loading
close
SON DAKİKALAR

İsteseler de oturamazlar!

İsteseler de oturamazlar!
Tarih: 07.09.2014 - 00:00
Kategori:

Mustafa Mutlu; Düne kadar ormanlık araziye diktiği ruhsatsız binada oturuyordu; şimdi Çankaya Köşkü'nü beğenmiyor...

Düne kadar ormanlık araziye diktiği ruhsatsız binada oturuyordu; şimdi Çankaya Köşkü'nü beğenmiyor...

Bizim yazar arkadaşlar da bu durumu eleştiriyor. Örneğin Bekir Coşkun, "En iyisi bence de... Sen Çankaya'da oturma" diyor.

Yılmaz Özdil de çıktığı bir televizyon programında şunları söylüyor:

"Mustafa Kemal'in oturduğu yerde oturmayacağı için mutluyum!"

***

Ben bu konuda farklı düşünüyorum.

O da karısı da çocukları da o Köşk'te oturmayı her şeyden çok isterler ama... Oturamazlar!

Çünkü korkarlar!

Düşünsenize; karısı gecenin bir vakti susayacak, buzdolabına gidecek; bir bakacak karşısında Zübeyde Hanım, "Kızım, senin ne işin var burada?" der gibi bakıyor...

Ne yapacak?

"Benim kocam senin oğlunun yaptığı işi yapıyor da o yüzden sizin ev artık bizim oldu" mu diyecek?

Mutfaktan çıkıp salona geçse...

Ortada duran bilardo masasında kocasıyla üç top bilardo mu oynayacak?

Ya da karşı köşedeki piyanoda çocuklarına klasik müzik ziyafeti mi çekecek?

Hiçbirini yapamayacak elbette... Çoraplarıyla dolaştığı evini özleyecek.

Bu yüzden de Çankaya, çok ama çok "kasvetli" gelecek ona...

***

Karısı için zor da Çankaya Köşkü, kendisi için kolay mı sanki?

Sütunlu, yüksek tavanlı, üç cephesi de Ankara taşı ile çevrili bir yapı...

Hiçbir yerde Selçuklu ya da Osmanlı izi (!) yok!

Diyelim ki bütün gününü çalışma ofisi olarak düzenlenen birinci katta geçirdi, misafirlerini kabul etti... Gelip gidenin yoğunluğundan, Atatürk'ün varlığını hissetmedi...

İyi de akşam olup üst kata çıkınca nasıl kaçacak ondan?

"Bana ve İsmet'e ayyaş diyen sen misin çocuk?" diye kulaklarına yapışmayacak mı?

Soğuk kış gecelerinde yorganı üstüne çekip gözünü diktiği tavanda onun mavi gözleri şimşek gibi çakıp durmayacak mı?

***

Diyelim ki karı koca, Köşk'teki ruhlardan bunalıp kendilerini ön taraftaki gül bahçesine attılar...

O güllerin dikenleri ok olup batmayacak mı ellerine?

Köşk'ün dışındaki 19 basamaklı merdivenin her bir basamağı, "Sen-git-A-tam-gel-sin" diye inlemeyecek mi?

Atatürk'ün kız kardeşi Makbule, Atadan için 1935'te yaptırılan Cam Köşk'ün camları, kederden çatlayıp dökülmeyecek mi?

***

Rahat olun; isteseler de oturamazlar o Köşk'te...

Çünkü yıllardır oturan "eski kardeşleri"nin nasıl uykusuz geceler geçirdiklerini iyi bilirler.

"Beğenmemiş" gibi yapıp giderler, neye benzediği bile belli olmayan yeni ama garip saraylarına...

***

Kısacası; biz koruyamadık ama...

Ata'nın ruhu korur Çankaya'yı!

Bunca badireye rağmen hâlâ yıkılmayan Cumhuriyet'i koruduğu gibi...

TAHMİN!

Bugün 7 Eylül 2014; yazın bir kenara:

CHP Kurultayı, en geç gelecek yılın Şubat ayı başına kadar yeniden toplanır.

Bu mücadele de Kemal Bey ve F-CHP ekibi partiden sökülüp atılıncaya kadar sürer!

Nereden mi biliyorum?

Dün sona eren Kurultay'ın sonuçlarını doğru okuyorum sadece...

Benim bildiğim Muharrem İnce 15 günde 415 oy aldıysa...

Üç ayda Kılıçdaroğlu'nu bile kendi tarafına çekmeyi başarır!

GÜNÜN SORUSU

Kemal Kılıçdaroğlu'nun son transferi Mehmet Bekaroğlu, partide büyük tartışmalara yol açtı. Erbakan'ın öğrencilerinden olan Bekaroğlu, "Bana sağcı diyenin alnını karışlarım" diyor. Sorum kendisine:

Saadet'teyken ya da Has Parti'deyken de size sağcı diyenlerin alnını karışlıyor muydunuz?

DEVLETE 28,5 MİLYAR TAKAN YÜZSÜZLER ÇETESİ AÇIKLANSIN!

AKP'li bir grup milletvekili, davası devam eden yaklaşık 28,5 milyar liralık vergi cezasının affedilmesi için önerge hazırlamış. Bu talep, büyük bir olasılıklı önümüzdeki hafta görüşülüp yasalaşacakmış...

Neymiş; vatandaşlardan bu konuda çok talep geliyormuş!

***

Ne "vatandaşmış" bunlar arkadaş...

Talep ediyorlar, tak!

Devlet yapıyor, şak!

İyi de vergisini zamanında ödemek için evini, arabasını satan namuslu mükellef enayi mi?

Asıl önemlisi; böyle her iki-üç yılda bir af getirilirse, bundan sonra vergisini zamanında ödeyene "enayi" denmez mi?

***

Devlete 28,5 milyar lira borç takan, şimdi de af getirilmesi için siyasetçilerin yanağını (!) yalayan bu yüzsüzlerin kimliği tek tek açıklanmalı...

İddia ediyorum ki yüzde 90'ı yandaş işadamı ve müteahhit çıkacaktır!

Nereden mi biliyorum?

Öyle olmasa "AKP'li bir grup milletvekili", neden bunu kendisine iş edinsin ki?

GÜNÜN İSYANI

Gezi Parkı direnişi sonrasında Cihangir'de başlayan sokak merdivenlerini gökkuşağı renklerine boyama kampanyasını hatırlıyor olmalısınız... İzmir'in Kemalpaşa ilçesi sakinleri de o günlerde tüm sokak merdivenlerini belediye görevlileri yardımıyla boyamış... Ancak Mart'ta Belediye Başkanı olan AKP'li Arif Uğurlu'nun ilk icraatı merdivenleri yeniden griye boyatmak olmuş... İsyanım marifet yaptığını sanan Uğurlu'ya: Merdiven ne ki kardeşim; siz geleceğimizi ve umutlarımızı siyaha boyadınız. Ama ant olsun; tüm siyahları ve grileri yeniden gökkuşağıyla donatacağız!

MÜSAADENİZLE...

İki seçimi, iki de kurultayı geride bıraktık. Gazeteci olarak bu süreçte hep sizinleydim. Ancak yorgunluktan ölüyorum. Gidip biraz dinleneyim. 16 Eylül 2014 Salı günü yine bu sütunlarda buluşmak üzere, hoşça kalın...

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları