loading
close
SON DAKİKALAR

''110. Yaşında Kıvılcımlı Okumaları''

''110. Yaşında Kıvılcımlı Okumaları''
Tarih: 13.06.2012 - 19:54
Kategori: Söyleşi

Ahmet Kale ile konuştuk, “110. YAŞINDA KIVILCIMLI OKUMALARI” Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın eserlerini okuyup tartıştığımız toplantılar...

Bir süredir bir grup sosyalist, “110. YAŞINDA KIVILCIMLI OKUMALARI” ismiyle oluşturdukları bir grupla Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın eserlerini okuyup tartışıyorlar. 4. ayına giren bu etkinliği, girişimcilerden Ahmet Kale ile konuştuk.

 

“110 YAŞINDA KIVILCIMLI OKUMALARI” girişimi ve bu konudaki çalışmaların hareket noktası neydi? Sizi Okumalara götüren itici neden veya gereksinim konusunu açar mısınız? Bildiğim kadarıyla bizde pek rastlanmadık bir formatı var.

 

“Okumalar”a başlamanın esas hareket noktası ihtiyaçtı. Türkiye sosyalist hareketinin en üretken ve önemli sosyalisti Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın teorik hazinesi adeta unutulmaya başlamıştı. Kıvılcımlı’nın izinde olduğunu açıklayan siyasi gruplar bile yeterli bir okuma-okutma yamaktan uzaklar. Tabii bu benim dışardan bakışım. Ancak Kıvılcımlı’nın yeterince okunup tartışılmadığı bir gerçek. Okumalar grubunu oluşturan arkadaşlar işte bu gerçek içinde, “hiç değilse kendimiz Kıvılcımlı’nın eserlerini derinlemesine okuyup tartışalım” diyerek bu okuma grubunu oluşturdular.

 

Ne zaman başladınız, nasıl gidiyor, Yankısı oldu mu?

 

110. Yaşında Kıvılcımlı Okumaları grubu ilk olarak Mart ayında toplandı ve okumalara başladı. Çok iddialı bir girişim değil okumalarımız. Aynı ihtiyacı duyan 15-20 kişinin derinlemesine okuyup tartışmaları için başlatıldı. İlk toplantıda Kıvılcımlı Külliyatının tanıtımını yaptık. Tanıtımdan sonra, devam edecek toplantılarda uygulayacağımız yol ve yöntemleri konuştuk. Toplantıların ayda bir yapılması benimsendi. Yöntem olarak, seçilen bir eserin sunumunu üstlenen arkadaşımız, sunum özetini bir hafta önceden katılımcılara mail olarak yolluyor. Diğer arkadaşlar da zaten eseri okumuş oluyorlar. Sunum zamanı, sunucu olan arkadaş azami 45 dakikalık bir anlatımla konuyu sunuyor. 2 saat kadar herkes söz alarak tartışıyoruz. 15-20 dakikalık bir serbest madde ile toplantı bitiyor. 2. ay yani Nisan toplantısında, Kıvılcımlı’nın ilk telif eseri olan “TÜRKİYE’DE İŞÇİ SINIFININ SOSYAL VARLIĞI” kitabı esas alınarak, sınıf kavramı ve bugünkü durumları tartışıldı. Mayıs ayı toplantımızda 27 MAYIS VE  YÖN HAREKETİNİN SINIFSAL  ELEŞTİRİSİ”KİTABI, güncelle de bağlantılandırılarak değerlendirildi. 15 Haziran Cuma günü yapılacak toplantıda ise, 15-16 Haziran büyük işçi direnişi dolayısıyla, Kıvılcımlı’nın ÜRETİM NEDİR? Eseri baz alınarak, sınıf, üretim, üretimden gelen güç ve bu gücün kullanılması, bu büyük işçi direnişi çevresinde sunulup tartışılacak.

 

Yankı ölçmedik hiç. Özendirici övgüler almadık değil ama zaten amacımız bir organizasyona ulaşmak değil. Bizimle aynı ihtiyacı paylaşanlar, etkinliğimizi de paylaşırlar.

 

Daha çok kuramsal izlenimi veren OKUMALARIN pratik karşılığı olacak mı, olacaksa hedeflenenler nelerdir?

 

Okumaların pratik karşılığı daha çok okuma ve bunun şartlarının yaratılmasıdır. Bu girişimden herhangi bir grup, parti vs çıkmaz, en azından ben böyle düşünüyorum. Ancak, grup, örgüt vs olmadan da yapılacak çok şey vardır. 2006-2011 arasında çok önemli hizmetler yapan Sosyal İnsan Yayınları’nın atıl hale getirilmesinden sonra pek çok önemli kitabın basımı yapılamadı. Yeri gelmişken bunları da özetle sayayım: Tarih Devrim Sosyalizm ve Komün Gücü gibi basıma hazır eserlerin yanında, derlenip basılacak halde duran 3-4 ciltlik “Dergilerdeki Kıvılcımlı Yazıları”, Yeni yazıya Kıvılcımlı tarafından aktarılmış hacimli bir roman (Kurşunlu Cami Mahallesi), yine yeni yazıyla Kopil adlı uzun hikayeden başka, henüz yeni harflere aktarılmamış 2 roman (Kördöğüşü ve Topal) ayrıca Şeytana Kandil ve Baba adlı edebi metinler var. Bunlardan başka, Hegel, Elazığ Özetleri, Cezaevi Etüdü, Tarih Notları gibi araştırmaları da çevrilip yayınlanmayı bekliyor. Okumalar grubu bu yayınların günışığına çıkarılmasına katkı yapabilir mesela.  Çünkü iş başa düşüyor.

 

Ayrıca Okumalar grubu kimi başka önemli işlere de el atabilir. Fatma Nudiye Yalçı büyüğümüzün unutulmaktan kurtarılması için yapılacak işler gibi. 2006 Temmuzunda, Fatma Yalçı ilk olarak İstanbul’da anılmış, anılması gerektiği o zamanki siyasi gruplara hatırlatılmış ancak devamı gelmemişti. Şimdi Kıvılcımlı Okumaları grubu olarak Fatma N. Yalçı’nın anmasıyla birlikte, yazı ve kitaplarını toplayan, hakkındaki bilgileri de derleyen bir seçkiyi basılı olarak 13 Temmuz’daki “KADIN SOSYAL SINIFIMIZ” başlıklı, Fatma N. Yalçı özel gündemli toplantıya yetiştirmek için gayret içindeyiz.

 

Kıvılcımlı anmalarının da hamasetten uzak biçimde yapılması için neler yapabileceğimizi  tartışırız elbette.

 

Bu çalışma Dr.Hikmet Kıvılcımlı’nın 2012 yılı yani doğumunun 110. Yılı ile mi sınırlı kalacak, yoksa uzun erimde de devamı olacak mı?

 

110. yaş önemli tabii. Kıvılcımlı Nazım Hikmet’le yaşıt. Nazım Hikmet için her türlü etkinlik yapılırken, ülkenin en değerli komünistlerinden Kıvılcımlı için bir şey yapılmaması önemli bir eksiklik. Bizim okumalarımız, en azından kendimizin çok önem verdiğimizi gösterir. 110. yıl bitince de, çok uzun yıllar okumaları ve katkıları sürdürmeliyiz diye düşünüyorum.

 

Oldukça zor bir işe kalkıştığınız görülüyor, bu çalışmaların gerçekleşmesinde pratikte karşılaştığınız sorunlar-zorluklar nelerdir? Sorunlar deyince; yer, mekân, katılımcılarla iletişim, katılımda süreklilik, aylık konuların seçimi, bu konuda güncele koşut gitme veya bağımsız bir plan izleme gibi, insanlara ulaşma-haberdar etme, iletişim kanallarında yankı bulma gibi…

 

En büyük zorluk arkadaşların işlerinden zaman ayırıp okuyabilmeleri ve toplantılara düzenli gelebilmeleri. Bunda şimdiye kadar başarılı olduk sayılır. Hedeflediğimiz sayıların altına düşmedik pek. Mekan konusunu Taksim’deki Makine Mühendisleri Odası’nın olağanüstü hoşgörüsüyle çözdük şimdiye dek. Umarım hep sürer o hoşgörü. Haberleşmeyi internet üzerinden sağlıyoruz daha çok. Sayımız çok fazla olmadığından zorluğu fazla değil.

 

Konuları seçmekte çok zorlanmadık. Kıvılcımlı külliyatı zaten bir hazine. Güncel konulara da giriyoruz ama asıl yöntemimiz eserleri okuyarak metodu kavramaya çalışmak. Mesela Eylül ayından itibaren kaç ay süreceğini bilmediğimiz Tarih Tezi okumasına başlayacağız. Tarih Tezi Kıvılcımlı’nın, Antika Tarih’in işleyiş kanunlarını toparlayarak marksizme katkısıdır bize göre ve Kıvılcımlı’nın bütün eserlerine sinmiştir. İşimiz (okumamız) çok, yolumuz uzun yani.

 

Özellikle doktorcu gelenekten, genel olarak sol gelenekten gelen tepkiler nasıl, yaklaşımlar olumlu mu, temkinli mi.

 

Yukarda da dediğim gibi, çok iddialı bir topluluk değiliz biz. Açık söylemek gerekirse çok da umursamıyoruz tepkileri falan. Genel olarak solun umrunda değiliz zaten. Bizi bırakın, 50 bin sayfa eser vermiş, 50 yıl soluksuz bu topraklarda işçi sınıfının kurtuluşu için döğüşmüş Kıvılcımlı da pek umrunda değil solun. Kendi gündemleriyle oynayıp dururlar. Doktorcu kesim için de bizim bir önem taşıdığımız söylenemez. Buradan tekrar duyuralım onlara da herkese de: Bizler Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın eserlerini daha çok kavrayıp, daha çok kılavuz edinmek için okuyoruz. Bu arada belirtmeliyim ki, katılımcı her arkadaşımızın bugünkü sosyalizm mücadelesinde katıldıkları yerler, tuttukları mevziler var elbet. Bizi biraraya getiren baştan beri belirttiğim gibi derinlemesine okuma ve tartışma ihtiyacı. Doktorcu olan ya da olmayan herkes, böyle bir ihtiyaç duyuyorsa bize katılabilir.

 

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları