loading
close
SON DAKİKALAR

Yangından mal mı kaçırıyorsunuz?

Yangından mal mı kaçırıyorsunuz?
Tarih: 30.06.2015 - 00:00
Kategori:

Geçen hafta gazetelere bir haber düştü: “300 istasyonlu Türk Petrol ile 29 santral satışa çıktı...

Geçen hafta gazetelere bir haber düştü: “300 istasyonlu Türk Petrol ile 29 santral satışa çıktı.„

Hayırdır inşallah? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? Ülkeyi yangın yerine çevirdiğinizi, böyle mi tescil ediyorsunuz?

Daha seçim yapılalı kaç gün oldu? Meclis Başkanı belli değil; hükümeti kurma görevi verilmedi. Ayrıca, TBMM’de çoğunluğunuz da kalmadı. Böylesi bir ortamda bu tür kararlar almak, ahlaki olmadığı gibi, kaçınılmaz olarak yazını başlığındaki soruyu akla getirir.

Anlıyorum; “Ahlâk mı? O da ne ki?„ diyorsunuz.

Habere göre, “Özelleştirmede yeni enerji paketi açılmış! İçinde yıl sonunda 400 istasyona ulaşacak TP ile bin 400 MW'lik Bursa Santrali de bulunuyor„muş!! Sanki Ramazan Bayramı Paketi dağıtıyor beyler…

Siz daha tartışmaya, lâf cambazlığına devam edin: 17-25 Aralık ön koşul mu, değil mi? Adamlar “Durmak yok; yola devam„ diye adeta bağırıyorlar… Dalgalarını geçiyorlar. Gözümüzün içine baka baka… Bu cesareti nereden alıyorlar dersiniz?

Özelleştirememeliler! Hiç birini yaptırmamalıyız… İşin özü bu.

Ama haberde şimdilik sadece “Türk Petrol” dedikleri, asıl adı Türkiye Petrolleri’ne bağlı “Türkiye Petrolleri Petrol Dağıtım AŞ” konusuna biraz daha yakından bakalım. TPPD, TPAO bünyesinde 2006 yılında kuruldu. Halen yaklaşık 300 akaryakıt istasyonu var. Neden kuruldu? Daha önce TPAO çatısı altında; Petrol Ofisi vardı. Piyasa’da hakim konumdaydı. Ülke ekonomisi ve ulusal savunmamız açısından son derece önemli bir kuruluş olan Petrol Ofisi, 21 Temmuz 2000 tarihinde İş Bankası - Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş. Ortak Girişim Grubu’na satıldı. POAŞ’ın ulusal savunma ile ne ilgisi vardı derseniz, sadece şu örnek yeterlidir sanırım: “Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında, yabancı şirketlere ait ATAŞ Rafinerisi ‘bakıma çekilmiş’ ve orduya gram akaryakıt verilmemişti. O zaman, TPAO çatısı altında olan Petrol Ofisi ise her aşamada zırhlı birlikler dâhil ikmal hizmeti yapmış ve altın madalyayla ödüllendirilmiştir.”

TPAO bünyesinde kurulan TPPD, Petrol Ofisi’nin pazar payına erişemese de 2006’dan bugüne 300 istasyonla, petrol ürünleri piyasasında % 4’lük hacmi az da olsa geçmişti. 2015 sonundaki hedefi ise 400 istasyondu. Doğal olarak şu soru sorulabilir: Çok daha geniş pazar payı ve karlılığı olan Petrol Ofisi’ni neden sattınız? “tekeli kırıp, sermayeyi tabana yaymak” hikâyesini yutturamazsınız; zira kamu tekelini kırıp, özel tekel yarattınız. “Yerli özel sermayeye devir yaptık” deseniz; o da değil. Zira hisselerin tamamı, İş-Doğan’dan, Avusturya’lı OMV’ye devredildi. Nedeniniz, amacınız ortada: Alış veriş! Birileri halkın kesesinden bir şeyler aldı; karşılığında gene halkın kesesinden bir şeyler verildi. Gene olan, yurdum insanına ve devletin aldığı vergilere oldu!

TPPD ile ilgili de çok sayıda soru var. Meraklısı Sayıştay Raporları’na ve TBMM KİT Komisyonu tutanaklarına bir baksın. Bir iki soru soralım: KİT Komisyonu’nda (28 Ocak 2015) Sayıştay (TPPD) Raporu’na atıf yapılarak, TPPD ile ilgili öneriler görüşülüyor. “… Öneri 2: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı makamının 19/04/2012 tarih, 54 sayılı olurlarıyla başlatılan ve ‘Bayilerin taahhüt miktarlarının genel olarak yüksek belirlenmesi ve bunun sonucu olarak da TPPD AŞ tarafından bayilere ödenen hibelerin yüksek olması’ konularını içeren inceleme ve/veya soruşturmanın takip edilmesi.” Sorularımızdan biri şu: HANGİ BAYİLERE ve NEDEN taahhüt miktarları genel olarak yüksek belirlenmişti? Bu bayilerle kimlerin yakınlıkları var? Bu soruların yanıtı, hangi Bakanlık’ta ya da Genel Müdürlük’teki halıların altına süpürülmüş bekliyor? Ne işlem yapıldı?

Bu konu ile ilgili bir diğer soru (TBMM KİT Komisyonu’nda Sayıştay temsilcisi konuşuyor) : “…Enerji Bakanlığı’nın 19/4/2012 tarih ve 54 sayılı Olurları çerçevesinde bir soruşturma başlatılmış. Takip eden yıl, bizim denetim raporlarımızda bu onayın, olurun genişletilerek, bazı konuları da buna dâhil etmek suretiyle bu soruşturmanın genişletilmesini talep etmişiz. … Bizim yaptığımız tespitlere müfettiş de tamamen katılmış. 17 personelle ilgili -2’si zamanın Genel Müdürü, 1’i Genel Müdür Yardımcısı ve diğer 14 personel de çeşitli kademelerde personel- Türk Ceza Kanunu’nun güveni kötüye kullanma suçu dolayısıyla savcılığa suç duyurusunda bulunulması yönünde raporu müfettiş yazmış. … 3 tane benzin istasyonuyla ilgili de, bakan olurunun kapsamında olmadığı için daha detaylı bir inceleme, soruşturma

yapmak üzere olur alınması şeklinde raporunu yazmış, Sayın Bakan da bu oluru vermiş. Yani 3 şirketle ilgili tekrar bir soruşturma devam edecek, ama öncekilerle ilgili yapılan soruşturma bizim tarafımızca da yeterli görüldü. Hukuka intikal ettirildi mi, bilmiyorum, çünkü yeni geldi rapor, ettirilmediyse dahi bu savcılığa intikal ettirilecektir…” PEKİ, SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU YAPILDI MI? YAPILDI İSE SONUCU NEDİR? YAPILMADIYSA, NEDEN YAPILMADI? YAPILMADIYSA, BU RAPORLAR HANGİ HALININ ALTINDA BEKLETİLMEKTEDİR?

Soruları çoğaltabiliriz. Ve TPPD’nin özelleştirilmesi çabaları, sadece bir örnek. Ancak şimdilik burada duralım.

Bugün için, ortada yeni seçimin ortaya koyduğu toplumsal iradeyi ve kamu vicdanını temsil eden bir hükümet yok. Umarız kurulur!! Ama bu koşullarda, hiçbir kurumu özelleştiremezsiniz! Ne HES’leri, ne termik santralleri satamazsınız! Döneminizde, santrallerin yaklaşık % 75’i zaten kamudan özele aktarılmış (2002’de % 30’u özeldeydi). Özelleştirme reçetenizin, ülkeyi yangın yerine çevirdiği ortada! İşte enerji faturaları… Elektrik faturaları, döneminizde % 109, doğal gaz faturaları % 355 zamlandı.

Ülkenin önceliği, bu rezilliklerin hesabının sorulmasıdır. Halkın önceliği, hukukun üstünlüğü! Halkın önceliği kamu yararı! Halkın önceliği ulusal çıkar ve ülke bütünlüğü. Halkın önceliği, kamu vicdanının huzura kavuşması! Yolsuzlukların, hukuksuzlukların, Soma, Ermenek, Enez, Gezi cinayetlerinin hesabının sorulması…

Sizin önceliğiniz ise belli ki “batan geminin mallarını satmak”.

Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? Parmak izlerinizi mi silmeye çalışıyorsunuz? Nafile çaba!

Necdet Pamir

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları