loading
close
SON DAKİKALAR

Tarihin en büyük hokus pokusçusu

Tarihin en büyük hokus pokusçusu
Tarih: 18.12.2014 - 00:00
Kategori:

Mustafa Mutlu; Daha sonra, bazı telefon dinleme kayıtları düştü internete. En önemlisi de 'evdeki paraları sıfırlama' kayıtlarıydı...

Bazı sihirbazlar, sahneye çıkardıkları bir seyirciyi “hokus pokus”la yok ederler.
Son yıllarda ortaya çıkan tarihin en büyük “hokus pokusçusu” ise sadece bir yıl gibi kısa bir süre içinde, binlerce sayfadan ve yüzlerce sanıktan oluşan koskoca bir “yolsuzluk ve rüşvet soruşturması”nı yok etti!
“Hokus pokus”la, önce polis teşkilatında ve yargıda taş üstünde taş bırakmadı.
“Hokus pokus”la yasa çıkardı.
“Hokus pokus”la internet sitelerini yasakladı.
“Hokus pokus”la yolsuzluktan ve rüşvetten söz eden herkese binlerce dava açtırdı!
***
Geçen yıl bugünü hatırlayın:
Cumhuriyet Savcısı Celal Kara talimat verdi; İstanbul Organize Suçlarla Mücadele ve Mali Şube Müdürlüklerine bağlı ekipler, aralarında 3 bakan çocuğunun da bulunduğu çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Suçlama, “rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık”tı.
Daha sonra, bazı telefon dinleme kayıtları düştü internete...
En önemlisi de “evdeki paraları sıfırlama” kayıtlarıydı...
***
Sonra... Dedim ya:
Sonrası, “hokus pokus...”
Kendisi de rüşvetle suçlanan İçişleri Bakanı’nın emriyle, yargı kararını yerine getiren polis şeflerinin tamamı etkisizleştirildi.
Aynı deprem yargıda da yaşandı!
Gözaltına alınan 71 şüphelinin tamamı bir iki ay içinde serbest kaldı.
Bakanlarla ilgili dosyalar ayrılarak “çileli bir yolculuk”tan sonra Meclis’e gönderildi. Diğer dosyaların tamamı ise kapatıldı.
***
Gelinen nokta açık:
Çuvallar dolusu pislik “hokus pokus”la yok edildi!
Geriye sadece dört bakan hakkında Meclis’te yürütülen soruşturma kaldı.
Kimileri diyor ki; “İktidar, adil davranıyormuş gibi bir izlenim uyandırmak için bu dört bakandan ikisini ya da üçünü Yüce Divan’a sevk edebilir!”
Bana göre, bu ihtimal yüzde 1 bile değil!
***
“Hokus pokus”un kralı eskiden Zati Sungur ve Mandrake gibi isimlerdi.
Şimdi onların pabucu dama atıldı!
HUBER! (50)
Yaşar Büyükanıt ‘ın, Dolmabahçe görüşmelerini açıklaması için 79 yazı yazmıştım.
Hasta Fatih Hilmioğlu’nun cezaevinden tahliye edilmesi için 67...
Görünen o ki Abdullah Gül ve ailesi bana rekor kırdıracak!
“Soran ve yılmayan gazeteciliğin 50’nci yazısı”nı bugün kendime alacağım küçük bir pastayla kutlayacağım...
Gül ve ailesi ikamet adreslerini verirlerse... Onlara daha büyüğünü ve üzerinde Huber resmi olanını gönderirim!
ÇARŞI!
Ayrıntılarını yazmama gerek yok; nasıl olsa haber sayfalarında uzun uzun okuyacaksınız:
Çarşı Grubu’na açılan “terör örgütü” davası dün başladı.
Sabah saatlerinde telefonum çaldı. Arayan 83 yaşındaki okurum Ulviye teyzeydi:
“Evladım, yaz: Çarşı teröristse, ben de teröristim. Evim Erenköy’de. Adresim de şu... (Bende saklı... M.M) Gelip beni de alsınlar!”
***
Gerçek mahkemeler halkın vicdanında kurulur.
Çarşı, o mahkemelerdeki tüm davaları çoktan kazanmıştır!
GÜNÜN SORUSU
Sorum, bir zamanların “solcu” olan ancak zamanla liboşlaşan ve en sonunda da F Tipi Tarikat’la kol kola giren yazar Hasan Cemal’e:
Kumpas davalarında tutuklanan eski çalışma arkadaşlarına bir kez bile sahip çıkmadığın halde, Fethullah’ın gözaltına alınan adamlarını “gazeteci” yerine koyup “ağlak” açıklamalar yapmaya utanmadın mı?
‘GÜNDÜZ FİŞEKLERİ’ BOŞA GİTTİ
On yıl önceye gidelim; 17 Aralık 2004’e...
Tam 44 yıllık bekleyişten sonra Avrupa Birliği nihayet Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlama kararı aldı.
Brüksel’den zaferle dönen dönemin Başbakanı Erdoğan, 19 Aralık’ta Ankara’da Melih Gökçek’in düzenlediği büyük bir “şov”la karşılandı.
Kızılay’da düzenlenen “AB Şöleni”ne on binlerce AKP’li katıldı.
Hava aydınlıktı ama yine de çok sayıda havai fişek atıldı.
Aradan on yıl geçti; o artık Cumhurbaşkanı...
Önceki gün Fethullahçı medyaya yapılan operasyona tepki gösteren AB’ye yanıt verdi:
“AB haddini aştı! Biz adım atarken ‘AB ne der?’ diye düşünmeyiz... AB bizi alır mı, almaz mı? Böyle bir derdimiz yok!”
***
Melih Gökçek’in ne yapacağını merak ediyorum:
Acaba, Erdoğan’ın “AB’den vazgeçtik” açıklaması için de belediye kesesinden “gündüz fişeği” attıracak mı?
GÜNÜN İSYANI
Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, yüksek yargıya yapılacak seçimleri yerinde izlemek isteyince Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Sen külhanbeyi misin” sözlerine muhatap olmuş... Bakan Bey, daha sonra korumalarına talimat vererek Hakim Bey’i zorla dışarı attırmış... İsyanım Adalet Bakanı’na:
Sen kimsin ki “güçler ayrılığı” ilkesini ayaklar altına alıp gorillerine, “hakim dokunulmazlığı”nı çiğnetiyorsun?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları