Uzmanlar ortalama 28 gün olan adet döngüsünün 26-32 günde bir olmasının da normal kabul edileceğine, bundan farklı sürelerin ise adet düzensizliği olarak nitelendirildiğine dikkat çekiyor
Adet kanamaları, ergenlikle birlikte başlıyor ve menopoz yıllarına kadar her ay düzenli olarak devam ediyor. Normalde bu döngünün 26-32 günde bir olması ve 3-5 gün sürmesi gerekiyor. Günde 2-4 arası ped değişimi de normal kabul ediliyor. Uzmanların ‘normal’ olarak değerlendirdiği bu sayılar, her şeyin yolunda olduğunu göstermesi nedeniyle kadınların da en çok sevdiği sayılar oluyor. Ancak bazı kadınlar bu sayılar hakkında yeterli bilgiye sahip değiller.
Hastaların en çok sorduğu, “Benim adetlerim neden düzensiz?” sorusudur. Bu sorunun altında, aslında düzenli adet görseler de psikolojik olarak şartlandıkları için her ay aynı günlerde adet görmeyi beklemekten kaynaklanan bir eğilim yatıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, ortalama 28 gün olan adet döngüsünün 26-32 günde bir olmasının da normal kabul edileceğini, bundan farklı sürelerin ise adet düzensizliği olarak nitelendirilebileceğini söyledi. Prof. Ünlü, kadınların adet düzensizlikleri hakkında sık sordukları soruları yanıtladı:
- Sık adet görme (15-20 günde bir)
Seyrek adet görme, 35 günden uzun (2-3 ayda bir)
- Adet dışı dönemlerde kanamalar,
- Fazla miktarda adet görebiliyor, süresi uzayabiliyor, miktarı çok fazla olabiliyor, 8-10 gün devam edebiliyor, günde 6-12 ped kullanılabiliyor.
- Adet miktarının çok az olması, bu da her zaman patolojik değildir. Doğum kontrol hapı ve benzeri ilaç kullanan kadınların adet miktarı azalıyor. Bazı özel hormonlu spirallerde de adet miktarı azalabiliyor. Bunun dışındaki dönemlerde adet miktarının azalması nadiren oluyor.
- Adet düzesizliklerinin en ileri boyutu “amenore”de hiç adet görememe söz konusudur. Eğer bir genç kız 15-16 yaşına gelmiş ve hala adet görememişse, sebeplerinin mutlaka araştırılması gerekiyor.
- “Fizyolojik amenore”ler var. Gebelik döneminde kadın adet görmüyor, ergenlik öncesi ve menopoz, emzirme döneminde görülmüyor.
Adet görmenin temelinde yatan sebep şudur: Rahim her ay yumurtlama olayını takiben gelecek bir bebeğe hazırlanıyor, rahim duvarları kalınlaşıyor, gelebilecek bir embriyonun yuvalanması için adeta kadife bir yatak hazırlıyor. Bu hormonların etkisiyle oluyor. Yumurtlama döneminde cinsel ilişki olmadıysa ya da kadın korunuyorsa gebelik oluşmayınca kalınlaşan, bebeğin yuvalanması için hazırlanan bu rahim içi tabakası (endometrium) kanamayla dökülüp dışarı atılıyor. Bunun ardından tabaka yeniden kalınlaşıyor. Yeniden bebek için hazırlanıyor. Bu süreç menopoza kadar her ay tekrarlıyor. Düzenli adet görmesi sağlanmış oluyor.
Bir kadında bütün hormonal sistemi işleten mekanizma beyinden başlıyor. Yumurtalık hormonları üretiliyor, rahim duvarları kalınlaşıyor. Beyindeki bu sistemi başlatan mekanizma üzerinde her türlü faktör, stres, ruhsal sorunlar, mevsim değişiklikleri, uzun uçak yolculukları, kadını etkileyebilecek her türlü olay adet düzenini değiştirebiliyor. Hormonlardaki sorunlar, yumurtlama olayının olmaması, yumurtlamadaki sorunlar, polikistik over hastalığı ve yumurtalıklarda minik kistler adet düzensizliklerine yol açabiliyor. Bunların dışında en önemli sebep bu hormonal faktörleri dışladıktan sonra araştıracağımız organik sorunlardır. Rahimdeki miyomlar rahim iç tabakasında yerleştiyse adet düzensizliğine neden oluyor. Diğer miyomlar da adet düzensizliğine yol açıyor. Kistleri de unutmamak gerekiyor.
• Önce sebebi bulmak amacıyla kadını çok detaylı jinekolojik muayeneden geçiriyoruz. Genç kızlarda ultrason yapıyoruz. Rahimdeki miyomları, yumurtalık kistlerini, organik sorunları dışladıktan sonra hormonlarına bakıyoruz, vajinal smear, ultrason yapıyoruz.
• Tümör değerlerine bakıyoruz, hormonal faktör söz konusu ise düzeltici tedaviler verebiliyoruz. Kistleri eriten tedaviler de uyguluyoruz. Laparoskopi ile bunları çıkartıyoruz, miyomları alıyoruz. Rahim iç boşluğunda yerleşen miyomların mutlaka çıkarılması gerekiyor. İlaç tedavisi ile bunları düzeltmek mümkün değil.
• Histeroskopi denilen ileri teknoloji ile hiç karnı açmadan bu tür miyomları çıkarıp adet kanamalarını düzenli hale getirebiliyoruz.
• Her kadına tavsiyem, ergenlik çağından itibaren adet takvimini düzenli olarak tutmaları. Her kadının yılda bir veya iki kere adet düzensizlikleri olabilir. Bunlardan paniğe kapılmasınlar. Bu düzensizlikler birkaç ay boyunca tekrarlayıp artıyorsa mutlaka hekime başvurmak gerekiyor.
• Kistler, miyomlar daha çok küçük aşamadayken basit tedaviler ile önlenmeli. Çok nadiren kanamalar rahmin alınmasını gerektirecek boyutta olabiliyor. Daha basit yöntemlerle bunu çözebiliyoruz. 51 yaşında ve rahminin içi miyom dolu olan bir kadını sağlığına kavuşturabilmek için rahmini alabiliriz ancak 28 yaşındaki bir kadına bunu öneremeyiz.
Sancılı adet görmek kadının gerek sosyal, gerekse iş hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Kadın ağrıları düşünmekten günlük hayatına odaklanmakta zorluklar yaşayabiliyor. Prof. Dr. Cihat Ünlü, bu sancıların aslında fizyolojik olduğunu ve oluşan adet kanının rahmin açılarak dışarı atılması gerektiğini, rahmin kasılması sonucunda da az veya çok ağrı oluştuğunu söylüyor. Sancılı adetin çok ciddi bir
sağlık sorunu olduğuna değinen Prof. Dr. Cihat Ünlü, şunları söyledi: “Bu da çok ciddi bir
sağlık sorunu. İncelemelerle birlikte tüm muayeneleri yapıyoruz.
Kistler, miyomlar, endometriozis dediğimiz çikolata kistleri buna neden oluyor. Bu kistlerin teşhis edilir edilmez çıkartılması önemli bir faktör. İlaç tedavisini mutlaka kullanıyoruz. İlaç tedavileri öncelikle bu kistlere yönelik olarak verilebilir. İlaçla önlenebilecek kistleri ortadan kaldırıyoruz. Ağrıya yönelik tedaviler veriyoruz, çok çeşitli ağrı kesiciler kullanıyoruz. Hasta henüz ağrı başlarken ilacı alırsa daha etkili oluyor. Ağrı kesici tedavisinde en önemli kriter bu. Doğum kontrol hapları da yumurtlamayı baskılayarak adet dönemi sancılarını ortadan kaldırabiliyor. Etkili olabilmesi için bu hapların belirli dönemlerde kullanılması gerekiyor.”