Hurşit Güneş: Erdoğan ve Davutoğlu Türkiye'yi dış politikada çok kötü duruma getirdi

Tarih: 21.07.2017 - 17:02

Kategori: Medya

Hurşit Güneş: Cumhuriyet tarihinin dış politikada en kötü dönemi 2010-2015 arasıdır. Davutoğlu ve Erdoğan ikilisi Türkiye'yi gerek tarihsel olarak gerekse bölgede çok kötü duruma getirdi.

Ekonomist ve siyasetçi Prof. Dr. Hurşit Güneş Can Ataklı'nın Yazıişleri programına katıldı. Güneş, "Cumhuriyet tarihinin dış politikada en kötü dönemi 2010-2015 arasıdır. Davutoğlu ve Erdoğan ikilisi Türkiye'yi gerek tarihsel olarak gerekse bölgede çok kötü duruma getirdi" dedi.

Güneş'in açıklamaları şöyle:

-Kıbrıs, harekatının 43. yıl dönümüydü. Bir Rum çoğunluk var. Geçmişte Türk nüfus daha fazlaymış. Müdahaleden sonra Türk nüfus arttı bu da Rumları rahatsız arttı. Harekat Rumlara getirmesi gerekenleri getirdi. AB'ye girdiler. Türk tarafının o dönem sunduğu şartlar kabul edilseydi sorun olmazdı bugün. Cenevre'de Türkiye'nin olmaz dediği koşullardan çok daha farklı koşullara razı olunarak geri adım atılmıştır.

Kurtuluş Savaşı'nı, 2. Dünya Savaşı'nı bir kenara bırakıyorum Kıbrıs Barış Harekatı da CHP imzası taşıyan bir iftihar meselesidir.

-Hükümet bir gemi yolladı, araştırma içinde. Kıbrıs açıklarındaki gaz rezervinin hangi şirketler tarafından üretileceği belli, paylaşmışlar. Orada gazı çıkaracak firmalar Kıbrıs Rum tarafının izin veriği firmalar. Bizimkiler o sırada FETÖ ile kucak kucağa oturuyordu. Referandum yapıldı Kıbrıs'ta Türk tarafı evet dedi, Rum tarafı hayır dedi. Buna rağmen Türkiye elindeki kozları gerektiği gibi kullanamıyor.

Ada Anadolu'ya daha yakın. Suda, limanlarda ticarette olacağı gibi.

-Dış politikada en keskin direksiyon sallamayı yapabilen belki Tayyip Erdoğan. Örneğini Rusya'da gördük. Erdoğan konuşmayı çok seviyor. Konuşmalarının yarısını muhalefete ayırıyor. Bizim muhalefet liderleri pek söylemiyor ama Türkiye cahil bir adam tarafından yönetiliyor. Bütün sorunlar bundan kaynaklanıyor. Almanya önemli bir ülke. Almanya'ya kükrüyor amma Almanya AB'nin lider ülkesi. En çok Türk vatandaşı Almanya'da. En büyük dış ticaret partneri... Bütün bunların nedeni Almanya'nın ulusal çıkarımıza saldırdığı için değil. Hükümet çıkıp sen teröristleri barındırıyorsun, dedi. Almanlar kibar yine. Merkel çıkıp dese ki PKK ile kol kolaydınız. Habur'da halılar serdiniz. Müzakere yapıyordunuz Apo ile. Sizi yakın dost zannettik ondan aldık, dese ne diyecek? FETÖ için 'büyükelçiliğiniz FETÖ için telefon açıyordu, ilişkiler iyi olsun diye aldık' dese ne diyecek?

PKK'yı doğrudan büyütmediler, devlete yerleştirmediler ama FETÖ'yü yerleştirdiler. Kılıçdaroğlu'nun siyasi ayak diretmesi doğru. Siyasi ayak belli. 'Ne istediniz de vermedik' dedi (Erdoğan). 15 Temmuz'un gerisi o demece kadar gider. Senin yüzünden oldu. '17-25 Aralık'ta durun ondan önce FETÖ yoktur' diyor. FETÖ o tarihte benim hırsız olduğumu iddia etti, diyor. 'Erdoğan tertemiz bir adamdır ama bakanlarında sorun yok' deseydi hala istediğini alıyordu. AKP, 4 bakan için suçsuz, dedi, Yüce Divan'a sevk etmediler. Bunlar tertemizdiler madem niye bir daha vekil yapmadınız, niye dördünü o an görevden aldınız? Erdoğan da bakanlarının yolsuzluğa bulaştığını biliyordu ama hiçbiri yargılanmadı.

FETÖ tehlikesini biz yeni söylemiyoruz. CHP'liler öteden beri cemaat konusunda mesafeliydiler.

-Türkiye'de kuvvet komutanı talepte bulunmuş. Balyoz ve Ergenekon'daki subayların iade-i itibar meselesi için. O tam olarak yapılmadı. O konudan dolayı da suçlular var. O dönemdeki yargıçlar kadar siyasiler de suçludur. Savcılığa soyunmuşlardır. Kozmik Oda'ya izin vermek bir milli suçtur. Vatana ihanetten yargılanmalısın. arakasında başka ülkelerin istihbarat örgütleri de var, diyorsun. Bu ülkeyi savunmasız bırakıyorsun. Bu ülkeyle ilgili bir de Lahey'de yargılanma var. Cumhurbaşkanının Enis Berberoğlu'na içerlemesinin nedeni MİT TIR'larını açıkladığı için... Diyelim ki MİT TIR'ları eroin kaçırıyordu, bunu da bir gazeteci yakaladı. Diyecek misin elleme gitsin diye? Tuğrul Türkeş o TIR'lar Bayırbucak Türkmenlerine gitmiyordu, dedi. O bölgede El Nusra vardı. Terör örgütüdür El Nusra. Bu büyük suç. Suriye'de rejime karşı savaşan birliklerin hepsi terör örgütü olarak biliniyor. Batı kamuoyunda Türkiye'nin bunları desteklediğine dair bir kanı var. Sınırlar kevgir gibi, giren çıkan belli değil. Gelip tedavi olup gidiyorlardı.

Milletvekili iken, Hatay'a Apaydın Kampı'na gitmek istedim. Vali aradı oraya gitme, can güvenliğini koruyamayız, dedi. Gideceğim, dedim. Gittik bizi almadılar. Kapının dışında kamuflaj elbiseli, sakallı biri Arapça 'ben buranın komutanıyım. Benimle ilgili ince ince etlerini kıyacağım' demiş. Açıklama yaptım orada. Erdoğan kızdı, 'kendini zabıta mı zannediyor' dedi. Ben de milletin zabıtasıyım, başka ülkelerin zabıtası değilim, dedim. Davutoğlu araştırma yapılmasını istedi. Heyet kampa gitti silahlı unsura rastlanmadı, diye rapor hazırladılar. Silahlı unsurlar ortaya çıksaydı konu Lahey'e uzanacaktı. MHP'nin İstanbul Milletvekili Atilla Kaya İnsan Hakları Komisyonu'nda rapor okunurken çıktı dedi ki 'Hurşit Güneş'in televizyonlarda söylediği silahlı komutanları gördüm' dedi.

Apaydın Kampı kapkaranlık ve yüzkarası bir durumdur. O dönemde tedbir alabilseydik Türkiye batı nezdinde çok daha iyi olacaktık. Suriye bataklığına battık, nasıl çıkacaklarını düşündüler. Cumhuriyet tarihinin dış politikadaki en kötü dönemi 2010-2015 arasıdır. Davutoğlu çok etkili olmuştur. Tepede de Tayyip Erdoğan var. Bu ikili gerek tarihsel olarak gerekse bölgede çok kötü duruma getirdi."