''110. Yaşında Kıvılcımlı Okumaları''
Ahmet Kale ile konuştuk, “110. YAŞINDA KIVILCIMLI OKUMALARI” Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın eserlerini okuyup tartıştığımız toplantılar...
Bir süredir bir grup sosyalist, “110. YAŞINDA KIVILCIMLI
OKUMALARI” ismiyle oluşturdukları bir grupla Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın
eserlerini okuyup tartışıyorlar. 4. ayına giren bu etkinliği, girişimcilerden
Ahmet Kale ile konuştuk.
“110 YAŞINDA
KIVILCIMLI OKUMALARI” girişimi ve bu konudaki çalışmaların hareket noktası neydi?
Sizi Okumalara götüren itici neden veya gereksinim konusunu açar mısınız?
Bildiğim kadarıyla bizde pek rastlanmadık bir formatı var.
“Okumalar”a başlamanın esas hareket noktası ihtiyaçtı.
Türkiye sosyalist hareketinin en üretken ve önemli sosyalisti Dr. Hikmet
Kıvılcımlı’nın teorik hazinesi adeta unutulmaya başlamıştı. Kıvılcımlı’nın
izinde olduğunu açıklayan siyasi gruplar bile yeterli bir okuma-okutma yamaktan
uzaklar. Tabii bu benim dışardan bakışım. Ancak Kıvılcımlı’nın yeterince okunup
tartışılmadığı bir gerçek. Okumalar grubunu oluşturan arkadaşlar işte bu gerçek
içinde, “hiç değilse kendimiz Kıvılcımlı’nın eserlerini derinlemesine okuyup
tartışalım” diyerek bu okuma grubunu oluşturdular.
Ne zaman başladınız,
nasıl gidiyor, Yankısı oldu mu?
110. Yaşında Kıvılcımlı Okumaları grubu ilk olarak Mart
ayında toplandı ve okumalara başladı. Çok iddialı bir girişim değil
okumalarımız. Aynı ihtiyacı duyan 15-20 kişinin derinlemesine okuyup tartışmaları
için başlatıldı. İlk toplantıda Kıvılcımlı Külliyatının tanıtımını yaptık.
Tanıtımdan sonra, devam edecek toplantılarda uygulayacağımız yol ve yöntemleri
konuştuk. Toplantıların ayda bir yapılması benimsendi. Yöntem olarak, seçilen
bir eserin sunumunu üstlenen arkadaşımız, sunum özetini bir hafta önceden
katılımcılara mail olarak yolluyor. Diğer arkadaşlar da zaten eseri okumuş
oluyorlar. Sunum zamanı, sunucu olan arkadaş azami 45 dakikalık bir anlatımla
konuyu sunuyor. 2 saat kadar herkes söz alarak tartışıyoruz. 15-20 dakikalık
bir serbest madde ile toplantı bitiyor. 2. ay yani Nisan toplantısında,
Kıvılcımlı’nın ilk telif eseri olan “TÜRKİYE’DE İŞÇİ SINIFININ SOSYAL VARLIĞI”
kitabı esas alınarak, sınıf kavramı ve bugünkü durumları tartışıldı. Mayıs ayı
toplantımızda 27 MAYIS VE YÖN
HAREKETİNİN SINIFSAL ELEŞTİRİSİ”KİTABI,
güncelle de bağlantılandırılarak değerlendirildi. 15 Haziran Cuma günü
yapılacak toplantıda ise, 15-16 Haziran büyük işçi direnişi dolayısıyla,
Kıvılcımlı’nın ÜRETİM NEDİR? Eseri baz alınarak, sınıf, üretim, üretimden gelen
güç ve bu gücün kullanılması, bu büyük işçi direnişi çevresinde sunulup
tartışılacak.
Yankı ölçmedik hiç. Özendirici övgüler almadık değil ama
zaten amacımız bir organizasyona ulaşmak değil. Bizimle aynı ihtiyacı
paylaşanlar, etkinliğimizi de paylaşırlar.
Daha çok kuramsal
izlenimi veren OKUMALARIN pratik karşılığı olacak mı, olacaksa hedeflenenler
nelerdir?
Okumaların pratik karşılığı daha çok okuma ve bunun
şartlarının yaratılmasıdır. Bu girişimden herhangi bir grup, parti vs çıkmaz,
en azından ben böyle düşünüyorum. Ancak, grup, örgüt vs olmadan da yapılacak
çok şey vardır. 2006-2011 arasında çok önemli hizmetler yapan Sosyal İnsan
Yayınları’nın atıl hale getirilmesinden sonra pek çok önemli kitabın basımı
yapılamadı. Yeri gelmişken bunları da özetle sayayım: Tarih Devrim Sosyalizm ve Komün
Gücü gibi basıma hazır eserlerin yanında, derlenip basılacak halde duran
3-4 ciltlik “Dergilerdeki Kıvılcımlı
Yazıları”, Yeni yazıya Kıvılcımlı tarafından aktarılmış hacimli bir roman (Kurşunlu Cami Mahallesi), yine yeni
yazıyla Kopil adlı uzun hikayeden
başka, henüz yeni harflere aktarılmamış 2 roman (Kördöğüşü ve Topal)
ayrıca Şeytana Kandil ve Baba adlı edebi metinler var. Bunlardan
başka, Hegel, Elazığ Özetleri, Cezaevi
Etüdü, Tarih Notları gibi araştırmaları da çevrilip yayınlanmayı bekliyor.
Okumalar grubu bu yayınların günışığına çıkarılmasına katkı yapabilir mesela. Çünkü iş başa düşüyor.
Ayrıca Okumalar grubu kimi başka önemli işlere de el
atabilir. Fatma Nudiye Yalçı büyüğümüzün unutulmaktan kurtarılması için
yapılacak işler gibi. 2006 Temmuzunda, Fatma Yalçı ilk olarak İstanbul’da
anılmış, anılması gerektiği o zamanki siyasi gruplara hatırlatılmış ancak
devamı gelmemişti. Şimdi Kıvılcımlı Okumaları grubu olarak Fatma N. Yalçı’nın
anmasıyla birlikte, yazı ve kitaplarını toplayan, hakkındaki bilgileri de
derleyen bir seçkiyi basılı olarak 13 Temmuz’daki “KADIN SOSYAL SINIFIMIZ”
başlıklı, Fatma N. Yalçı özel gündemli toplantıya yetiştirmek için gayret
içindeyiz.
Kıvılcımlı anmalarının da hamasetten uzak biçimde yapılması
için neler yapabileceğimizi tartışırız
elbette.
Bu çalışma Dr.Hikmet
Kıvılcımlı’nın 2012 yılı yani doğumunun 110. Yılı ile mi sınırlı kalacak, yoksa
uzun erimde de devamı olacak mı?
110. yaş önemli tabii. Kıvılcımlı Nazım Hikmet’le yaşıt.
Nazım Hikmet için her türlü etkinlik yapılırken, ülkenin en değerli
komünistlerinden Kıvılcımlı için bir şey yapılmaması önemli bir eksiklik. Bizim
okumalarımız, en azından kendimizin çok önem verdiğimizi gösterir. 110. yıl
bitince de, çok uzun yıllar okumaları ve katkıları sürdürmeliyiz diye
düşünüyorum.
Oldukça zor bir işe
kalkıştığınız görülüyor, bu çalışmaların gerçekleşmesinde pratikte
karşılaştığınız sorunlar-zorluklar nelerdir? Sorunlar deyince; yer, mekân,
katılımcılarla iletişim, katılımda süreklilik, aylık konuların seçimi, bu
konuda güncele koşut gitme veya bağımsız bir plan izleme gibi, insanlara
ulaşma-haberdar etme, iletişim kanallarında yankı bulma gibi…
En büyük zorluk arkadaşların işlerinden zaman ayırıp
okuyabilmeleri ve toplantılara düzenli gelebilmeleri. Bunda şimdiye kadar
başarılı olduk sayılır. Hedeflediğimiz sayıların altına düşmedik pek. Mekan
konusunu Taksim’deki Makine Mühendisleri Odası’nın olağanüstü hoşgörüsüyle
çözdük şimdiye dek. Umarım hep sürer o hoşgörü. Haberleşmeyi internet üzerinden
sağlıyoruz daha çok. Sayımız çok fazla olmadığından zorluğu fazla değil.
Konuları seçmekte çok zorlanmadık. Kıvılcımlı külliyatı
zaten bir hazine. Güncel konulara da giriyoruz ama asıl yöntemimiz eserleri
okuyarak metodu kavramaya çalışmak. Mesela Eylül ayından itibaren kaç ay
süreceğini bilmediğimiz Tarih Tezi okumasına başlayacağız. Tarih Tezi
Kıvılcımlı’nın, Antika Tarih’in işleyiş kanunlarını toparlayarak marksizme
katkısıdır bize göre ve Kıvılcımlı’nın bütün eserlerine sinmiştir. İşimiz
(okumamız) çok, yolumuz uzun yani.
Özellikle doktorcu
gelenekten, genel olarak sol gelenekten gelen tepkiler nasıl, yaklaşımlar
olumlu mu, temkinli mi.
Yukarda da dediğim gibi, çok iddialı bir topluluk değiliz
biz. Açık söylemek gerekirse çok da umursamıyoruz tepkileri falan. Genel olarak
solun umrunda değiliz zaten. Bizi bırakın, 50 bin sayfa eser vermiş, 50 yıl
soluksuz bu topraklarda işçi sınıfının kurtuluşu için döğüşmüş Kıvılcımlı da
pek umrunda değil solun. Kendi gündemleriyle oynayıp dururlar. Doktorcu kesim
için de bizim bir önem taşıdığımız söylenemez. Buradan tekrar duyuralım onlara
da herkese de: Bizler Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın eserlerini daha çok kavrayıp,
daha çok kılavuz edinmek için okuyoruz. Bu arada belirtmeliyim ki, katılımcı
her arkadaşımızın bugünkü sosyalizm mücadelesinde katıldıkları yerler,
tuttukları mevziler var elbet. Bizi biraraya getiren baştan beri belirttiğim
gibi derinlemesine okuma ve tartışma ihtiyacı. Doktorcu olan ya da olmayan
herkes, böyle bir ihtiyaç duyuyorsa bize katılabilir.
Vişne Haber Ajansı
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları