Irak’la geldiler Suriye ile gidecekler
İmambakır Üküş; Küresel güçlerin çok büyük bir zamandır gündemlerinde ''Tayyip Erdoğan’sız AKP'' var. Suriye; Türkiye içinde ABD ve Küresel güçler içinde çıkmaz bir yol ve bir açmazdır…
AKP; bir “projedir”…AKP; Küresel güçlerin bir “operasyonudur”…
AKP; Küresel güçlerin bölgesel “ihtiyaçlarının” ürünüdür…
Türkiye’nin geçmişinde AKP diye parti yoktur…
***
AKP gibi bir partiye Küresel güçler neden ihtiyaç duydu?
AKP gibi bir partiyi Küresel güçler hangi “yerel” dinamiklerle oluşturdu?
AKP nasıl oldu da o güne kadar bir araya gelememiş siyasal ve toplumsal güçleri bir araya getirebildi?
Hangi Küresel “ihtiyaçlar” hangi “yerel” ihtiyaçlar nasıl AKP’de somutlanabildi?
***
Eğer DSP genel başkanı ve başbakan Bülent Ecevit Irak’ın işgalini onaylasaydı AKP diye bir parti ortaya çıkabilir miydi?
Eğer DSP genel başkanı ve başbakan Bülent Ecevit Saddam’ın devrilmesine onay ve destek verseydi AKP gibi bir partiye ihtiyaç olur muydu?
Eğer DSP genel başkanı ve başbakan Bülent Ecevit Irak’ın işgaline ve Saddam’ın devrilmesine onay ve destek verseydi DSP bölünür müydü?
Eğer DSP genel başkanı ve başbakan Bülent Ecevit Irak’ın işgaline ve Saddam’ın devrilmesine onay ve destek verseydi MHP Türkiye’yi “zorla” erken seçime götürebilir miydi?
***
AKP Küresel güçlerin bölgede “ihtiyaçları” doğrultusunda oluşturuldu; siyasi ve toplumsal desteğin kaynağı Küresel güçlerdir…
O Küresel güçlerin (Emperyalistlerin) yerli işbirlikçileri/yerli ortaklarınca desteklenmiş ve korunmuştur…
Orta-Doğunun siyasi ve coğrafi/fiziki haritasını yeniden yazılması için Türkiye’de AKP gibi bir partinin iktidarına ihtiyaç olmuştur…
Ve AKP o “ihtiyacın” varlığına borçludur bugünkü kendi varlığını…
***
Ama Emperyalistlerin/Küresel güçlerin bölgedeki planları çökmüştür…
Başta ABD olmak üzere bütün emperyalist güçler orta-doğu’da bataklığa gömülmüştür…
Libya’da Kaddafi’nin yıkılması onlara istedikleri sonuçları yaratamamıştır…
Irak’ta Saddam’ın yıkılmasıyla elde etmek istedikleri sonuçlara ulaşamadılar…
***
Suriye politikası iflasın ve bataklığa gömülüşün son noktası olmuştur…
Suriye’de Esad ve Suriye halkı direnmiştir…
Enerji kaynaklarını ve enerji geçiş yollarını ele geçirseler de Emperyalizm için büyük maliyetler ortaya çıkmıştır…
En önemlisi de Afganistan’daki gibi kendi oluşturdukları güçleri kendileri “kontrol” edemez hale gelmişlerdir…
***
Emperyalistlerin en başta ABD’nin Orta-doğu’ya “müdahalesinin” en önemli nedeni ve hedefi İran’dı…
İran’ı yalnızlaştırmayı ve sonrasında da yıkmayı hedefleyen ABD yanlış politikaları nedeniyle tam tersine İran’la “uzlaşmak” zorunda kaldı…
ABD’nin İran’la “uzlaşarak” ambargoyu kaldırması İran’ın çok büyük başarısıdır…
Ama daha önemlisi başta ABD olmak üzere tüm emperyalistlerin bölge politikalarının çöküşüdür…
***
Artık Suriye’de “Esad’sız bir çözüm” kimse için mümkün değildir…
Başta ABD olmak üzere tüm küresel güçler için tek çıkar yol Esad ile bir çözüm yolu bulmaktır…
Bu nedenle Türkiye Suriye politikalarında yalnız kalmıştır…
Suudi Arabistan ve Katar bile Orta-Doğu politikalarında Türkiye’yi yalnız bırakmıştır…
***
Şimdi artık ABD’nin bölgede Türkiye’ye ve AKP’ye “ihtiyacı” olmazsa olmaz değildir…
Bu nedenle ABD çok rahatlıkla Türkiye’yi gözden çıkarabilmektedir…
Bu nedenle ABD çok rahatlıkla Türkiye’nin PYD ile ilgili söylediklerini dikkate bile alma gereği duymuyor…
AKP ve Türkiye; artık ABD için bölgede olmazsa olmaz siyasi aktörler değildir…
***
Küresel güçlerin çok büyük bir zamandır gündemlerinde “Tayyip Erdoğan’sız AKP” var…
Cemaat ve AKP ayrışması – çatışması “tesadüfen” ve “kendiliğinden” ortaya çıkmamıştır…
Gülen Cemaati ve Recep Tayyip Erdoğan çatışması Küresel güçlerin bir “operasyonudur”…
Recep Tayyip Erdoğan ve AKP ilişkisini kesme girişimidir…
***
Recep Tayyip Erdoğan bu “operasyonu” önlemiş; tam tersine AKP ile Gülen Cemaati’nin ilişkisini kesmiştir…
Recep Tayyip Erdoğan’ın “baskıcı” ve “otoriter” bir rejime yöneldiğini düşünen Küresel güçlerin AKP’de “operasyon”larının ilk ayağı başarısızlığa uğramıştır…
Ama bu çatışma ve ayrışma süreci daha tamamlanmamış ve bitmemiştir…
Şimdi bu süreç AKP içinde başka biçimlerde ve başka şekillerde devam edecektir…
****
Suriye; Türkiye içinde ABD ve Küresel güçler içinde çıkmaz bir yol ve bir açmazdır…
Türkiye; Suriye yangınından en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor…
Bu güne kadar Türkiye ve AKP için büyük sorun oluşturan “mülteciler sorunu” bugün için AKP ve Türkiye için “çıkış yolu” olmuştur…
“Mülteciler”; şu an AKP’nin Avrupa ve Dünya’ya karşı elinde en büyük “koz”dur…
***
Recep Tayyip Erdoğan Küresel güçlerin kendisine karşı “operasyonu” bu “mülteciler” sorunu üzerinden durdurmuş veya ertelemiştir…
Türkiye’den Avrupa’ya giden “mülteciler” kendiliğinden gitmiyor…
Avrupa’nın kapısına dayanan “mülteciler” ve onların yarattığı “güvenlik sorunları” olmasaydı belki bugün Türkiye’de her şey çok başka olurdu…
Zaten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu durumu gizleme ihtiyacı bile duymuyor; “uçaklarımız, otobüslerimiz, trenlerimiz ne güne duruyor” diyor; “yükleriz Suriyelileri göndeririz” tehdidini açıkça yapıyor…
***
Esad gitsin diye Suriye’ye işgale yönelen Obama gidiyor ama Esad hala yerli yerinde…
Hatta bir yıl öncesine göre daha güçlü; bir yıl öncesine göre daha çok hakim Suriye’ye…
Bütün dış politikasını “Esad gitsin” üzerine kuran AKP ve Türkiye’nin de işi bundan sonra çok zor…
Ya yenilgiyi kabul edip geri adım atacak ya da bütün dünyayı karşısına alma ve Rusya-İran’la da savaşma pahasına Suriye’yi “işgale” yönelecek…
***
Irak’ın işgali ile iktidar oldular…
Suriye’nin direnişiyle iktidardan olacaklar…
Esad’ın kalıcı olduğu kesinleşti…
Kimlerin gidici olacağını ise hep birlikte göreceğiz…
İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları