loading
close
SON DAKİKALAR

Saray’ın ilk resepsiyonu öğretmenlere

Saray’ın ilk resepsiyonu öğretmenlere
Tarih: 25.11.2014 - 08:10
Kategori: Eğitim

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki ilk resepsiyonu öğretmenler onuruna verdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Amerika’nın Müslümanlar tarafından keşfedilmesi tartışmalarıyla ilgili olarak “Biz aslında bunu kaynak olarak Prof. Fuat Sezgin hocamızın kaynağından alarak söylemiştik. Şimdi bir akademisyen arkadaşımız da daha derli toplu farklı bir eseri ortaya koyacak. Bunların içinde Çinli olup Müslüman olan akademisyenler de var, buraya gidenler de var” dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki ilk resepsiyonu öğretmenler onuruna verdi. Daha önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda verilecek ilk resepsiyon Ermenek’te yaşanan maden faciası nedeniyle iptal edilmişti. Resepsiyonda öğretmenlere hitap eden Erdoğan özetle şunları söyledi:

ÖĞRETMEN DENİLİNCE AKLIMIZA AŞK GELİR
“Öğretmenlik tarihin her döneminde zorlukla, mücadeleyle, tahammülle ve en önemlisi sabırla anılan bir meslek olmuştur. Öğretmen dediğimizde aklımıza ilk önce aşk gelir, sevda gelir, fedakarlık gelir. Öğretmenlerimiz doğudan batıya, güneyden kuzeye ülkemizin her coğrafyasında, her iklimde can siperhane gayret sarfediyorlar. Bu memleketin çocuklarını ilimle, bilgiyle buluşturuyorlar. İnanın bu çaba sadece para için yapılmaz, yapılamaz. Onun için bir aşktır, onun için bir sevdadır. Sadece maddi gerekçelerle bu açıklanamaz. İçlerinde merhamet, vicdan, adalet duygusu olmayan, milletinden, devletinden, insanından aldıklarını kat kat yine bu ülkenin çocuklarına aktarma kaygısı taşımayanlar öğretmen olamaz. Bu yüzden bu necip milletin, bu köklü medeniyete sahip milletin yükselmesi, hakkı olan mümtaz yerlere gelebilmesi ancak okul sıralarından, öğretmenlerin o şefkatli yüreklerinden geçer. Biz şefkatin, merhametin medeniyetiyiz. Tarihin her döneminde bu toprakların üzerinde yaşayan insanlar dini, dili, kültürü farklı olsa da bir ve beraber olmayı başarabilmiş, aynı hedefe, aynı geleceğe yürümüştür. Anadolu’nun mayasındaki bu büyük kaynaşmanın eşine ender rastlanan buluşmanın kardeşlik ikliminin doğmasından öğretmenlerimizin takdir edilecek payı bulunuyor.

Saray’ın ilk resepsiyonu öğretmenlere

15 BİN ÖĞRETMEN DAHA ATANACAK
Neticelerini uzun vadede alacağımızı bildiğimiz halde milletimizin istikbali adına en büyük yatırımları eğitime yaptık. Bütçede en büyük payı birinci sırada eğitimi ayırdık. Osmanlı döneminden kalanlar dahil Türkiye’de 79 senede 346 bin derslik inşa edilmişken, bize buna sadece 12 yılda 234 bin 473 yeni derslik yapmayı başardık. 81 vilayetimize, anaokulundan ilkokula, ortaokuldan liseye, üniversiteye kadar çok sayıda eğitim kurumu kazandırdık. Yurtlarıyla, pansiyonlarıyla, spor salonları araştırma merkezleri, kütüphaneleriyle asırları etkileyecek altyapı yatırımları yaptık. Hiçbir öğrencinin, velinin eğitim ile arasında engel omasın diye kitapları ücretsiz dağıtmak gibi, burs ve kredi imkanlarını arttırmak gibi şartlı nakit transferleri gibi destekler sağladık. Teknolojik imkanları tüm okullarımıza, öğrencilerimize ulaştırmaya başladık ve bu noktada adeta bir sessiz devrim gerçekleştirdik. Devletimizin her türlü imkanını, öğrencilerimize, geleceğimiz olan yavrularımıza sarfediyoruz. Bütün bu yatırımların eğer öğretmen yoksa hiçbir anlam ifade etmez. Bu sene ağustosta ciddi bir öğretmen ataması yaptık. Bugün(dün) Başbakanımız açıkladı. Ocak ayında 15 bin öğretmen ataması daha yapılıyor.

VATAN TOPRAKLARINDA AMELİYAT OLMAZ
Bugün bir hocamız ziyaretime geldi. Ekranlardan kendisini çok iyi tanıyorsunuz. Bu hocamız şunu söyledi, ‘bir ay içinde bir akademisyenimiz bir kitap yayınlayacak. Sizin şu yaptığınız açıklama artık dünyada tartışılıyor.’ Kristof Kolomb meselesi. Oraya Müslümanlar tarafından ulaşıldığı meselesini anlatan birçok kitap var, biz aslında bunu kaynak olarak Prof. Fuat Sezgin hocamızın kaynağından alarak söylemiştik. Şimdi bu akademisyen arkadaşımız da daha derli toplu farklı bir eseri ortaya koyacak. Bunların içinde Çinli olup Müslüman olan akademisyenler de var, buraya gidenler de var. Fakat biz nedense kendimize bu tür şeyleri yakıştıramıyoruz. Bir İbni Sina’yı, Farabi’yi, Mevlana’yı, Yunus’u anlatmak bize zor geliyor. Bunları anlatmaktan niye çekiniyoruz. Bunları biz öğrencilerimize anlatacağız ki onlar da geleceğe ‘biz de yaparız’ anlayışıyla yürüyecek. Bunların mimarı sizler olacaksınız. Bu ülkede birileri çıkıp da bayrak indirmeye, bayrak yakmaya çalışıyorsa o demek ki bu okullarımızdan hiçbir şey alamamış. Onda bir ruh fakirliği var. Ülkede birileri çıkıp da, şu vatan topraklarında bir ameliyat yapmayı aklından geçiriyorsa demek ki o da hiçbir şey alamamış.” 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları