Adalet Bakanı Tunç'tan TÜSİAD başkanı Ömer Aras'a cevap; Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir!
![Adalet Bakanı Tunç'tan TÜSİAD başkanı Ömer Aras'a cevap; Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir! Adalet Bakanı Tunç'tan TÜSİAD başkanı Ömer Aras'a cevap; Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir!](https://www.istanbulgercegi.com/uploaded/bilgilendirme/2025/buyuk/adalet-bakani-tunctan-tusiad-baskani-omer-arasa-ce-1739452995.jpg)
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TÜSİAD başkanı Ömer Aras'ın "Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz. Biliyoruz ki doğru politikalarla ülkemiz kalkınır ve vatandaşlarımız kendilerini mutlu ve huzurlu hisseder" sözlerine cevap geldi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras TÜSİAD Genel Kurul toplantısında bir açılış konuşması yaptı. Konuşmasında iktidarın politikalarını eleştirdi ve önerilerde bulundu.
SONDAKİKA, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras'ın konuşmasına sosyal medya hesabından cevap verdi;
"Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.
Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir.
Demokratik sistemimizin temel taşlarından biri, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığıdır.
Yargı süreçleri üzerinde hiçbir baskıyı kabul etmediğimiz gibi yargıyı etkilemeye yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu herkesin çok iyi bilmesi gerekir.
Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır.
Demokrasi sadece belli çevrelerin değil, topyekûn milletin ve devletin ortak emanetidir.
Türkiye eski Türkiye değildir.
Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye’nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki;
Hiç kimse veya hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez.
Hukuk düzenine yönelik her türlü müdahale girişimine karşı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın."
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras TÜSİAD Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada;
"Sayın Genel Kurul Başkanlık Divanı, TÜSİAD'ın Değerli Üyeleri, Değerli Konuklar, Değerli Basın Mensupları, Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz.
Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz.
Kartalkaya'da 78 canımız yanarak hayatını kaybetti. Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir. Çöken bir sistemdir. Bu olay yakın tarihte olduğu için henüz yüreklerimizde.
Ancak unutmayalım ki geçen sene tam bugün Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde oluşan heyelan sonucu 9 işçi hayatını kaybetmişti.
İki yıl önce yaşadığımız büyük depremde on binlerce insanımızı usulüne uygun yapılmadığı için çöken binalar altında kaybettik.
2014 yılında Soma kömür madeninde çıkan yangında 301 işçi hayatını kaybetti.
Tüm bu ve benzer ölümlerin arkasında tesis sahiplerinin yönetmeliklere uygun yatırımları maliyet nedeniyle yapmaması ve denetim eksikliği var.
California'da koca Los Angeles şehri yandı, Japonya'da çok daha şiddetli depremler oldu. Kaç kişi öldü?
Lütfen bakın ve mukayese edin. Bizdeki ölümlerin nedeni maliyet odaklı kural tanımazlık ve denetimsizliktir.
Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur.
Maliyeti güvenliğin önüne koyan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturan özel sektör iş insanları ve kamu yöneticileridir. Onların yarattığı ve uyguladığı sistemdir.
Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır.
Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir.
Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.
Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.
Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor.
Bilir kişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler göz altına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor.
Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor.
Bu olaylarda suç vardır yoktur diyemeyiz. Ancak çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz.
Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz.
Kişiyi, bir gün dahi olsa, özgürlüğünden mahrum edecek tutuklama ve adli kontrol kararlarının, hatta gözaltı kararlarının ne denli titiz verilmesi gerektiğini yıllar sonra gelen tahliyelerde, beraat kararlarında görüyoruz.
Ancak bugünkü endişe ve güvensizlik ortamına rağmen ülkemizin geleceği ile ilgili umudumuzu hiç kaybetmiyoruz.
Çünkü biliyoruz ki doğru politikalarla ülkemiz kalkınır ve vatandaşlarımız kendilerini mutlu ve huzurlu hisseder.
Bu nedenle inandığımız doğruları bıkmadan usanmadan dile getireceğiz.
"Söylesek de hiçbir şey değişmiyor" zihniyetine kapılamayız.
Bizim görevimiz doğru bildiklerimizi söylemektir.
Mevcut uygulamaları eleştirmekle kalmayıp yeni politikalar önermektir." dedi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları