loading
close
SON DAKİKALAR

Yalçın Bayer; İnebolu halkı 'Yiğit' bir kent olarak anılmak isteniyor

Yalçın Bayer; İnebolu halkı 'Yiğit' bir kent olarak anılmak isteniyor
Tarih: 16.08.2017 - 00:00
Kategori:

Yalçın Bayer; İnebolu’nun Gazi, Şanlı, Kahraman gibi ön adı yok. Ancak Beyaz Şeritli İstiklal Madalyalı İnebolu halkı kendilerine ‘Yiğit’ ünvanının verilmesini istiyor.

“Cumhuriyet’i İnebolu’ya borçluyuz…”

Kastamonu’nun Karadeniz kıyısındaki İnebolu ve Cide özellikli iki kültür kenti...

İlhan Selçuk bunları çok anlatmıştır bizlere. Beşiktaş Ulustaki’nda Gazete Muhabirleri Sitesi’nin yanından, Akmerkez’in önünden Arnavutköy’e inen ‘patika yol’un Kurtuluş Savaşı için çok önemli olduğunu özellikle vurgulamıştır. Buradan Boğaz kıyısındaki Arnavutköy’deki teknelere cephane yüklenirmiş. İnebolu limanı o zamanlar Ankara ile bağlantı kurulan tek yer. “Tarihi bir yoldur” derdi ama belediyecilerimiz orasını da ‘cadde’ yaptılar. ‘Tutunamayanlar’ın yazarı Oğuz Atay İnebolu doğumludur. Cide doğumlu olan Rıfat Ilgaz da, İlhan Selçuk’un yakın dostuydu.

Mimar dostumuz Ahmet Erkurtoğlu, geçen Kastamonuluların iftarında bizden bu anıyı öğrencince “Ben İneboluluyum, seni götürmek isterim” dedi. İyi ki gitmişiz... Gördük ki Erkurtoğlu, oranın ‘her şeyi’; çevresine her türlü yardımı esirgemiyor. Kent Müzesi ve Şehitliklere kadar...

Erkurtoğlu, yenilediği ‘aşı boyalı’ üç katlı konağı (Boğaz manzaralı sanki) gösterdi, sonra çarşıda esnafla selamlaşarak ve ‘İnebolu Postası’ ve ‘Yeni İnebolu’ gazetelerini ziyaret ederek sahile indik. “Bakın dedi, 1970’lerde burada iki otelimiz vardı, şimdi çalıştırmıyoruz, çünkü o eski turist trafiği kalmadı.” Yanda da Türk Ocağı binasını gördük. Bir sürü yerli turist gelmiş; Atatürk’ün ‘İnebolu Nutku’nu söylediği merdivende resim çektiriyorlardı. Oranın sorumlusu Nurhayat Ergün Hanım bizi çoşku ile karşıladı. 10 yıldır buradaymış; müze 2007’de Hilmi Özkök tarafından açılmış; Atatürk’ün armağanı beyaz şeritli altın madalyayı gösterdi; Atatürk’ün sevdiği şarkıları söyledi, herkesin gözleri yaşardı. Yılbaşından beri ziyaretçi sayısı artmış şimdiden 3 bini bulmuş. (Başlıktaki ‘Cumhuriyeti İnebolu’ya borçluyuz’ ifadesi Kastamonu eski valisi Necdet Yıldırım’a aittir. YB)

KENT MÜZESİ

İyi bir yerel araştırmacı olan, diş hekimi Mustafa Sıtkı Fakazlı bize hem burada, hem de Kent Müzesi’nde İnebolu’yu çoşkuyla tanıttı. Araya giren Belediye Başkanı Engin Uzuner, Metin Sözen ve ekibi tarafından yapılan Kent Müzesi İnebolu’ya çok değer kattığını, ilçeye gelen ziyaretçi sayısının arttığını söyledi. İstanbul’daki İneboluluların bu yaz ziyarete geldiklerini anlattı. (Müze üç ay sonunda ücretli olacakmış) Gurbette yaşayan, çoğunluğu İstanbul’da, 300 bin İnebolulu varmış.
İnebolu’nun kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, koloni kentlerinden biri; Ionopolis... İnebolu adını Selçuklular döneminde almış… 1834 yılında Küre’ye bağlı bir nahiye iken 1893’den sonra ilçe olmuş... Bugünkü nüfusu 12 binlerde; yazın bir misli artıyormuş.

Yüzyıllar boyunca Karadeniz çevresindeki bütün memleketlerden gelen insanlar tarafından Anadoluya giriş kapısı ve ticaret merkezi olarak kullanılmış. Bu işlevi Kurtuluş Savaşı ve Genç Cumhuriyet yıllarında daha da ön plana çıkmış. Mehmet Akif, Nazım Hikmet gibi ünlü şahsiyetlerin de Anadoluya geçiş yolu olarak İnebolu’yu kullandığı biliniyor.

BOLU DAĞI AÇILIYOR

En parlak devrini 1880-1930 yılları arasında yaşayan İnebolu, 1950’li yıllarda deniz yolunun önemini kaybedip Bolu Dağının geçit vermesi ve karayolunun önem kazanmasıyla İstanbul’a büyük miktarda göç vermiş. İstiklal Harbi yıllarında 2 yıl boyunca Atatürk’ün ordusunun ihtiyacı olan lojistik destek ve insan kaynağı buradan Anadolu’ya geçmiş. Bu yüzden Atatürk, İnebolu’dan gelecek cephane haberini beklerken “Gözüm Sakarya’da Dumlupınar’da kulağım İnebolu’da” sözünü söylemiş. İnebolu halkının denizden karaya çıkartıp kağnılarla ‘İstiklal Yolundan’ Ankara’ya oradan da Sakarya ve Dumlupınar’a kağnılarla ulaştırdığı cephaneler, İstiklal Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol oynadığını hiç unutmamak gerekiyor.

MADALYA, KAYIKÇILAR LOCASINA

İnebolu halkının gösterdiği bu fedakarlıklar karşısında Atatürk’ün de desteği ile TBMM’de İnebolu halkına ‘Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası’ verilmesi kararlaştırılmış, bu madalya İnebolu halkı adına ‘Kayıkçılar Loncasına’ 16 Mayıs 1924 yılında törenle teslim edilmiştir. Beyaz şeritli istiklal madalyası alan tek ilçe İnebolu’dur.

BANDIRMA VAPURU YANAŞABİLSEYDİ... 

Atatürk’ü Anadolu’ya ulaştırmak için 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan yola çıkan Bandırma Vapuru, Karadeniz’de fırtına ile karşılaşmış, İnebolu açıklarına ulaşıldığında 17 mayıs 1919, saat 23.00’ de vapur atmış, fakat fırtına nedeni ile sandal yüzdürülemediğinden vapurda bulunan Atatürk, çok istemesine rağmen karaya çıkamamıştır. Fırtına İnebolu’nun hem şansı hem de şanssızlığı olmuştur. Mecburen yola devam edip 19 Mayıs’ta Samsun’a ulaşmıştır.
Bu olaydan sonra İnebolu’ya gelmeyi arzu eden Atatürk, 25 Ağustos 1925 yılında şapka inkılabını gerçekleştirmek üzere Kastamonu üzerinden İnebolu’ya hareket etmiş, bir günlüğüne gelip kalmayı düşündüğü İnebolu’da 3 gün kalmış. İnebolu’da Türk Ocağında yaptığı konuşmasında, elindeki panama şapkayı gösterip “Bu şerpuşun ismine şapka derler” diyerek kılık kıyafet devrimini gerçekleştirmiştir.
1904 yılında yayımlanan bir Fransız ticaret dergisinde Osmanlı Devletinde yer alan iki kıyı ticaret kentinden bahsediliyor. Bunlardan biri İnebolu diğeri ise Tarsus’tur. İnebolu 4 önemli gümrük müdürlüğünden biridir. (İzmir, İstanbul, İnebolu, Samsun.)
İlginçtir ki ilk su tribünü elektrik santrali 1902 yılında Tarsus’ta kurulmuş, İneboluda da 1923 yılında Tarsus’u takip etmiştir.
1920 yılında TBMM kurulduğunda Ankara’nın nüfusu 33 bin iken İnebolunun nüfusu 18 bindir. Atatürk 1925 yılında İnebolu’ya geldiğinde elektrik vardı; Ankara’da hâlâ elektrik yoktu. Ancak 1926 yılına gelindiğinde Ankara elektriğe kavuşuyor.
Yol medeniyeti getirdiğinden İnebolu birçok şeyin ilkiyle karşılaşmıştır. Deniz yoluyla Yunanistan, Mısır, İtalya, Fransa, İspanya’ya Anadolu’nun tarım ürünleri ihraç edilirken, dönüşlerinde birçok yeniliği İnebolu’ya getirmişler ve Anadolu’ya buradan yayılmıştır.
İnebolu geleceğinde de bu ticareti tekrar canlandırmak ve bu göçü durdurmak çabası içerisinde
Umudunu da ihale edilen yeni Kastamonu yoluna ve limana bağlıyorlar.

KESTANE BALININ ANAVATANI DOĞANYURT

Yeni İnebolu gazetesindeki bir haberden öğrendiğimize göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kastamonu’daki Doğanyurt kestane balını kullanıyormuş. AKP Kastamonu milletvekili Hakkı Köylü, Cumhurbaşkanına midesinin rahatsızlığından anlatmış;
“Cumhuraşkanımız ana ‘Senin orada kestane balı yok mu’ dedi. Ben de ‘var’ dedim. ‘Peki niye Doğanyurt’un kestane balından yemiyorsun sabahları. Bırak ilacı milacı, Doğanyurt’un kestane balından birer kaçak ye” dedi. O zaman anladık ki, Doğanyurt’un kestane balı hakikaten meşhurmuş...oldu.” dedi. Önemli bir oranda kastane ağaçı bulunan Doğanyurt’a, balın kilosu 100 liradan hesaplandığında 50 tonluk üretimle yöreye 5 milyon lira gelir girdiğini hesaplanıyor. İstanbul’da emekli olduktan sonra köyüne yerleşen Ahmet Yılmaz “Kestane balı balığı şifa kaynağıdır. Balımız yüzde yüz kestane balındandır; herkese tavsiye ediyorum” diye konuştu.
Balın patentinin alınması ve daha sonra da coğrafi işaretinin belirlenmesi için çalışmalar sürüyormuş. Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, geçen hafta yapılan Kestane Balı Festivali’nde yaptağı konuşmada Doğanyurt Belediye Başkanı Ahmet Kaya için “Kendisi heyecanla, özveriyle çalışıyor. Ona bu şirin ilçeyi bu hale getirmesinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Ahmet Kaya da, iki yıldanberi çalıştıkları Kaymakam Ömer Faruk Çelik’in kestane balı başta olmak üzere her konudaki çalışmalarını övdü.
Kastamonu Belediey Başkanı Tahsin Babuş’un şu sözleri de dikkat çekiyor: “Sabahtan Kastamonuyu şöyle bir gezdim, inanın turist dolu. Kafeleler halinde otobüslerle geliyor.”

‘YİĞİT’ BİR KENT

- İnebolu’nun Gazi, Şanlı, Kahraman gibi ön adı yok. Ancak Beyaz Şeritli İstiklal Madalyalı İnebolu halkı kendilerine ‘Yiğit’ ünvanının verilmesini istiyor.
- Rahmetli Turgut Özakman “Çılgın Türkler” eserinde İnebolu halkının kahramanlıklarını öne çıkarınca ilçeye, “Yiğit İnebolu” adının verilmesi için kampanyalar düzenlenmişti.
- İlçenin MHP’li Belediye Başkanı Engin Uzuner çarşının tam ortasına bir Kent Müzesi kurmuş. 3 aydır açık, ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Heyamola ve Deniz Şenlikleri’nde resmi açılışı yapılmış. Müzede Atatürk’ün bir balmumu heykeli de bulunuyor. Cephanelerin nasıl taşındığının tasvir edildiği figürler ile şapka devriminin açıklandığı gazete haberleri de yer alıyor.
- Belediye binasının önünde İnebolulu ünlü yazar Oğuz Atay (1934-1977 / 1970 yılında Tutunamayanlar romanıyla TRT Sanat Ödülü almıştı) ile şair, yazar, araştırmacı, edebiyat tarihçisi Orhan Şaik Gökyay’ın (1902-1994) büstleri yer alıyor.

Yalçın Bayer - Hürriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları