ADAM-DER: Darbeciler halka hesap verecek!

Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER), 12 Mart 1971 askeri darbesinin 48. yıl dönümünde basın açıklaması düzenledi.

Kadıköy sahilde 'Başöğretmen Atatürk Anıtı' önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında "Bizler Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri olarak, barış ve demokrasi içinde eşit ve özgür vatandaşlar olarak yaşamak istiyoruz. Bu isteğimiz doğrultusunda derneğimizin amacı olan "Darbelere, diktatörlüğe ve militarizme karşı demokrasiyi ve insan haklarını savunmak" için emek ve demokrasi güçleriyle birlikte, darbelere, diktatörlüğe ve militarizme karşı meşru zeminlerde mücadelede edeceğiz" denildi.

ADAM-DER'in açıklaması şöyle:

"12 Mart askeri darbesinin üzerinden tam 48 yıl geçti, bu darbeyi yapan darbeciler ve  devletin içindeki kontr-gerilla devlet adına büyük bir insanlık suçu işlediler. Yurtsever, devrimci, demokrat aydınlara, askerlere, bilim adamlarına insanlık dışı işkenceler yaptılar. Bu işkence suçu bu devletin yakasındadır. Üzerinden 48 yıl geçmesine rağmen, hiçbir iktidar bu insanlık suçunun hesabını sormamış ve işkenceye uğrayan insanlarımızın yarasını sarmamıştır.

"İNSANLIK ONURU İŞKENCEYİ YENECEK!"

Bugüne kadar iktidar olmuş hiçbir siyasi irade, ne 12 Mart  1971, ne de 12 Eylül 1980 askeri darbeleri ile gerçek anlamda hesaplaşmamışlardır.

17 yıldır iktidarda olan AKP ise her şeyi ayrıştırdığı gibi darbeleri de ayrıştırma yoluna gitmiş, 28 Şubat darbesini kendine yapılmış bir darbe olarak öne çıkarmış, diğer darbeleri de, onların mağdur ettiği insanları da yok saymış ve görmezden gelmiştir.

Darbeler döneminde TSK'den çıkarılan ve mağdur edilen askerleri özlük haklarına kavuşturmak amacıyla çıkarılan 6191 Sayılı yasanın geçici 32. Maddesi 12 Mart 1971 darbesini başlangıç olarak almasına rağmen 12 Mart darbesi ile TSK dan çıkarılan subay, astsubay ve asker öğrenciler ile 12 Eylül darbesi döneminde TSK'dan çıkarılan hükümlü subay, astsubay ve asker öğrenciler özlük haklarına kavuşamamış, mağduriyetleri devam etmektedir. Siyasi irade her seçim döneminde söz vermesine rağmen bu mağduriyetleri giderici adımı bir türlü atmamıştır.  

AKP iktidarı 12 Eylül darbe yasalarını ve onun kurumlarını kendisi için kurtarıcı olarak görmekte, geçmiş darbelerin nimetlerinden faydalanarak iktidarını kalıcı kılmaya ve devleti parti devleti haline getirmeye çalışmaktadır.

Bütün bunlara rağmen AKP iktidarının en güçlü olduğu bir dönemde, iktidarı ve devlet yönetimini beraber ele geçirmeye çalıştıkları ortağı, Türk-İslam sentezci, Ilımlı İslamcı Fetullahcı çetenin 15/16 Temmuz 2016 da kalkıştığı darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. Tüm darbeler gibi 15/16 Temmuz Fetullahcı darbe girişimini de lanetliyoruz!

Bu darbenin tüm sorumlularının, darbecilerin devlet içinde örgütlenmesi için destek veren, yardım ve yataklık yapan, onların kumpaslarına göz yuman, yurtsever aydınların ve askerlerin devlet kadrolarından tasfiyesi için bu çete ile işbirliği yapan, bu davaların savcılığına soyunan, başta siyasiler olmak üzere zaman ve milat sınırlaması  olmaksızın hepsinin adil bir şekilde bağımsız mahkemelerde yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz!

"DARBECİLER HALKA HESAP VERECEK!"

Bugün geldiğimiz noktada, siyasi iktidar ve devlet erkini elinde bulunduranlar sadece muhaliflerden çıkan seslerden rahatsızlık duymakla kalmayıp kendi içlerindeki mantıklı ve vicdan sahibi insanların seslerinden de rahatsız olup, ses çıkaranları hemen teröre destek vermekle suçlayıp, terörizmle ilişkilendirmekle tehdit ediyorlar. Savaş karşıtı, barışçıl söylemler suç sayılıyor ve bu söylemleri dile getirenler hainlikle suçlanıp işinden aşından ediliyor, mahkeme kapılarında süründürülüyor.

Bu da yetmezmiş gibi insanlarımız gücünü nereden aldığını bilemediğimiz paramiliter yapılar tarafından iç savaş tehdidiyle korkutulmakta ve sindirilmektedir.

Darbeleri, diktatörlükleri, faşizmi lanetlediğimiz bu alandan ilan etmek isteriz ki; kim iç savaş tehditi ile halkın hür iradesini ipotek altına alıyorsa, kim kendi çıkar ve ikbali için kardeşi kardeşe düşman ediyorsa bilinsin ki emperyalistlerin ülkemizi bölme ve parçalama amacına hizmet etmektedir. Bunu Irak, Libya ve Suriye örneğinde gördük, yaşadık ve yaşıyoruz.

Buradan devleti yönetenlere ve devlet erkini elinde bulunduranlara sesleniyoruz. Toplumu devlet şiddetiyle ve ayrıştırarak yönetemezsiniz, toplum ancak demokrasi ve hukuk, eşit ve özgür vatandaşlık anlayışıyla yönetilir. Ülkemizin barış ve huzura kavuşmasının anahtarları da bu kavramlardadır.

Bizler Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri olarak, barış ve demokrasi içinde eşit ve özgür vatandaşlar olarak yaşamak istiyoruz.

Bu isteğimiz doğrultusunda derneğimizin amacı olan "Darbelere, diktatörlüğe ve militarizme karşı demokrasiyi ve insan haklarını savunmak" için emek ve demokrasi güçleriyle birlikte, darbelere, diktatörlüğe ve militarizme karşı meşru zeminlerde mücadelede edeceğiz."