loading
close
SON DAKİKALAR

Kandil’de Petrol Arama ve 'Çözüm Süreci'?

Kandil’de Petrol Arama ve 'Çözüm Süreci'?
Tarih: 06.03.2015 - 00:00
Kategori:

Necdet Pamir; Bir kez daha, cin olmadan adam çarpma numarası! Kandil’de Petrol Arama ve 'Çözüm Süreci'? (DERİN Strateji – EN DERİN Strateji – HİN DIRIN Strateji)

Kandil’de Petrol Arama ve “Çözüm Süreci”?

(DERİN Strateji – EN DERİN Strateji – HİN DIRIN Strateji)

AKP’nin gündem değiştirme çabaları iyice gülünç hale geldi. Enerji Bakanı, her fırsatta, demeç vermeye bayılıyor. Sanki yeni bir gelişmeymiş ve büyük bir başarıymış gibi, “Kandil Dağı eteklerinde Hindırın ve Çoman sahalarında petrol arayacağız. Enerji sektörünün de çözüm süreci ile beraber yeni bir çalışma alanının oluşacağına ben inanıyorum” şeklinde konuştuğu yazılıyor.

Cümle düşüklüğü ya da ifade bozukluğu Sayın Bakan’a, ya da aktaranlara ait.

“Dam üstünde saksağan” misali, Kandil eteklerinde petrol aramayla, “çözüm süreci” arasında bağlantı yapma çabası da aynen öyle… Ben sadece aktardım!

Irak Anayasası’na göre, Irak’ın neresinde üretilirse üretilsin, TÜM IRAK HALKI’na ait (eğer bulunursa) petrolün, PKK ve “çözüm süreci” ile ilişkilendirilmesi ve aidiyet yaratma gayretkeşliği, nasıl bir akıl-fikir tutulmasıdır? Ne alaka?

Yani demeye getiriyor ki: “Şu çözüm (çözülme) süreci, bizim PKK ile pazarlığımıza uygun kotarılsın; Türkiye’ye ucuz petrol akacak”!

Yeter ki RTE “en bi Başkan” olsun, petrole boğulacağız! “Ama buna karşı çıkanlar, petrole doymamızın da önünü kesmiş oluyorlar”!!!

Bir kez daha, cin olmadan adam çarpma numarası!

Şimdi adım adım gidelim:

1) Irak’ın kuzeyinde 12 (gazete haberinde 13) ayrı sahada imzalanan anlaşmaların tarihi, Kasım 2013. Yani yeni bir gelişme değil. Ama seçim “sath-ı maili”ndeyiz! Her yol mubah… İtinayla algı operasyonu çekilir!

2) TPIC (Turkish Petroleum International Company) 1998’de TPAO bünyesinde kuruldu. Daha sonra bu şirket, (her ne hikmetse) petrol/gaz arama ve üretiminde hiç bir faaliyeti olmayan, taşımacılık şirketi BOTAŞ’ın bünyesine alındı. Ardından da BOTAŞ ve TPIC’in altında, Jersey Adaları’nda yeni bir şirket daha kuruldu: SALUS Energy. Bir süre sonra, Salus Energy, Turkish Energy Company (TEC) olarak isim (deri) değiştirdi… Yönetim Kurulu’nda Enerji Bakanlığı yetkilileri de var. Bu “parmak izi

silme” numaralarını ve Jersey Adaları’nda şirket kurup, denetimden kaçırma ve sürekli kabuk değiştirme dümenlerini bir kenara not edelim.

3) Irak Anayasası’na (110, 111 ve 112. maddeler) ve mevcut kanunlara (101 ve 272 sayılı) göre, Irak’ın neresinde üretilirse üretilsin; petrol ve/veya doğal gaz tüm Irak halkına ait. Petrolün ve doğal gazın ithal ve ihraç yetkisi de gene devlet şirketi SOMO’ya ait. Yani, birilerinin bizi alıştırmaya çalıştığı gibi “Kürt petrolü” diye bir şey yok. Irak petrolü var.

4) Bizim “dünya lideri” ve saz heyeti, Irak merkezi (Federal) hükümeti ile on küsur yıllık bir uğraştan sonra bağıtlayabildiğimiz 5 anlaşmayı riske sokma pahasına, işte bu TEC adlı şirket kanalıyla; Irak’ın kuzeyinde, Irak Federal Hükümeti’nin onaylamadığı, karşı çıktığı “petrol faaliyetlerine” giriştiler. Saha almak, boru hattı döşemek türünden, bir dizi “faaliyet”… İşte 3 Mart 2015 tarihinde davul zurna eşliğinde duyurdukları “Kandil Dağı eteklerinde Hindırın ve Çoman sahalarında petrol arayacağız. Enerji sektörünün de çözüm süreci ile beraber yeni bir çalışma alanının oluşacağına ben inanıyorum” mealindeki küresel başarı (!) hamlesinin geri planı böyle…

5) Irak’ın kuzeyinde, TEC ve benzeri şirketler aracılığıyla sürdürülen bu faaliyetler, Irak Federal Hükümeti’nin tepkisini çekti. Ve yıllarca uğraşıp, Irak Federal Hükümeti ile anlaşarak geliştirmeye hak kazandığımız 5 ruhsat sahasından biri olan 9. Blok, Irak Hükümeti’nin tepkilerinin somut yansıması olarak iptal edildi. Bu sahadaki % 40 hissemiz, diğer ortaklardan biri olan Kuwait Energy’e devredildi. Eğer kuzeyde, merkezi hükümetin karşı çıktığı faaliyetler sürdürülürse, diğer sahalarda (Siba, Missan, Badra, Mansuriye) da benzeri iptallerin olabileceği uyarısı yapıldı. “Bizimkiler”, Barzani ile kol kola, “faaliyetlerini” sürdürdüler ve bu arada, söz konusu 12 sahaya, çeşitli paylarla ortak oldular.

6) Teknik ayrıntı gibi gelebilir ama Hindırın ve Çoman, bu sahaların verilerini incelemiş olan uzmanlara göre, kuzeydeki cazip ve potansiyeli yüksek rezervuarlar arasında sayılmıyor. Barzani ve şürekâsına, uluslararası hukuk da çiğneyerek bunca avantaj, “açılım” ve Halkbank kutuları aracılığıyla nakit sağlamış ve de geçtiğimiz günlerde, kimin kesesinden, hangi yasal dayanakla ve hangi koşullarda verildiği belirsiz 500 milyon dolar aktarmış AKP takımına, vere vere bu sahalar mı verilmiş? Yazık; çok yazık! Dostlar alışverişte görsün… Vardır elbet bir sebeb-i hikmeti… Derin,

hatta çok derin bir strateji olsa gerek… Örneğin, şöyle bir tekerleme çıkarabiliriz:

DERİN Strateji – EN DERİN Strateji – HİN DIRIN Strateji!!! En azından tekerlemesi akılda kalıyor…

7) Haberlerde, bu sahalarda petrol bulma şansının % 75 olduğu da yazılmış! Petrolcülükte böyle bir olasılık yok ne yazık ki… En ileri teknolojiyi de uygulasanız, çok bildik ve yüksek debiyle üreten bir sahanın yanı başına da yeni kuyu açsanız, böyle bir “yüzde” yok… Yüzey jeolojisi, sismik, sondaj, petrol/gaz bulgusu olursa uzun erimli testler… Zaten bu kadar yüksek olasılık varsa, neden ellerinde kalmış bunca zaman da sonunda “bizimkilerin” eline tutuşturuvermişler dersiniz? Petrol bulma şansı % 75 demek? Yok mu arttıran? Atış serbest nasılsa!

8) Ama bu arada, gözlerden kaçan bir gelişme oldu! 4 Ocak 2015 tarihinde, Irak Petrol Bakanlığı, hani kuzeyde “iş pişirildiği” için şu bizim elimizden alınan 9. Blok’ta, petrol keşfi yapıldığını duyurdu. GÜNDE 8 bin varil üretim yapıldığına dair bir açıklamayla birlikte… Bunun 3 bin 200 varili TPAO’nundu! Günde 3 bin 200 varil üretimin, (petrol fiyatını 50 dolar kabul etseniz) yıllık getirisi 58,4 milyon dolar olurdu. Üstelik Kaçak Saray’da oturan zatın ağzını her açışıyla, doların değeri, arş-ı alâya fırlıyor.

Dolayısıyla, siz önce yediğiniz bu hurmaların hesabını bir verin de sonra Kandil eteklerinde, PKK ile “arayışlarınıza” devam edersiniz. Arayan, mutlaka “bir şeyler” bulur… Başarılar dileriz!

Bu arada, Irak’ın, hatta belki de dünyanın en güzel hurmaları, Diyala bölgesinde yetişir. Sadece bilgi ve genel kültür olsun diye yazıyoruz… Başka bir amacımız yok!

Necdet Pamir

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları