loading
close
SON DAKİKALAR

38. yıldönümünde 24 Ocak kararları

38. yıldönümünde 24 Ocak kararları
Tarih: 24.01.2018 - 09:33
Kategori: Ekonomi

24 Ocak 1980 Kararları tam 38 yıl önce bugün, 12 Eylül 1980’de gerçekleştirilen askeri darbe öncesinde Turgut Özal tarafından bir paket halinde açıklanmıştı. Paketi açıklamak Özal'a, uygulamaksa Kenan Evren'e düştü

24 Ocak Kararları Başbakanlık Müsteşarı ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Vekili Turgut Özal tarafından Maliye Bakanı’nın bilgisi dahi olmadan 24 Ocak 1980’de açıklandı.

Programda ekonomik olarak yaşanan istikrarsızlığı gidermek amacıyla, üretimin azalması ve karaborsacılığın oluşması gibi nedenlerin ortadan kaldırılması için kamu harcamalarının sınırlandırılması, ücretlerin düşürülmesi, serbest döviz kuru gibi ekonomik önlemler alınması kararlaştırıldı. 24 Ocak Kararları ile 1980 öncesi dönemde uygulanan ithal ikameci büyüme stratejisi terk edilerek, dışa açık büyüme stratejisi uygulamaya konulmuş ve büyüme stratejisi, temel olarak, verimlilikte artış sağlamayı ve iktisadın rekabet gücünü artırmayı amaçlandı. Bu çerçevede, piyasa ekonomisinin kurumsallaşması yönünde adımlar atıldı.

Program 1985 yılının sonuna dek uygulandı. IMF’nin 1970’li yıllarda az gelişmiş ülkelere yönelik geliştirdiği standart istikrar politikaları, Dünya Bankası tarafından geliştirilmiş yapısal uyum politikalarının içerisindeki tüm unsurlarını taşıyordu.

24 Ocak Kararlarının ana hatları

Ekonominin liberalizasyonu adına ithalat kotaların adım adım kaldırılması, ağır sanayi ve temel mallara dönük kamu yatırımlarının giderek tasfiyesi, temel mallar üzerindeki sübvansiyonların kaldırılması, yerli ve yabancı sermaye yatırımlarının teşvik edilmesi, kâr transferinin kolaylaştırılması, Kamu İktisadi Teşekküleri’nin özelleştirilmesinin hedeflenmesi, iç talebin daraltılması, dış ticaretin serbestleşmesi, 24 Ocak Kararları’ndan bazıları...

Darbe sonrasında oluşturulan anayasa ile ekonominin serbestleşmesi, kanun hükmünde kararnamelerle hükümete tanınan sınırsız yetki ile gerçekleşmişti.

TÜSİAD 

Başta TÜSİAD olmak üzere sermaye örgütleri, darbe öncesinde alınan kararların bir an evvel uygulanması için Ecevit hükümetinin devrilmesini hızlandırmak adına faaliyetlerde bulundu. TÜSİAD’ın gazetelerde başlattığı ilan kampanyası hükümetinin devrilmesini hızlandıran gelişmelerden olmuştu. TÜSİAD aynı zamanda darbe sonrasında da Özal’ın başbakan yardımcılığına getirilmesinde belirleyici oldu. Darbe sonrasında, kitlesel olarak işçi ve emekçi sınıfların örgütlendiği birlikler, siyasal parti, dernek ve sendikalar kapatılırken TÜSİAD’a "kamu yararına çalışan dernek" statüsü verilmesi darbenin emek karşıtı karakterini ortaya koyuyordu.

Türkiye serbest piyasa ekonomisine geçiyor

24 Ocak Kararları 12 Eylül darbesi ile bir paket oluşturduğundan sadece ekonomik değil, siyasal, toplumsal, kültürel dönüşüm açısından da önemli sonuçlar doğurdu. İhracat özendirildiğinden yerli mallar dış piyasada ucuzlatıldı. İhracata dayalı birikim rejimine geçilirken, ihracata yönelik teşvikler de artırılıyordu. Sonucunda önemli bir kısmı, Türkiye'nin bu dönemde tanıştığı "hayali ihracat"tan oluşan bir ihracat ve ithalat patlaması doğdu. Dış borç 1981’de 16,5 milyar dolar iken 1990’da 49 milyar dolara çıktı. Ancak artık IMF ile ilişkiler doğrultusunda borçların ödenmesi hafifletildi. Ekonomi alanında gitgide bağımlılık arttı. Özellikle iç talebin kısılması sonucunda ithal malların pahalı hale gelmesi, reel ücretlerin geriletilmesi, 4 yıl boyunca grev, toplu sözleşme ve sendikal faaliyetlerinin yasaklanması, DİSK’in kapatılması kararıyla bütünleştiğinde işçi, emekçi sınıflar sermaye karşısında siyasal olarak zayıflatıldı.

24 Ocak Kararları 12 Eylül'le uygulanabilirdi

24 Ocak kararları ile 12 Eylül Askerî Darbesi arasındaki neden sonuç ilişkisi üzerine çok sayıda yorum yapıldı. Artık yadsınamaz bir gerçek var ki  12 Eylül darbesinin 24 Ocak kararlarını daha rahat uygulamak için yapıldığı dönemin tanıklarınca da kabul ediliyor. Olağan koşullarda uygulanması mümkün olmayacak kadar sert olan ekonomik tedbirleri uygulamaya koyabilmenin ancak askerî darbe koşullarında mümkün olabileceği en liberal kişilerce artık kabul ediliyor. 

 

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları