loading
close
SON DAKİKALAR

Ortada sandık!

Ortada sandık!
Tarih: 28.08.2014 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; Haklılar. Uygulama aşağıdan yukarı görünüyor ama yukardan aşağı işliyor.

Türkiye’miz aslında bir demokrasi cenneti... Gerçek bir demokrasinin bütün kurum ve kuralları mevcut. Parlamento var, iktidar var, muhalefet var. Siyasi partiler var, 3. kuvvet yargı var, 4. kuvvet basın var. Sendikalar ve sivil toplum var...
Demokrasi yukardan aşağı çalışıyor... Her parti mahalle delegelerini seçiyor.. Onlar ilçe delegelerini, ilçe delegeleri il delegelerini, il delegeleri kongre delegelerini seçiyor... Kongre Genel Başkan’ı belirliyor. Genel Başkan Başbakan seçilirse ülkeyi yönetiyor.
Böylece halkın iradesi en alttan en üste özgürce yansıyor...
Bu satırları okuyanlar “Yahu sen ayda mı yaşıyorsun?” diye soracaklar.
Haklılar... Uygulama aşağıdan yukarı görünüyor ama yukardan aşağı işliyor.
Parti lideri milletvekillerini, il başkanlarını, delegeleri belirliyor...
Parti liderinin belirlediği delegeler de, kongreler de onu lider seçiyor.
Lider, kendini cumhurbaşkanı seçtirdiği gibi kendisinden sonraki parti liderini ve başbakanı da bizzat belirliyor.
Muhalefet partileri farklı mı? Aynı sistem onlarda da geçerli.
Üç parti demokrasiyi parsellemiş. Üçünün ortak yanı sermayenin esenliği için çalışmaları. Bu görevi “halktan yana görünerek” yapmaları...
Ulusalcılıkla solculuk bağdaşır mıymış? Cİddi ciddi bunu tartışanlar hiç “Kapitalizmle demokrasi bağdaşır mı?”, “İç ve dış sermayenin egemenliği altındaki bir ülkede halk kendi çıkarlarını savunacak kişileri seçebilir mi?” diye sormuyor. Demokrasi adı altında “ortada sandık” adlı komedi oynanıyor. Dünün özeti de budur.

Bekaroğlu uyar...

Geçmişte Saadet Partisi’nde görev yapan şimdi CHP Parti Meclisi’ne davet edilen Prof. Mehmet Bekaroğlu, bu yoldaki söylentilere twitterda açıklık getirdi:
“CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine kendisi ile Ankara’da bir görüşme yaptık.
Sayın Kılıçdaroğlu, siyasi tıkanıkların aşılması için CHP’nin kararlı olduğunu, bunun için çalıştıklarını söylediler.
Bu çalışmaların içinde olursam yapacağım katkıların önemli olacağını ifade ederek, beni CHP’ye davet ettiler.
Konuyu arkadaşlarım ve ailemle konuştuktan sonra kendisine bir cevap vereceğim.”

***

Kimdir Mehmet Bekaroğlu...
24 Kasım 2003 tarihli Hürriyet’te okuyoruz:
“Türkiye’de sayıları 600 bini bulan Lazlar, çatı kuruluşu olarak Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu başkanlığında Laz Enstitüsü kurdu. Bekaroğlu Lazların taleplerini ‘Yer adlarının iadesi, Lazca’nın ana sınıfından lisans üstü eğitime kadar eğitim dili olması’ şeklinde sıraladı.”
Emin Çölaşan 14 Nisan 1999 tarihinde Hürriyet’te kaleme aldığı “Bunları iyi tanıyın” başlıklı yazısına Bekaroğlu’nun Atatürk’ten “Kefere Kemal” diye söz ettiğini, Humeyni’nin iktidara gelişini de “İran’da tam bizim istediğimiz şey olmuştu” sözleriyle yorumladığını yazıyor.
Prof. Bekaroğlu din makyajlı etnik siyaset yapan bir zat...
Kemal Bey’in CHP’yi yenilemek için peşine düştüğü isimlere bakınız...

YASSAH

Aydınlık, Sözcü, Yurt, Yeniçağ, Birgün, Evrensel, Bugün, Zaman, Kanaltürk, Halk TV, Samanyolu, Cihan Haber Ajansı...
Yukarıda isimlerini zikrettiğimiz gazeteler, ajanslar, televizyon kanalları AKP’nin dünkü komedisini, pardon kongresini izleyemediler. Çünkü AK iktidar partisi “AKreditasyon” uygulaması adı altında onlara giriş kartı vermedi... 28 Şubat döneminde Genelkurmay açıkça asker düşmanlığı yapan bir-iki yayın kuruluşuna benzer yasağı uyguladığında birtakım liboşlar ve “demokrat aydın”lar ortalığı ayağa kaldırırdı. O rüzgara göre yelken açan demokratlardan ses yok... Çünkü çoğu AKP yamaklığına soyundu...

Erdoğan “Kılıçdaroğlu yemin törenime gelmiyor” diyor.
Ama kendisi “Feyzioğlu konuşuyor” diye
Adli Yıl Açılış Töreni’ne gitmiyor!

***

RTE “Üniversitelere türban bizim sayemizde girdi” diyor.
Kılıçdaroğlu’nun başarılarına da sahip çıkıyor işte...
Akif Kökçe

HEYKEL

PKK’liler, Mahsum Korkmaz heykelinin yıkılmasına karşılık Atatürk heykellerine sataşmaya, tahrip etmeye başladılar.
Atatürk’ün partisinden bu saldırgalığa karşı sadece Dilek Akagün Yılmaz sesini yükseltti. Diğer milletvekilerinden ve Genel Başkan’dan ne bir ses, ne bir nefes... CHP’nin içini boşaltmak değil de yüceltmek amacıyla görev yapsalar birkaç söz söylemezler miydi?
Genel Başkan’ın laik ve çağdaş kesimde isyana yol açan imam hatiplerle de tek sözünü duymuyoruz. Neden? Ellerine tutuşturulan “Proje” gereği “ılımlı İslam”a dümen kırdılar da o yüzden... Varsa başka sebebi, öğrenelim.

ŞARKI

Hollanda’da yaşayan gazeteci dostumuz Orhan Alpdündar, müstakbel Başbakan’a ta oralardan şarkı armağan ediyor:
“Yarim uzun boylu, ben kısa kaldım...”

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları