KESK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 4688 sayılı yasada yapılacak değişikliğe ilişkin hazırladığı Kanun Taslağı Tasarısı'na dair bir basın toplantısı düzenledi
KESK Genel Başkanı Lami Özgen,
KESK Genel Merkezi'nde düzenlenen
basın toplantısı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 4688 sayılı yasada yapılacak değişikliğe ilişkin hazırladığı tasarıyı değerlendirdi.
Grev hakkı yok sayılıyor
Taslakta grev haklarının yok sayıldığını söyleyen Özgen, grev hakkının yasal güvence altına alınması yerine hükümet ağırlıklı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kararlarına kesinlik kazandırılarak greve zımnen yasak getirilmeye çalışıldığını söyledi.
Nobellik temsil hesaplaması
Özgen, taslakta toplu sözleşme taraflarının hükümet ve Memur-Sen olmasına da değindi. Üye sayısı 232 bin olan
KESK ile üye sayısı 394 bin olan Türk Kamu-Sen’in toplam 3 üyeyle, üye sayısı 515 bin olan Memur-Sen’in ise 4 üyeyle temsil edileceğini söyleyen Özgen, ”Bu nasıl bir nispi temsil hesabı, anlayan varsa beri gelsin. Bu formülasyonu bulanı Nobel’e aday göstermek gerek” dedi.
Özgen, bu durumun toplu sözleşme görüşmelerinin çoklu yapılması ilkesine, uluslararası sözleşmelere ve hukuka uygun olmayıp örgütlenme özgürlüğüne müdahale olduğunu da belirtti.
Taslak aba altından sopa gösteriyor
Taslakta Hizmet Kolu Sözleşmeleri için yapılacak toplu sözleşmenin kapsamının daha da daraltıldığını ve yetkili sendikanın işaret edildiğini ifade eden Özgen, genel toplu sözleşmedeki “en çok üyeye sahip üç konfederasyon” mantığının hizmet kolu sözleşmelerinde yok sayıldığına dikkat çekti. Özgen, hizmet kolunda yetkili olan sendikanın toplu sözleşmelere katılamamasının bir tehdit ve yetki gaspı olduğunu dile getirdi.
Taslağın ‘işveren statüsünde olan idarenin uygun görmesi’ şartına bağlanmasının yerel yönetimlerle toplu sözleşme ilkelerine aykırı olduğunu söyleyen Özgen, “mahalli idare tazminatı” ibaresinin de kurumsal sözleşmelerin sadece ücret artışından ibaret kıldığını belirtti. Özgen, kamu emekçilerinin kazanılmış haklarının gasp edildiğini vurguladı.
Örgütlenme özgürlüğü yok, haklar daraltılıyor
Taslak ile örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmadığına da değinen Özgen, 4688 sayılı yasanın 15. maddesinde sendika üyesi olamayacaklara ilişkin kapsamın “100 ve daha fazla kamu görevlisinin çalıştığı işyerlerinin en üst amirleri ve yardımcıları” ile “kamu kurum ve kuruluşlarının özel güvenlik personeli” dışında aynen korunduğunu ifade etti. Özgen, bu uygulamanın kadrolaşma vesilesi ile yandaş sendikaya alan açmayı hedeflediğini belirtti.
Toplu sözleşmenin zaten sınırlı olan kapsamının mali ve sosyal haklarla sınırlandığını söyleyen
KESK Genel Başkanı, konfederasyonun "Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, siyasi, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarının toplu sözleşme kapsamına alınması" önerisinin kabul edilmediğini duyurdu. Özgen, bu durumun da ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal hakların bütünlüğüne yönelik uluslararası hukuk kurallarına aykırı olduğunun da altını çizdi.
Taslakta geçen “maaş ve ücret sisteminde değişiklik öngören talepler, toplu sözleşmenin kapsamı dışındadır” ifadesinin bir nevi mali anlamda hiçbir değişiklik yapılmaması anlamına geldiğini söyleyen Özgen, “Dolaysıyla toplu görüşmelerde olduğu gibi enflasyona ve hükümetin Orta Vadeli Mali Programına endekslenmiş birkaç puanlık zam dışında bir konu masaya gelmeyecek, gelse de karşılık bulmayacaktır” dedi.
İki yıllık toplu sözleşme ülke gerçeğine uygun değil
Genel toplu sözleşmenin iki yılda bir yapılmasının Türkiye gibi sürekli bir ekonomik ve siyasal kriz ortamında olan bir ülke için uygun olmadığını vurgulayan Lami Özgen, yaşanması muhtemel şok dalgalarına, hayat pahalılığına ve vergi vb. artışlarda emekçilerin reel kayıp yaşamasına neden olacağını belirtti.
AKP talepleri duymazdan geliyor
Özgen, ” Bir kez daha görülmüştür ki, siyasal iktidarın ya da işverenin tek yanlı iradesinin karar aşamasında etkili olduğu sosyal diyalog mekanizması emekçilerin aleyhinedir. Ancak kamu emekçilerine duyduğumuz sorumluluk gereği teknik komisyon ve Üçlü Danışma Kurulu toplantılarına katılarak yasanın özüne ilişkin görüş, öneri ve değerlendirmelerimizi ilettik” açıklamasında bulundu.
AKP’nin kulağını, yüreğini ve kurumlarını emekçilerin sesine kapattığını ve tehlikeli bir hal almaya başladığını ifade eden Özgen, ” Hazırlanan taslak AKP-Memur Sen ortak yapımı olup, AKP ve Memur Sen'in ihtiyaçları üzerinden kurgulanmıştır” sözlerini sarf etti.
Demokratik görünmek uğruna AKP-Memur-Sen ortaklığında figüran olmayacaklarını duyuran Özgen, KESK’in böyle bir yasa taslağını kabul etmeyeceğini, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı için mücadelesini sürdüreceğini de kamuoyuna duyurdu.
Taleplerimiz kabul edilmezde grev yapacağız!
KESK Genel Başkanı, taleplerinin kabul edilmemesi durumunda grev yapacaklarını bir kez daha açıkladı ve “En temel hakkımız olan grev hiçbir yasa ile engellenemez” dedi.
KESK diğer konfederasyonlara da grev ve özgür toplu sözleşme hakkını düzenlemeyen bu yasaya destek vererek tarihi bir suç işlememe ve birlikte mücadele etme çağrısında bulundu.