loading
close
SON DAKİKALAR

İçimizdeki faşist!

İçimizdeki faşist!
Tarih: 29.07.2014 - 00:00
Kategori:

Mustafa Mutlu; İsyanım Kemal Kılıçdaroğlu'na: Bir tane de CHP'li bir adayı bulup seçtir de tarihe geç!

Önceki akşam yürüyüş yaparken karanlık bir sokaktan geçiyordum. Bir hanımefendi eşiyle birlikte tam önümde durdu ve gözlerimin içine bakarak, "Yazma!" dedi...

Siz anlamamış olabilirsiniz ama ben, (on aydır duymuyor olsam da) bu komutu çok iyi biliyorum:

"Yazma!"

***

Kimler söylemedi bana bunu:

PKK'lılar, Fethullah Gülenciler, İBDA-C'ciler... İsmail Ağa Cemaati'nden tarikatçı Yusuf isimli "mürit" mesela...

Tam yedi yıl boyunca her yazımdan sonra "Yazma" diye başlayan, sonra da sülalemin hatırını soran (!) e-postalar attı.

Ve hepsi; tahmin edebileceğiniz gibi ne yanıtlar aldı...

Meslek hayatım bu tek sözcük yüzden hep kavgayla geçti:

"Yazma!"

***

Hatta Aydınlık'tan önceki son gazetemin yeni sahibi, "Yazma" dedikten sonra iki sözcüklük bir talimat daha ekledi buna:

"Yazma... Dön kardeşim!"

"Nasıl döneyim?

"Herkes nasıl dönüyorsa sen de öyle dön... Biraz da adamların yaptıkları iyi şeyleri yaz... Duble yolları yaz. Düzelen ekonomiyi yaz. Eleştiri yazma!"

***

O karanlık sokakta aniden karşıma çıkan ve "bizden biri" olduğu her halinden belli olan hanımefendinin sözü, saniyenin onda biri kadar bir zaman dilinde tüm bunları anımsattı bana...

Sonra sakin olmaya çalışarak sordum:

"Ne yazmayayım hanımefendi?"

"Yazmayın."

"Hiç mi yazmayayım?"

"Hayır, Sadece Ekmeleddin Bey'i eleştiren yazılar yazmayın."

Güldüm:

"Hanımefendi; biliyorsunuz ben o defteri cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday gösterme süresinin dolduğu gün zaten kapatmıştım. Bu seçimin kendisi de adayları da benim için yok hükmünde! Bu yüzden seçimdeki irademi belirtir tarzda tek satır yazmıyorum. Ben yazmıyorum ama sanırım siz beni okumuyorsunuz ve önyargıyla 'Yazma' diyorsunuz..."

"Evet bir süredir okuyamıyorum. Çok işlerim var. Sizin Ekmeleddin Bey'e karşı olduğunuzu tahmin ediyorum. Sakın yazmayın!"

***

Bu ısrardan ve olayın ricadan emre dönüşmesinden rahatsız olup sinirlenmeye başladım:

"Emir vermeden önce yazıp yazmadığımı görmek için en azından gazete okuyun hanımefendi!"

"Tayyip başımıza gelirse şeriat da gelecek!"

"Tayyip şu anda başımızda değil mi zaten? Daha fazla ne kadar gelebilir ki?"

"Yok, yok... Yazmayın siz!"

***

Bu hanımefendi "tek örnek" olsa, biraz sinirlenir geçerdim.

Ancak çevrem "Yazma"cılarla dolu...

Kılıçdaroğlu'nun dayattığı aday hiçbirinin içine sinmiyor ama hepsi "Ya Tayyip seçilirse?" korkusuyla "Ekmeleddincilik" yapıyor!

Ben onlar gibi düşünmüyorum.

Bu ülkedeki hiçbir tehdit ve tehlike; Atatürk'ün partisinde, onun ilke ve devrimlerine ihanet eden bir genel başkandan ve ekibinden daha büyük olamaz...

Recep Tayyip da bir rüzgârdır; eser geçer!

Ama CHP'nin "tek devlet"ten, "tek bayrak"tan ve laiklikten verdiği ödünlerin bedeli, vatanı ve çağdaşlığı kaybetmek olur!

***

Kısacası...

İlk adım Veli, soyadım "deli" baylar, bayanlar...

Eğrim her zaman eğridir, doğrum da her zaman doğru.

Takiye yapmam, kıvırmam, göte "Göt" derim!

"Ayı" da benim için hep "ayı"dır; köprüyü geçirse de geçirmese de...

Dolayısıyla sizin içinizdeki "Yazma" diyen faşist, umurumda bile olmaz...

***

Buna saygı duyan selam versin; duymayana güle güle!

GÜNÜN SORUSU

Cemaatin yazarlarından Ömer Faruk Arslan'ın Twitter'da paylaştığı bilgilere göre, Hz. Muhammet, eşi Hz. Ayşe ve dört halife gözaltındaki polislerden birini ziyaret etmiş. Sorum, bu tür rivayetleri üreten, inanan ve aktaran şarlatanlara:

Kafayı mı yediniz?

SEVGİN SENİN OLSUN!

Söylemesi zor ama ne yaparsınız ki başıma geldi:

Tam 24 dini, 61 de resmi bayramdır bu ülkenin başında bulunan Başbakan... Arife günü hem de benim telefonuma ilk kez mesaj göndererek bayramımı kutladı. Esenlikler diledi.

"Selam ve sevgilerimle" demeyi de ihmal etmedi...

***

Kutlamasını kabul etmediğimi belirtmek için mesajın geldiği numarayı aradım ama telefondan yükselen kadın sesi "Yanlış numara çevirdiğimi" söyledi. O zaman buradan açık açık yazayım:

Bir ucuz seçim için ilkelerinden vazgeçmek sana yakışmadı Başbakan:

Neden "Sevgilerimle" deyip yalan söylüyorsun ki?

Sen beni sevmezsin, ben de seni...

Bu yüzden ne esenliğimi istersin ne de selam gönderirsin.

Sanırım bir yanlışlık oldu:

Danışmanların, bütün cep telefonu sahiplerine mesaj gönderirken, benim gibileri ayıklamayı ihmal etmiş olmalı...

"Yanlışlıkla" gelen bu mesajı iade edeyim de üzerimde kalmasın!

Çünkü işimle, aşımla, özgürlüğümle, geleceğimle oynayan bir adamın ne sevgisine ihtiyacım var; ne de selamına...

GÜNÜN İSYANI

Burdur'un Çeltikçi Belediye Başkanlığı'na daha dört ay önce CHP'den seçilen Recep Aydın, AKP'ye katılma kararı almış..."Rozetimi Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan" takacak diye övünüp duruyormuş... İsyanım Kemal Kılıçdaroğlu'na:

Bir tane de CHP'li bir adayı bulup seçtir de tarihe geç!

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları