Kılıçdaroğlu: Bu ülkede yaşayan herkesin sorumluluğu var

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Gençlerin siyasete uzak durduğunu biliyorum. Bu süreç siyasete uzak durma süreci değildir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da düzenlenen ‘Hayırlı Üniversiteliler’ toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu, gençlere ‘Kullanacağınız oy çok değerli. Önünüzde 2 seçenek var. Birincisi; Bir kişi Türkiye’nin tepesinde olsun, elinde sopa olsun, ne derse olsun. İkincisi; parlamenter demokratik sistem olsun, insanlar düşüncelerini özgürce söylesinler. Bu bir siyasi parti, bir iktidar değişikliği seçimi değil. Rejim değişikliğidir’ dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

“Bu ülkenin tarihinde kan vardır, gözyaşı vardır. Mücadele ettik, şehitler verdik. Bu mücadelenin öznesinde gençler vardır. Tarihi bileceğiz ki geleceği daha iyi inşa edelim.

Gazi Mustafa Kemal, Erzurum sonrasında Sivas’a gelmiştir. Manda tartışılmaktadır. Sizin yaşlarınızda genç bir öğrenici ‘manda istemiyoruz siz istiyorsanız size de karşıyız’ der.

1921 Anayasasının 1. maddesinde ‘Hâkimiyet, bilâ kaydü şart milletindir’ yazar. O tarihe kadar hakimiyet saraya aittir. Mustafa Kemal, egemenliğin millete ait oldu söyler. 1924 Anayasası görüşülürken tartışma çıkar. Gazi Mustafa Kemal’e Meclis’i fesih yetkisi verelim denir. Mahmut Esat Bozkurt, Şükrü Saraçoğlu genç vekillerdir. Kürsüye çıkarlar ‘Gazi Mustafa Kemal’i seviyoruz ama bizi Meclis’e seçip getiren millettir. Millete ait olan yetkiyi kimse feshedemez’ derler. Mustafa Kemal bu iki genç vekili 1930'larda bakan yapar.

O sıralarda 1930’larda Hitler Almanya’sında bugünkü referandum benzer bir referandum gündemdeydi. 1 Ağustos 1930’daki Almanya Resmi Gazetesi’nde referandum konusu şöyle yer alır: Cumhurbaşkanlığı makamı, Başbakanlık makamıyla birleştirilmiştir. Cumhurbaşkanının ve Başbakanın bütün yetkileri Hitler’de toplanmıştır. Referandum onaylanır ve Hitler tek yetkili olur. Sonrasında 2. Dünya Savaşı oldu. Almanya, Avrupa ve dünya kan gölüne döndü. Şimdi Türkiye’de benzer bir anayasa değişikliği gündemde. Tüm yetkilerin tek kişide toplandığı süreci yaşıyoruz. Kendisi Cumhurbaşkanı, kendisi Başbakan, kendisi, yargıç, savcı, vali, AYM üyesi… Tüm yetkiler bir kişide.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri tüm yetkiler Gazi Mustafa Kemal’de miydi? Erzurum’dan başlayarak Sivas’a, Ankara’ya geliyor. Tüm yetkiler millete ait. Şimdi ne oldu da tarihimizi reddederek tüm yetkileri parlamentoyu dışlayarak bir kişiye veriyoruz? Bu ülkede yaşayan herkesin sorumluluğu var.

Kendi tarihimizde ders çıkaramıyorsak Türkiye’yi maceraya sürüklemiş oluruz.

Evet’i anlatamıyorlar. Anlattıkları ‘Hayır verirseniz teröristsiniz’. Bunu söyleyenler halkını sevmeyen insanlardır. Bunlar Türkiye’nin eli sopalı yönetilmesini isteyen insanlardır.

Kullanacağınız oy çok değerli. Önünüzde 2 seçenek var. Birincisi; Bir kişi Türkiye’nin tepesinde olsun, elinde sopa olsun, ne derse olsun. İkincisi; parlamenter demokratik sistem olsun, insanlar düşüncelerini özgürce söylesinler. Bu bir siyasi parti, bir iktidar değişikliği seçimi değil. Rejim değişikliğidir.

Bu işin sağı-solu, doğusu-batısı, yaşlısı- genci, kadını-erkeği yok. Bu, hepimizi ilgilendiriyor. O yüzden hepimize görev düşüyor.

Gençlerin siyasete uzak durduğunu biliyorum. Bu süreç siyasete uzak durma süreci değildir. Mustafa Kemal Amasya Tamimi’nde ‘Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ diyor.

1789’da yurttaşlar beyannamesi yayınlanmıştır. ‘Hakların güven altına alınmadığı ve güçler ayrılığının belirlenmediği toplumların anayasası yoktur. Bir toplumun hakları güvence altına alınmamışsa o toplumun anayasası yoktur’ der.

Anayasa toplumsal uzlaşmayla hazırlanır, partilerin mutfağında hazırlanmaz. Bugünkü anayasa değişikliği dayatma kültürüyle gelmiştir.

Türkiye’de 20 Temmuz’da sivil darbe oldu. Şu anda bir darbe süreci içindeyiz. Bütün yetkiler bir kişide. Sizden isteğim, kesinlikle sanığa gidip oy kullanın.

Bu ülke ulusal Kurtuluş Savaşı vermiş ve görkemli bir ülke yaratmışsa parlamenter sistem içinde yapmıştır.“

Vişne Haber Ajansı