loading
close
SON DAKİKALAR

İstanbul’da Karayalçın’ı Bekleyen Sorunlar ve riskler

İstanbul’da Karayalçın’ı Bekleyen Sorunlar ve riskler
Tarih: 01.12.2014 - 00:00
Kategori:

İmambakır Üküş; Sevgili yoldaşım Avni Kurtuldu’nun söylediği gibi ''Murat Karayalçın geliyor diye İstanbul’da paçası tutuşanları görünce doğru yoldayız'' diyor bence de çok doğru bir tespit…

İstanbul’da CHP’de büyük değişim ve yenilenme bir ihtiyaç değil bir zorunluluktur…

Herkes bu il yönetimi ve bu il başkanlığıyla CHP’nin başarı elde edemeyeceğini görüyor ve biliyordu…

Ama İstanbul “önemli” bir kent…

Herkes bir şekilde İstanbul’u “elinde” tutmak istiyor…

Herkes İstanbul’a bir şekilde “egemen” olmak istiyor…

***

İstanbul’da bazı kesimler tarafından daha çok istenen bir “değişim” değil bir değişiklik”ti…

“O” gitsin…

“Bu” gelsin anlayışlarıdır…

“Biz”den olsun, isterse hiçbir “vasfı” olmasın anlayışlarıdır…

Bu güne kadar “egemen” olan anlayışta buydu…

***

Bir çok isim il başkanlığına “atandı”…

Birçok isim bu “atamalarda” il yöneticisi oldu…

Bugün hatırlayan var mı?

Oğuz Kaan Salıcı İstanbul il başkanlığından ayrılsın…

Bir ay sonra onu hatırlayan ona selam verecek bir Allahın kulu var mı?

Oğuz Kaan Salıcı’nın il yönetimi bugün görevden ayrılsın, onları hatırlayacak kimse var mı?

Hep il yönetimi “zayıf”lar içinden seçildi…

Kazara il yönetimine gelen “nitelikli” insanlarsa hep “karşı çıkan” hep “itiraz” eden “arızalı” tipler olarak damgalandılar/nitelendirildiler…

Boyun eğmeme, yanlışa” itiraz” etmenin adını ise “uyumsuz”luk olarak koydular…

Bugün geriye İstanbul siyasetinde var olacak ve kendini ortaya koymuş kaç isim kaldı?

Oğuz Kaan Salıcı yönetimi her yönüyle başarısızdır…

Hiçbir şekilde “hayırla yad” edilmeyecek…

Kimse onları hatırlamayacak, kimse onlar için üzülmeyecektir…

Yalnız Mustafa Ataç ve Doğan Çakmak’ı ayrı tutmak lazım…

Örgütlerin bu isme “sevgi”sini yazmak mümkün değil…

Her halde bugüne kadar yönetimde olup bu kadar “lanet”lenmiş iki isim daha çıkmaz…

En azından kötülükleriyle unutulmayacaklar…

***

İstanbul’da yeni bir il yapılanması olacak diye konuşuluyor uzun zamandan beri…

Oğuz Kaan Salıcı ve yönetimiyle ilgili tavrım Bektaşi’nin tavrı gibi…

Bir gün Bektaşi’nin yolunu kesmişler…

Bektaşi’nin yolunu kesenlerin elinde iki şarap şişesi varmış…

Baba Erenler sen daha iyi bilirsin…

Sana sormak istedik demişler…

Bu iki şaraptan hangisi daha iyi…

Bektaşi ilk şişeden bir yudum almış ve diğer şişe daha iyi demiş…

Bu cevap karşısında şaşırmış soruyu soranlar…

Ya Baba Erenler demişler sen o şişeyi tatmadın ki, nasıl daha iyi olduğunu söyleyebiliyorsun demişler…

Bektaşi’de çocuklar hiçbir şey bu tattığımdan daha kötü olamaz demiş…

Dolayısıyla bu yönetimden daha kötü bir şey olmayacağı çok açık…

***

Eğer gerçekten CHP İstanbul’da iktidara giden yolu açmak istiyorsa…

Eğer gerçekten Murat Karayalçın İstanbul’da CHP’yi iktidara götürecek yolu açmak istiyorsa işi hiçte kolay değil…

Bu “zorluk” AKP’nin gücünden veya halkın CHP’ye kazanılmasının zorluğundan kaynaklanmıyor…

“Zorluk” CHP’ye egemen olan anlayışta…

“Zorluk” İstanbul’da ki CHP yapılanmasında…

CHP, iktidara giden yolu açmak için önce CHP’ye “egemen” olan bu anlayışı “yıkmak” zorundadır…

Başka türlü CHP’nin İstanbul’da başarılı olması mümkün değildir…

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu son zamanlarda neredeyse bütün bölge toplantılarında bir şey söylüyor…

Kılıçaroğlu “CHP’nin iktidar olacağına inanmayan ve CHP’ye inanmayan yöneticiler istifa etsin yerine CHP’ye ve CHP’nin iktidar olacağına inananlar gelsin” diyor…

Eğer bu “söz”ün gereği yerine getirilsin bırakın CHP’de il ve ilçe başkanları CHP’de MYK üyesi, parti meclisi üyesi kalmaz…

Gerçekten CHP’ye inanmayan ve CHP’nin iktidar olacağına inanmayanların koltukları boşaltması gerekir…

O zaman şu soruyu sormak hakkımız değil mi?

O koltuklara bu insanları kim oturttu?

***

CHP’de Belediyeler ve Örgüt ilişkisi oldukça sorunlu…

Belediye başkanları çoğunlukla kendilerini “seçilmiş Sultan” görüyor…

Ayrıca nasıl olsa 5 yıl yönetimde olmayı garantilemiş…

Son dört yıla kadar ne genel merkez tanıyor ne de örgüt…

Belediye başkanları istiyor ki ilçe başkanı ve il başkanı kendi “memuru” gibi davransın…

Başkan ne diyorsa o olsun…

Kimi yerlerde ise örgüt, hedefine Belediye başkanını koymuş…

Belediye başkanı ne yaparsa yapsın, ilçeyle ve ille ortak hareket etmesi mümkün değil…

CHP’li belediye başkanının “düşmanı” CHP’li ilçe başkanı veya il başkanı olur hale geliyor…

***

Belediye Başkanlarıyla “çatışan” değil ama Belediye Başkanlarının “emrin” de olmayan bir il örgütlenmesine bir il yapılanmasına ihtiyaç var…

Bölgelerin ve alanların en “güçlü” isimleriyle oluşmuş bir yapılanmaya ihtiyaç var…

Bu güne kadar olduğu gibi “en zayıf” değil en “güçlü” ve nitelikli” olanlarla bir yapılanmaya ihtiyaç var…

“Beni temsil” etsin anlayışına son verilmeli…

“Bizi temsil” etsin anlayışı egemen olmalıdır…

***

CHP İstanbul’da iktidar olmak için, tüm bölgelerden en güçlü isimlerle yola çıkmalı…

Hem 2015 seçimlerini kazanacak kadrolar olmalı…

Hem de 2019’un yolunu açacak kadrolar olmalı…

***

2015 seçimlerinde örgütün ve CHP’li seçmenin en büyük beklentisi ön seçimdir…

Yeniden yapılanacak il yönetimi ve Murat Karayalçın’ı bekleyen en büyük “sınav”lardan birisi budur…

Tüm İstanbul’da koşulsuz ve tüm üyelerle ön seçim yeni yönetimin öncelikli görevi olmalıdır…

Murat Karayalçın ve yeni yönetimden beklenen bu süreci şeffaf, adil ve demokratik bir şekilde yönetmesidir…

Murat Karaylaçın’ın geçmişi, deneyimi ve birikimi bu beklentiyi güçlendiriyor…

Eğer bunu başarırsa –ki başarmaktan başkada çare yok…

İstanbul’da CHP’ye iktidar yolunu açarlar…

***

İstanbul örgütlerini ve örgütlenmelerini bugüne kadar başarısız kılmış “anlayış” ve “kişi”ler bellidir…

İstanbul’u kendi kafalarınca “yeniden dizayn” etmek isteyen bu “ekip”lere şimdilik dur denilmiş görünüyor…

Ama süreç daha bitmemiş durumda…

Ve siyasette “24 saat çok uzun bir süre”dir…

***

İstanbul CHP’nin üstüne “yük” olmuş “kambur”lardan kurtulmak zorundadır…

Ne kadar iyi niyetle başlarsanız başlayın sonu “hüsran” olabilir…

Bunun en iyi örneği Nebil İlseven deneyimidir…

CHP’de “iyi niyet”li başlamak başarı getirmez, hatta büyük “yenilgi”lere de yol açabilir…

Nebil İlseven deneyimi Murat Karayalçın’ın ve oluşacak yeni yapının mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir “deneyim”dir…

“iyi niyetli” başlarsınız ama “iyi niyetli” bitiremezsiniz…

***

Murat Karayalçın ismi ortaya çıktığından bu yana yüzlerce, binlerce yorum yapıldı…

Yüzlerce arkadaş yazıyla veya telefonla, yüz yüze sordu…

İlk günden itibaren durum, Bektaşi’nin durumu gibidir…

Hiç kimse bu yönetimden daha kötü olamaz…

İyi si mi?

Bu herkese göre değişir…

Herkese göre değişik olmasından da daha doğal bir şey olamaz…

Herkesin siyaset tarzı ve siyasetten beklentisi çok farklıdır…

Ama bugün büyük bir ihtiyaç ve büyük bir zorunluluk var…

Türkiye’nin CHP iktidarına ihtiyacı var…

Türkiye’de CHP’nin iktidar olması için İstanbul’un kazanılması gerekiyor…

İstanbul’u kazanmak için, İstanbul CHP örgütlenmesinde köklü bir değişim ve yenilenmeye ihtiyaç var…

Bugünkü koşullarda buna en uygun isimlerden birisi Murat Karayalçın’dır…

Sevgili yoldaşım Avni Kurtuldu’nun söylediği gibi “Murat Karayalçın geliyor diye İstanbul’da paçası tutuşanları görünce doğru yoldayız” diyor bence de çok doğru bir tespit…

***

İstanbul değişirse Türkiye değişir…

İstanbul’u ve Türkiye’yi değiştirmek için…

CHP’yi İstanbul’da ve Türkiye’de iktidar yapmak için…

İnanmayanlar için kapı açık…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları