2025 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe komisyonunda; Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz açıklamalar yaptı!
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde görüşmelere başlandı.
Komisyon, AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın katıldığı komisyonda, milletvekilleri değerlendirmelerde bulundu.
AKP Aksaray Milletvekili Hüseyin Altınsoy, 2025 yılı bütçesine ilişkin, "Bütçemizde büyümenin sağladığı imkanların toplumun bütün kesimleriyle paylaşılması esas alınmıştır. Mali disiplinin korunması, ekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülebilir büyümenin desteklenmesi politikalarımızla uyumlu olacak şekilde hazırlanmıştır." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde görüşlerini dile getirdi.
CHP Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, bütçe sunuşuna ilişkin dokümanların kendilerine önceden verilemediğini belirterek, bu durumu eleştirdi. Sayıştay raporları ve kesin hesap kanun tekliflerini incelemek üzere bir alt komisyon kurulmasını öneren Türeli, Sayıştay'ın genel uygunluk bildiriminde ödenek artırımlarının yer almamasının nedenini sordu.
Ekonomide sıkıntılar yaşandığını anlatan Türeli, "Ekonominin büyüme hızı yavaşlıyor, aynı şekilde işsizlik oranları yüksek seviyesini koruyor. Gelir dağılımının bozulduğu, yoksulluğun arttığı ve enflasyonun bir türlü engellenemediği bir süreç yaşıyoruz. Sadece ekonomide değil; sosyal alanda, siyasal alanda ciddi bir çöküş var. Türkiye'de ciddi bir kurumsal yapı çöküşü var. Temel kamu hizmetlerinde, eğitimde, sağlıkta... Bunların gittikçe piyasalaştırıldığını, parasallaştığını gördük." ifadelerini kullandı.
Türeli, Orta Vadeli Program'ın "bir istikrar, kalkınma programı olmadığını" savunarak, "On İkinci Kalkınma Planı ile olan ilişkisi de tamamen kesilmiş durumda." değerlendirmesinde bulundu.
Kur korumalı mevduatın (KKM) ortaya çıkardığı zararın devam ettiğini anlatan Türeli, "Merkez Bankası bilançosundaki belli rakamlardan gittiğimiz zaman 300 milyar lirayı şu an itibarıyla geçtiğini görüyoruz. Geçen sene 830 milyar lira zarar ortaya koymuştu Merkez Bankası, ki bütün kamu bankalarının, kamu özel bankaların, bütün finans kurumlarının çok yüksek karlar yaptığı bir yerde Merkez Bankasının neden bu zararı yaptığı çok açık ve net ortadadır. Bu, aynı zamanda bir servet transferidir çünkü Türkiye'deki mevduat yapısına baktığımız zaman elinde büyük çapta mevduat tutanların oranı çok düşüktür. 1 milyonun üzerinde mevduatı olanların toplam içindeki payı yüzde 1'den bile azdır." diye konuştu.
Vatandaşların, "Bu bütçede benim için bir şey var mı?" diye sorduğunu aktaran Türeli, "Ben de diyorum ki: 'Bu bütçede sizin için hiçbir şey yok.' Bu bütçe geçmişte yapılmış bütçelerin bir benzeri. Sanki bir kriz içinde değilmişiz gibi, sanki hiçbir şey yokmuş gibi yine önümüze, geçen seneki bütçenin hemen hemen benzeri geliyor." dedi.
- "Makas var ama kapatıyoruz o makası"
DEM Parti Grubu adına söz alan Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye'deki sistemin, vatandaşların bütçe yapma hakkını elinden aldığını savunarak, "Aynı zihniyette bütçe hazırladığınız için bu ülkeyi adaletsizlikler ülkesi haline getirdiniz." ifadesini kullandı.
Oluç, GSYH açısından emeğin aldığı payın son 6 yılda çok ciddi bir düşüş gösterdiğini söyleyerek, "5 yılda yüzde 7'lik bir düşüş gerçekleşmiş. Sermayenin milli gelirden aldığı payın ise arttığını görüyoruz. Aradaki fark büyümüş. Emekle sermaye arasındaki eşitsizliği sizin hazırladığınız bütçeler büyütmüş. Bu politik ve ekonomik bir tercih." diye konuştu.
Türkiye'nin servetinin yüzde 40'ının yüzde 1'lik dilimde toplandığını dile getiren Oluç, şunları kaydetti:
"Kürt coğrafyasındaki bu konulardaki adaletsizlikler batıyla karşılaştırıldığında inanılmaz yüksektir. En yoksullar, en az eğitim alanlar, gelir dağılımı adaletsizliğinde en dipte. Kürt coğrafyasına yönelik çok ağır bir eşitsizlik dalgasının sizin iktidarınız döneminde sürdüğünü görüyoruz ve biliyoruz. 'Sizin iktidarınız bu eşitsizliği yarattı' demiyorum. Cumhuriyet tarihi boyunca var olan bir eşitsizliktir, bir ayrımcılıktır ama sizin iktidarınız döneminde de bu zihniyetten maalesef uzaklaşılamamış vaziyette."
AKP Ankara Milletvekili Orhan Yegin, Oluç'un sözlerine, "Makas var ama kapatıyoruz o makası. Bize büyük haksızlık oluyor." şeklinde tepki gösterdi.
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş ise Yegin'e, "Size yapılan bir haksızlık değil, Atatürk'e yapılan haksızlık. Ayıptır ya. Atatürk ayırdı, sen verdin. Ne makası, makas mı var? Çorum, Adana, Amasya, Ankara'nın arka mahalleleri nasıl? Ayıp." ifadelerini kullandı.
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş ise Oluç'un sözlerine ilişkin milletvekillerinin dile getirdiği görüşlerle alakalı herhangi bir yorumda bulunmadığını belirterek, "Fakat konuşmanız içerisinde 'Kürt coğrafyasında ekonomik dağılım' veya 'uygulanan politikalar daha ağır' şeklinde bir ifadeniz oldu. Bununla alakalı Sayın Oluç, Anayasa'nın 3'üncü maddesinde devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla bizim kanunlarımızda başka bir tanımlama bulunmamaktadır. Bu anlamda bütün milletvekillerinden yapacakları konuşmalarda Anayasa'nın bu hükmü doğrultusunda gerekli hassasiyeti göstermelerini rica ediyorum." diye konuştu.
Oluç, "Anayasa'nın 3'üncü maddesiyle herhangi bir sorunumuz yok, net olarak bunu söyleyeyim. Bu konuda ayrımcılık yapılmamasını talep ediyorum aslında. Mesela 'Rumeli' dediğim zaman bu uyarıyı yapmıyorsunuz, 'Trakya' dediğim zaman bu uyarıyı yapmıyorsunuz." dedi.
- "Bütçe açığını ve faiz giderlerini patlattınız"
İYİ Parti Grubu adına söz alan Samsun Milletvekili Erhan Usta, faiz giderleri, tahsil edilecek vergiler ve bütçe açığına ilişkin grafikler içeren bir sunum eşliğinde değerlendirmelerde bulundu. Usta, "Bütçe açığını, faiz giderlerini patlattınız. Bu kadar para harcayıp ne yaptınız? Okullara sabun koyamadınız. Siz her şeyi inşaattan ibaret sandığınız, bina yaptınız için de eğitim, sağlık, adalet kalmadı." ifadelerini kullandı.
Son 10 yılda orta direk kalmadığını söyleyen Usta, sadece en üst dilimdeki nüfusun büyümeden pay aldığını, nüfusun yüzde 80'inin bu büyümeden pay alamadığını belirtti. Usta, gelirin adaletsiz bölüşüldüğünü savunarak, "Kendi gelir politikanızı veya vatandaşın harcamaları üzerinden de adaleti ıskalıyorsunuz. Dolayısıyla millet aslında bu yüzden feryat ediyor, ne kadar farkındasınız bilmiyorum." diye konuştu.
Emeklilerin perişan durumda olduğunu anlatan Usta, "Emeklilerin gelirden aldığı pay, 2006'dan daha berbat durumda. Hedef enflasyon üzerinden işçinin maaşını planlamak istediniz. Vatandaş bu kadar mağdurken, hedef enflasyonda ne kadar sapma olduğu ortadayken, hedef enflasyon üzerinden bir gayret içine girmeyin." değerlendirmelerinde bulundu.
Asgari ücretin Türkiye'de yaygın ücret olduğuna ve tespit edildiği süreçte bile açlık sınırında kaldığına işaret eden Usta, asgari ücretin, ilk aylarda bir miktar açlık sınırının üzerine çıkmasına karşın sonraki 9 ayda açlık sınırının altında kaldığına dikkati çekti.
OECD'nin, verilerini Türkiye'yi dışarda bırakarak yayımladığını söyleyen Usta, "OECD, 'Benim verilerimi bozuyor' diyor. Türkiye'yi dışında bırakıyor. Sizden önce de bu böyleydi. Siz düzeltmiştiniz yeniden aynı duruma geldi." şeklinde konuştu.
Usta, Türkiye'deki enflasyonun, savaşta olan Rusya ve Ukrayna'ya kıyasla daha çok yükseldiğini de söyledi.
"Bence AK Parti'nin mazisi de hak etmiyor"
Saadet Partisi Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Selim Temurci, Türkiye'deki ekonomik sıkıntıların temelinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yer aldığını savunarak, Sistem'in revizyonunun en önemli ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Bütçenin güvenilirliğinin ve şeffaflığının tartışılması gerektiğini anlatan Temurci, "Enflasyon rakamının tartışma konusu olduğu bir ülkede bütçedeki hiçbir rakamın gerçekleşmesi mümkün değil." diye konuştu.
Borç stoku verilerine de değinen Temurci, "6,5 yılda bir ülkenin toplam borcu 10,5 kat nasıl artar? İşin başında bütçe değerlendirmesine başlarken milletle bir helalleşmek, yüzleşmek lazım. 'Bazı konularda hatalar yapıldı, bunları gördük ve bunları artık şöyle yapacağız' demek lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Temurci, son dönemde uygulanan ekonomi politikalarını eleştirerek, "Bunları bu ülke hak etmiyor. Bence AK Parti'nin mazisi de hak etmiyor. Mirasyedi gibi 15 yılda yapılanlar 7-8 yılda bitirildi. Ben buna isyan ediyorum." dedi.
"Şikayetleri ortadan kaldırmak başlıca görevimiz"
MHP Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Türkiye ekonomisinin 2023'te yüzde 5,1 büyümeyle OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduğunu anlattı.
Milli gelirin 2023'te ilk defa 1 trilyon doları aştığını ve 1 trilyon 130 milyar dolara yükseldiğini ve kişi başına milli gelirin de 13 bin 243 dolar düzeyine ulaştığını vurgulayan Kalaycı, "İstihdam 2023 yılında 880 bin kişi artarak 31 milyon 632 bine yükselmiş, işsizlik oranı 1 puan azalarak yüzde 9,4'e gerilemiştir." dedi.
Kalaycı, yıllık enflasyonda eylül itibarıyla görülen gerilemeye işaret ederek, "Ancak enflasyon ve hayat pahalılığı her insanımızı haklı olarak rahatsız etmektedir. Bu konudaki şikayetleri ortadan kaldırmak başlıca görevimizdir." ifadelerini kullandı.
Yoksulluk oranlarına değinen Kalaycı, "TÜİK'in gerek göreli yoksulluk gerek maddi veya sosyal yoksulluk gerek sürekli yoksulluk gerekse de yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanların oranında düşüş olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin dışa açık ve rekabetçi bir yapı içerisinde, dünya ekonomisiyle bütünleşerek bölgesel ve küresel gelişmelerin önde gelen belirleyicileri arasında yer aldığını kaydeden Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye daha güçlü bir ekonomik yapıya kavuştuğu, toplumsal dokusunu sağlamlaştırdığı, kardeşlik ve dayanışma kültürünü pekiştirerek imkan ve kabiliyetlerini büyük Türkiye hedefi doğrultusunda seferber ettiği takdirde, bölgesel güç olmanın ötesine geçecek ve küresel bir güç haline gelecektir. Bunun gerçekleştirilebilmesi ve yeni bir bin yılın yakalanabilmesi ise geçmiş bin yılların acı ve tatlı tecrübelerini özümseyerek, kalkınma ve demokratikleşme sürecini tamamlamak suretiyle büyük ve köklü devlet geleneğini ve tarihi birikimlerini yeni yüzyılın şartlarında yeniden yorumlamaktan, çağdaş gelişmelerle buluşturmaktan geçmektedir. Türk milletinin daha nice asırlara bağımsız, bağlantısız ve güçlü olarak ulaşması yegane arzumuzdur."
"Enflasyon oranının tek haneye indirilmesi en önemli önceliğimiz"
AKP Aksaray Milletvekili Hüseyin Altınsoy ise partisinin, eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal desteklere kadar her alanda hizmetler üreterek hizmet kalitesini artırmaya çalıştığını anlattı.
2025 yılı bütçesinin yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen; sosyal refahı artıran bir yaklaşıma sahip olduğunu dile getiren Altınsoy, şunları kaydetti:
"Bütçemizde büyümenin sağladığı imkanların toplumun bütün kesimleriyle paylaşılması esas alınmıştır. Mali disiplinin korunması, ekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülebilir büyümenin desteklenmesi politikalarımızla uyumlu olacak şekilde hazırlanmıştır. Yakın coğrafyamız başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde güven ve istikrarı tehdit eden pek çok gelişme yaşanmaktadır. Bu tarihi dönemde arka arkaya gerçekleşen hadiseler, insanlığın, toplumların ve ekonomilerin köklü bir dönüşüm potasına girdiğine işaret etmektedir. Artan belirsizlik ve risklerin hakim olduğu mevcut konjonktür, geleceğe ilişkin tahminleri de oldukça güçleştirmektedir. Dünya ve bölge ekonomisine yaşanan bu zorlu süreç 2025 yılı bütçe hazırlıklarında hassasiyetle dikkate alınıyor. Bütçemiz küresel riskleri ülkemiz için en aza indirecek şekilde oluşturulmuştur."
Para ve maliye politikaları arasındaki güçlü eşgüdüm sayesinde dezenflasyon sürecinin başladığını kaydeden Altınsoy, "Enflasyon oranının program döneminde tek haneli seviyelere indirilerek bu seviyelerde istikrar kazanmasını sağlamak en önemli önceliğimiz olacaktır." dedi.
Bütçe verilerine ilişkin bilgiler veren Altınsoy, "Deprem nedeniyle bütçe açıklarında yaşanan artış sonrasında, bütçe açığının yeniden hükümetlerimiz dönemindeki ortalama seviyesine yaklaştığı görülmektedir. Devletimizin tüm yetkilileri ve kurumları, deprem bölgesindeki hayatın süratle normal dönmesi için çalışmalarına aralıksız bir şekilde devam etmektedir." diye konuştu.
Öte yandan Sayıştay Başkanı Metin Yener, milletvekillerinin, uygunluk bildirimiyle ilgili eleştirilerini yanıtladı.
Yener, "Yürütülen denetimler ve faaliyet raporlarının değerlendirilmesi sonucunda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nde yer alan 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun uygulama sonuçları ile kamu idareleri hesapları esas alınarak saptanan sonuçlar arasında herhangi bir uyumsuzluk olmadığı görülmüştür." dedi.
AKP Uşak Milletvekili İsmail Güneş, 2025 yılı bütçesinin 85 milyonun tamamını kapsayan bir bütçe olduğunu belirterek, "Özellikle dar gelirlilerin, gazilerimizin, şehit yakınlarımızın, yetimlerimizin, yaşlılarımızın, engellilerimizin ve herkesin bütçesi bu bütçe. İnşallah önümüzdeki dönemlerde bütçe rakamlarımızı daha da iyileştireceğiz. Depremin etkisinden daha da kurtulacağız ve bütçe açığımızı olması gereken kriterlere, yüzde 3'ün altına düşürerek yolumuza devam edeceğiz." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde görüşmeler tamamlandı.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, limiti 100 bin liranın üzerinde olan kredi kartlarından 750 lira katılım payı alınmasına ilişkin düzenlemeyi eleştirdi.
Ağbaba, "MHP grubu bu kanunu destekledi, güzel konuşmalar yaptı. AK Parti temsilcisi güzel güzel konuştu. Biz de konuşmayı beklerken birden Sayın Başkan Mehmet Muş, havadan bir şey düştü, kanunu geri çekti. AK Parti ve MHP grubu övdü, bize eleştiri fırsatı gelmeden çektiniz." diye konuştu.
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş ise "Hayır, önce siz eleştirdiniz, sonra da ben erteledim, bir şey gelmedi yani. Ertelendi, ertelendi, çekilmedi." ifadesini kullandı.
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç'un "Kürt coğrafyası" ifadesini kesinlikle reddettiğini belirterek şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti devleti 7 coğrafi bölgesiyle bir bütündür. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiçbir döneminde, hiçbir bölgeye ve hiçbir kesime pozitif ya da negatif bir ayırımcılık yapılmamıştır. Uygulanan yanlış politikalar, yapılan yanlışlıklar olmuştur elbette ama bu durum tüm coğrafyayı, yani tüm bu 7 bölgeyi ve tüm Türk milletini etkilemiştir."
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, bazı milletvekillerinin, "Bütçe hakkı Meclis'in elinden alındı." eleştirilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Aksu, bütçenin TBMM'de kabul edilmemesi halinde geçici bütçe yapıldığını bunun da kabul edilmemesi halinde bir önceki yıl bütçesinin yeniden değerleme oranında artırılarak ülkenin bütçesiz kalmamasının öngörüldüğünü dile getirdi. Burada bir yetki devrinin söz konusu olmadığını belirten Aksu, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesiyle beraber, bütçe sisteminde Meclisin bütçe hakkının elinden alınması yönünde negatif bir düzenleme yapıldığı yönündeki ifadelerin doğru olmadığını ifade etmek isterim." dedi.
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in gözaltına alınmasını eleştirerek, "Seçilmiş bir belediye başkanı İstanbul planının bir parçası olarak sabahın 7'sinde gözaltına alınıyor. Yargı üzerinde siyasi vesayetin yansıması olarak görmüş olduk. Bunların düzelebilme ihtimalini iktidarınızda göremiyoruz." ifadesini kullandı.
AKP Uşak Milletvekili İsmail Güneş, 2020'den sonra enflasyonda ciddi bir artış olduğunu belirterek, "Bizdeki enflasyon 4 kat artmış. Az değil fazla. Almanya'da enflasyon 2020'de eksi 0,5'miş 2022'de 10,8 olmuş. İspanya'da eksi 0,6'ymış yüzde 7,6'ya çıkmış. İngiltere'de 0,6'ymış yüzde 5'e çıkmış. ABD'de 1,6'ymış yüzde 7,4'e çıkmış. Cumhurbaşkanı'mız o kadar etkili ki sadece Türkiye'yi değil tüm dünyayı kasıp kavurmuş. Bizim en önemli problemimiz iç açığımız ve faize ödediğimiz para." diye konuştu.
Güneş, bu bütçenin 85 milyonun tamamını kapsayan bir bütçe olduğunu vurgulayarak, "Özellikle dar gelirlilerin, gazilerimizin, şehit yakınlarımızın, yetimlerimizin, yaşlılarımızın, engellilerimizin ve herkesin bütçesi bu bütçe. İnşallah önümüzdeki dönemlerde bütçe rakamlarımızı daha da iyileştireceğiz. Depremin etkisinden daha da kurtulacağız ve bütçe açığımızı olması gereken kriterlere, yüzde 3'ün altına düşürerek yolumuza devam edeceğiz." dedi.
Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde yapılan görüşmelerde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtladı.
Bütçenin yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, sosyal refahı artırıcı bir yaklaşıma sahip olduğunu belirten Yılmaz, işçisi, esnafı, emeklisi, genci ve yaşlısıyla toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlandığını söyledi.
Yılmaz, bütçenin Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin yaralarını sarmaya yönelik "yeniden imar bütçesi" de olduğunu bildirerek, "Üç başlık altında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Konutların inşası, kalıcı konutların ve iş yerlerinin; altyapının tamiri; ekonomik ve sosyal hayatın canlandırılması. Bu üç başlık altında ihya, imar çalışmalarımız sürüyor. Bütçe tahakkuk esaslı bir dokümandır. Tahakkuk eden harcamalar bütçede gösterilir. Ama onların nakdi gerçekleşmeleri zaman içinde gerçekleşebilir. Tahakkuk bazlı baktığınız zaman 2,6 trilyon lira tahakkuk etmiş olacak bu yıl sonu itibarıyla." ifadelerini kullandı.
Orta Vadeli Program (OVP) ile 12. Kalkınma Planı arasında tutarsızlık bulunduğuna yönelik eleştiriye Yılmaz, planlarda önemli olanın politika çerçevesi olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Plan yaptığınız zaman varsayımlarla yaparsınız. O günkü varsayımlarınızla dünyadaki, bölgedeki durumu dikkate alarak bir ekonominin dünyada, bölgede gelişimine bakarak varsayımlarla bir perspektif çizersiniz. Planlardaki rakamlardan daha önemli olan planların çizdiği politika çerçevesi, genel olarak çizdiği istikamettir. Bunu esas almak lazım. Bunu esas aldığınız zaman OVP ile plan arasında bir politika tutarsızlığı görmüyorum. Rakamsal farklılıklar olabilir. OVP çünkü her yıl yenilenen bir doküman ve o yıl içinde gerçekleşen gelişmeleri rakamlara yansıtma imkanınız var. Dolayısıyla doğal olarak bir farklılık çıkabiliyor rakamsal olarak ama politika çerçevemiz farklı değil. Planımızın odağında da OVP'nin odağında da yeşil ve dijital dönüşüm, istikrar, ekonomiyi büyütmek var."
- "Bölgesel eşitsizlikler kesinlikle bu son 20 yılda artmadı, azaldı"
Yılmaz, orta ve uzun vadede enflasyonla mücadele ile büyüme arasında bir çelişki görmediklerini dile getirerek, enflasyonun düşürülmesinin kalıcı refah artışı ve sosyal dengeler açısından da önemli olduğunu kaydetti.
"Bölgesel eşitsizlikler kesinlikle bu son 20 yılda artmadı, azaldı" diyen Yılmaz, Doğu-Güneydoğu bölgesinde altyapıya çok büyük yatırımlar yaptıklarını, güvenlik ve huzur ortamını geliştirdiklerini söyledi.
Yılmaz, dünyanın hiçbir ülkesi ve bölgesinin komşularla ticaret yapmadan, ekonomik ilişkiler kurmadan gelişemeyeceğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla bu çerçevede de iki projenin altını çizmek isterim. Bir tanesi Kalkınma Yolu Projesi. Irak'ı boydan boya geçen hem Türkiye için uluslararası alanda yeni bir perspektif açan hem de Doğu-Güneydoğu için hakikaten çok kıymetli olan bir yol olduğunu ifade etmek isterim. Diğeri de Zengezur Koridoru. O da Kafkaslar'la, Türk Cumhuriyetleri ile Doğu Anadolu'nun irtibatı anlamında, Türkiye'nin irtibatı anlamında çok çok kıymetli. Bütün bunlarla birlikte, bölgemizdeki siyasi istikrarla birlikte tabii ki Doğu-Güneydoğu'nun Türkiye ortalamalarının üstünde büyüyeceğine inanıyorum. Çünkü uzun zamandır kullanılmamış bir potansiyel var. Bu potansiyel huzur ve güven ortamında çok daha hızlı bir şekilde harekete geçecektir."
Enflasyonla mücadeleye değinen Yılmaz, bu programın ve bütçenin en önemli hedeflerinden birinin enflasyonu düşürmek olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Son 4 ayda 26 puandan fazla enflasyon oranında bir düşüş oldu. Bunun da önümüzdeki süreçlerde devam etmesini bekliyoruz ve gelecek yıl sonu itibarıyla yüzde 20'nin altında bir enflasyonu hedefliyoruz. 2026'da ise tek haneli bir rakamı hedefliyoruz. Hizmetlerde bir katılık var burada. Mallarda yüzde 40'lara yakın bir seviyeye geldi aslında. Temel mallarda yüzde 30'un altına düşen bir enflasyon söz konusu ama özellikle hizmet sektörlerinde bir katılık var. Bu katılık da zaman içinde kırılacak ve daha güçlü bir şekilde vatandaşımız bunu hissedecek. Temel mallarda, bazı mallarda bunu hissetmeye başladı vatandaşımız ama daha geniş anlamda da önümüzdeki aylarda bunu daha iyi hissedecek diye ifade etmek isterim."
"2001'den bu yana en düşük seviye"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bütçe açıklarını düşürdüklerini söyleyerek, "Bu sene 4,9 olan bütçe açığımızı gelecek yıl 3,1'e düşürüyoruz. Harcamalarımız bir miktar geçen yıl öngördüğümüzün üstünde ama malum deflatörümüz de öngörülenden daha yüksek oldu. Milli gelirimiz de daha fazla arttı. Dolayısıyla oransal olarak baktığımızda biz geçen yıl kamu harcamalarının milli gelire oranı yüzde 26,9 olacak demişiz. Şu anda tahmin ettiğimiz gerçekleşme oranı 25,4. 1,5 puan civarında geçen yılda öngördüğümüzün altında bir kamu harcaması yapmışız. Gelecek yıl bu oranı 23,9'a düşürmeyi hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.
Gelir vergisi yükünü azalttıklarını vurgulayan Yılmaz, vergilerde yapılan indirimlere ilişkin bilgi verdi.
Yılmaz, Avrupa Birliği (AB) tanımlı genel yönetim borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya oranının 2002'de yüzde 71,5'ten 2024'ün ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 26,1'e gerilediğini vurgulayarak, "Bu tarihi düşük seviyelerden biri. 2001'den bu yana en düşük seviye. 'Çok borçlandınız, memleketi borca batırdınız' diyecek bir hal var mı yok mu siz takdir edin. Bu kapsamda ülkemiz hem AB ülkeleriyle hem de gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında genel yönetim borç stoku açısından en az borçlu ülkeler arasındadır." değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, deprem harcamalarının azalmasıyla faiz harcamalarının hem bütçe içinde hem milli gelir içindeki payının yeniden düşme eğilimine gireceğini anlattı.
Gelir dağılımında bir bozulma olduğunu söyleyen Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
"Dünyaya da baktığınızda gelir dağılımının bozulduğu bir süreçten geçiyoruz. Servet dağılımının ve gelir dağılımının. Pandemi sürecinde özellikle ilk defa Birleşmiş Milletler'in (BM) sürdürülebilir kalkınma hedefleri var. İlk defa BM tarihinde bu rakamlar geriye gitti. Bırakın iyileşmeyi bütün dünyada sosyal göstergelerde bir geriye gidiş yaşandı. Bunu aşmaya da kararlıyız."
"Uluslararası rakamlarla mukayese ettiğinizde bir farklılık söz konusu değil"
Yılmaz, mutlak yoksulluğu büyük oranda Türkiye'nin aştığını vurgulayarak, "Göreli yoksullukla artık uğraşan bir ülke haline geldi ki gelişmiş ülkeler genelde böyledirler. Artık mutlak yoksulluk rakamları istatistik olarak anlamını kaybeder çünkü bir yerden sonra. Ama göreli yoksulluk tabi ki her zaman uğraşmamız, tartışmamız gereken bir konudur. Bu konuda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz." diye konuştu.
2012-2023 arasında AB ülkelerinde gençlerin istihdama katılım oranının 1,6 puan artarken Türkiye'de bu oranın 7,4 puan arttığını kaydeden Yılmaz, "Bizde 45,6 iken AB ülkelerinde 41.8 olmuş. Genç istihdamını ve kadın istihdamını özellikle destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz." dedi.
Eurostat'ın verilerine göre, Avrupa'da işsizlik oranının yüzde 6,1 atıl iş gücü oranının ise yüzde 12 olduğunu anlatan Yılmaz, "Eurostat verilerine göre Türkiye'de 2023'te işsizlik oranı yüzde 9,4, atıl işsizlik oranı yüzde 19,6. Böyle abartılacak bir uluslararası rakamlarla mukayese ettiğinizde bir farklılık söz konusu değil." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, milletvekillerinin okul temizliğine ilişkin soruları üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye'de 60 bin 487 okulumuz var. Burada 49 bin 578 kadrolu temizlikçi var. 30 bin Toplum Yararına Çalışma Programı'ndan tahsis ettik. 63 bin 777 kişi de iş gücü uyum programı dediğimiz yeni bir programla tahsis edildi. Dolayısıyla şu anda okullarımızın temizliği için 143 bin 355 personel görevlendirilmiş durumda. Geçen yıl bu sayı 110 bindi. Noktasal olarak bir okulda bir sorun çıkmış olabilir. Belki ilk başladığında biraz gecikme oldu. Şu anda bir problem olmaması gerekir."
Yılmaz, bayram ikramiyeleri de dahil edildiğinde ortalama emekli aylığının 17 bin 827 lira olduğunu bildirdi.
Milletvekillerinin konuşmaları sırasında, "Türkiye'de 10 milyon göçmenden" söz ettiğini belirten Yılmaz, "İçişleri Bakanlığımız saydı gelecek ayda ilan edecek. Bununla yakından uzaktan alakası yok. Herhalde arkadaşlarımız sokakta gördükleri her turisti, üniversitede eğitim almak için gelmiş öğrenciyi, yatırımlar yapmış, gelmiş insanları Suriyeli, geçici koruma altındaki nüfus zannediyorlar. Başka türlü izah edemiyorum ben. Böyle bir durum söz konusu değil." diye konuştu.
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, "Ümit Özdağ, '15 milyon' diyor. 5 milyona da vatandaşlık verdiniz herhalde?" ifadeleriyle itiraz edince Yılmaz, "Nerede saydınız 10 milyonu? Saymış mı Ümit Özdağ? Siz ona itibar mı ediyorsunuz? Bu teknik kapasitenizle ona mı itibar ediyorsunuz? Bunlar herhalde yabancı düşmanlığını körüklemek için ortaya konan, halkımızı tahrik etmeye çalışan söylemler diye değerlendiriyorum." diye karşılık verdi.
"GAP eylem planını açıklayacağız"
Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat bakiyesinin önceki yıl 143 milyar dolarlara kadar çıktığı bilgisini vererek, "Şu anda 40 milyar doların altına inmiş durumda. Piyasalarda bir istikrarsızlığa yol açmadan kademeli, aşamalı bir şekilde KKM'yi düşürüyoruz." diye konuştu.
Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında yeni bir eylem planı hazırladıklarını söyleyen Yılmaz, "Yakın bir gelecekte Şanlıurfa'da yeni GAP eylem planını ilan edeceğiz. DAP için de KOP için de DOKAP için de yaptık. Bu yeni eylem planlarını her birini ilgili bölgesinde, EKK'leri de o bölgelerde toplayarak, sivil toplumu, iş dünyasını da davet ederek bunları açıklayacağız. İlk açıklayacağımız da GAP eylem planı olacak." bilgisini verdi.
Komisyonda, görüşmelerin ardından 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin maddelerine geçilmesi oylanarak kabul edildi. Daha sonra bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerinin birinci ve ikinci maddeleri okundu.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları