de yandaş partilerince daha çok dillendirilmeye başlandı. Gerisini özetlemeye gerek yok.
AKP yarın FETÖ’cüleri de yanına alırsa şaşırmamak gerekiyor. Bazı haberler bunun izini gösteriyor.
İnsanın aklına bazı şeyler takılıyor.

EMLAK vergisi oranları üzerinde özellikle İstanbul’da yoğun tartışmalar yapılıyor. Bu işin aslını bilenler “Yılda bir verilen vergiler bu yıl beyanname yılı olduğuna göre niye enflasyona göre hesaplanmıyor” diyor. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar “Dünkü oranlara itiraz ediyor” dedi ama söylediği açıklamayı akşam saatlerine kadar göndermedi. Kültür Mahallesi Muhtarı Dursun Gül “Ben muhtar olarak şerh koymadım” ama belediyeye giderek ilgili servislerle 3.5 saat görüştüm, “Bu doğrudur, bu yanlıştır dedim ve imzaladım” dedi. Beşiktaş’taki 23 muhtardan 14’ü şerh koyduklarını açıkladılar. İsimlerini vermek istemedik ama konuştukları özetle şöyle: “Beşiktaş’ın üzerine pembe kanatlı kuş yağmadı ki, bedeller artsın, makul değer neyse onu ödesin diyoruz. Öyle yüzde 300-400’lük oranlar var. Başkan itiraz ediyor ama biz mahallelimizin hakkını korumak zorundayız. Duyduk ki Garanti Bankası Genel Müdürlüğünün dört yıl önceki vergisi 10 binmiş, şimdi 110 olmuş, onlar da buna razıdır sanıyorum. Yoksa o sitelerde okuyan emekli maaşlılara hadi burası pahalılandı gidin diyemeyiz.”

- VAKFIN yegane amacı Cumhuriyet gazetesini desteklemektir. Vakıftan Cumhuriyet’e fon aktarmışız. Vakıf zaten bunun için var. Akın ATALAY
- Musa Kart aylardır tutuklu kalmalarının nedenini açıklıyor: “Çalmadık, çırpmadık. Evimizden ayakkabı kutularına tıkıştırılmış dolarlar çıkmadı.”