Adıyaman'da yıkılan, 72 kişinin hayatını kaybettiği ve 10 kişinin yaralandığı İsias Otel davası 24 Aralık’a ertelendi
Savcı tüm sanıklar için 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak'tan 22 yıl hapis istedi. Adıyaman'da yıkılan, 72 kişinin hayatını kaybettiği ve 10 kişinin yaralandığı İsias Otel davası 24 Aralık’a ertelendi.
Sanıkların tamamı için 'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak' Suçundan 22 yıl 6 ay hapis istendi.
6 Şubat depreminde yıkılan İsias Otel davasında savcı tüm sanıklar için 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak'tan 22 yıl hapis istedi.
6 Şubat depremlerinde Adıyaman'da 72 kişinin yaşamını yitirdiği ve 3'ü tutuklu 11 şüphelinin yargılandığı İsias Otel'e ilişkin davada savcı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Sanıkların tamamının ayrı ayrı, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 22 yıl 6 ay ile cezalandırılmasını talep edildi.
Kim, neden kusurlu?
Adıyaman. 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 3'ü tutuklu 11 kişinin yargılandığı davada savcının talebi şöyle:
Tutuklu sanık Ahmet Bozkurt'un yapı sahibi, müteahiti, otelin yönetim kurulu başkanı olduğu belirtildi. Savcı görüşünde, Bozkurt'un etriyelerin gerektiği yapılmadığını, bina taşıyıcı sisteminin, imalat ve denetim eksiklik ve hataları ve projelerin gerektiği yapılmadığı nedenleriyle kusurlu olduğunu kaydetti.
Bozkurt'un çocukları Mehmet Fatih Bozkurt, Efe Bozkurt, Bilge Açık, Şule Özbek, Seda Zeren ve Eşi Ulviye Bozkurt'un otelin yönetim kurulu üyesi oldukları ve yapı sahibi oldukları, otelde asansör boşluğu açılmasıyla ilgili statik ve betonarme projesi hazırlatılmaması, yapı ruhsatı alınmadan binaya kaçak kat ilave edilmesi nedeniyle kusurlu olduğu belirtildi.
Fenni mesul olan İnşaat Mühendisi Hasan Aslan, standartlara uygun olmayan kusurlu malzeme kullanması ve gerekli işlemlerin yapılmaması nedeniyle kusurlu bulundu.
Tutuklu sanık fenni mesul mimar Erdem Yıldız'ın uzmanlık alanı olmadığı halde yapının sağlamlığı yönünde rapor verdiği, alanı olmadığı halde kapsamlı statik ve betonarme proje hazırlamadan yapı ruhsatı aldığı vurgulandı.
Fenni mesul inşaat mühendisi Halil Bağcı'nın gerekli denetimleri yapmadan sadece kolonlarda donatı açısından yetersizlikler olduğu halde sadece bodrum katlar esas alınarak sağlam raporu hazırladığı için kusurlu olduğu belirtildi.
İnşaat Mühendisi Mehmet Göncüoğlu'nun alınan ruhsatlarda proje müellifi olduğu, otelin 21 metreyi aştığı, binaya perde duvar yapıldığı ancak yeterli olmadığından dolayı kusurlu olduğu ifade edildi.
'Meslekten men' talebi
Tüm sanıkların "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasını talep eden savcı, tutuklu sanıkların tutuklu halinin devamına karar verilmesini istedi. Savcı, Yıldız, Aslan, Göncüoğlu ve Bağcı'nın mesleklerinde gerektiği özeni göstermediği gerekçesiyle meslek icralarından mahkeme heyetince belirlenecek sürede yasaklanmalarına karar verilmesi talep etti.
İddianamede ne deniyor?
İddianamede 5'i tutuklu 11 sanık hakkında “bilinçli taksirle birden fazla işinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8'er aydan, 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Dosyada, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nün hazırladığı bilirkişi raporu da bulunuyor.
İddianameye göre göre 1993’te otelin ruhsatı konut olarak alındı ancak ruhsat, 2001’de otel olarak yenilendi. Raporda; kolon ve kirişlerin etriye aralıkları, kanca özellikleri, bindirme boyları, ankraj ve kenetleme boylarıyla ilgili eksikliklerin bulunduğu, donatı detayı eksikliklerinin binanın yıkılma nedenlerinden biri olabileceği, beton basınç dayanımlarının gerekli şartları sağlamadığının tespit edildiği belirtildi.
Dosyaya göre 2016’da binaya ruhsatsız kat eklendi ve deprem güvenliği göz ardı edilerek yapılan bu kat, yapının taşıyıcı sistemine ek yük getirdi.
Sanıkların binanın yapım tarihinde geçerli olan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik esaslarına yeterince uymadıkları belirtilen iddianamede, dönem itibarıyla bilim ve fennin gerektirdiği teknik şartlara aykırı davranarak binanın yıkılmasında kusurlarının bulunduğu ifade edildi.
Duruşma sonrası açıklama yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Ünal Üstel, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, ilk defa bir davada bütünleşti, tek yürek oldu. Çünkü bu çocuklar bizim ülkenin çocuklarıdır. Onların acısını unutmak kolay değil. Ama bu acıyı unutmamak için de buna sebep olanları yargılamak için Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine sığınıyoruz” dedi.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerde KKTC’li öğrencilerinin ve tur rehberlerinin de aralarında bulunduğu 72 kişiye mezar olan Adıyaman'daki Grand İsias Oteli davasının beşinci duruşması, Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Fatih Bozkurt ve Erdem Yıldız'ın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldığı duruşmaya KKTC'den gelen Şampiyon Meleklerin aileleri, tur rehberlerinin aileleri, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve bakanlar, çok sayıda siyasi parti temsilcisi ile bürokrat katıldı.
Sabah saatlerinde başlayan duruşmanın ardından Mahkeme Başkanı tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, tutuksuz 8 sanığın adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmalarına, bir sonraki duruşmayı karar duruşması olabileceğini belirterek 24 Aralık’a erteledi.
‘Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güveniyoruz’
Duruşma sonrası Adıyaman Adliyesi önünde açıklama yapan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, ilk defa bir davada bütünleşip, tek yürek olduklarını ifade etti. Depremde yaşamını yitiren çocukların acısını unutmayacaklarını söyleyen Başbakan Üstel şöyle konuştu:
“Onların acısını unutmak kolay değil. Ama bu acıyı unutmamak için de buna sebep olanları yargılamak için Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine sığınıyoruz. Bugünkü duruşmada sanıkların tutukluluk haline devam kararı verildi. Altıncı duruşma 24 Aralık’ta başlayacak. Yaklaşık 2 günü sürebilir. Büyük ihtimalle o gün dava sonuçlanacak. Hedeflediğimiz ve bütün insanlarımızın dört gözle beklediği istediğimiz cezayı yargı karşısında alırlar. En azında bir huzura kavuşmuş oluruz. Ama en önemlisi bu yargılamadan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanacak bu tip doğal afetlerin bir kere daha yaşanmaması adına bir örnek olacağını düşünüyorum. Ben hem bir başbakan hem de bir baba olarak buradayım. Çünkü bunlar benim evlatlarım. Burada olmaya devam edeceğiz. Yeter ki adalet tecelli etsin ve halkımın hukuki haklarını ve çıkarlarını sonuna kadar Adıyaman’da mahkeme salonunda hukukçularımızla birlikte savunacağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güveniyoruz ve adalet tecelli edecek. En azında bu yaşanan acılar, inşallah bundan sonraki süreçte Türkiye’de yaşanmaz diye diliyorum. 24 Aralık’ta hedeflediğimiz ve bizi manen rahatlatacak olan karar çıkar. O doğrultuda da biz, Şampiyon Meleklerimizi unutturmamak adına bu kararla da noktayı koyarız.”
‘Bilirkişi raporu bu safhada hiç tartışılmamıştı’
Başbakan Üstel’in ardından söz alan Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ise, bugünkü duruşmanın önemli gelişmelere konu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Sabah duruşma açılır açılmaz, mahkeme savcıya söz verdi ve savcı davaya ilişkin mütalaasını sundu. Bu aslında savcılığın davada yasal anlamda son icraatı olarak kabul edilebilir. Bu mütalaanın içinde savcının sanıklara kusur atfederken, son çıkan bilirkişi raporunu esas aldığı görülüyor. Bu anlamda çok ciddi kusurları sanıklara atfediyor. Ancak işlenen suçlara ilişkin hukuki nitelemesini bilinçli taksir seviyesinde tutuyor. Bu, bizim açımızdan sürpriz değil. Çünkü başsavcılık iddianamede, hukuki nitelemesini bilinçli taksir üzerine yapmıştı. Çerçevesini bununla sınırlı tutmuş oldu. Bu mütalaa erken safhada geldi. Bilirkişi raporu bu safhada hiç tartışılmamıştı. Sanık avukatların bu mütalaa yanıt vermek için zamana ihtiyaç olduğunu bildirdi. Ailelerimizin avukatları da aynı süreyi talep ettiler. Aslında davanın erteleneceği sabah belli olmuştu. Bugünkü duruşmada her zamanki beyanlar sunuldu. Bugün mahkeme ara kararında tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanıkların ise adli kontrol şartının devamına karar verdi.”
‘Mahkemenin mazeretli avukatların mazeretini değerlendirirken düştüğü bir kayıt önemli’
24 Aralık’taki duruşmada ana kararın çıkabileceğini belirten Esendağlı, şöyle devam etti:
“Önemli olarak sayabileceğimiz gelişme sanık avukatlarının yoğun olarak bilirkişi raporuna yaptığı itirazlar ekran polislenmesi veya başka bir heyetten bilirkişi raporu istenmesine yönelik tüm talepleri reddedildi. Kamu görevlileri ile ilgili iddianamenin dosyalanması ve birleştirilmesi noktasındaki talebimizde ilgili olarak da bu dosyanın akıbetinin başsavcılığa sorulmasına dair bir müzekkere yazılması kararını verdi mahkeme. Bunlar önemli gelişmeler. Dava ise 24 Aralık tarihine duruşma olarak konuldu. Bu noktada mahkemenin mazeretli avukatların mazeretini değerlendirirken düştüğü bir kayıt önemli. Önümüzdeki celsenin karar duruşması olabileceğine ilişkin bir uyarı yapılması noktasında da bir karar verdiği için mahkeme bu önemli. Kararı açıklayabilirim diyor 24 Aralık'ta. Ama yine karara geçmemekle birlikte 24 Aralık'ta başlayacak duruşmanın her iki tarafa avukatlarından da savcılık mütalaasına yönelik beyanlarının alınacağı uzun bir duruşma olacağı öngörülüğünden duruşmanın 25 Aralık’a sarkması kesinlikle görülüyor. Mahkeme de bu iki günü ayırdığını ifade etti. Ancak bu iki günde duruşmayı bitirme niyetinde olduğunu da ifade etti. 25 Aralık itibariyle bir karar açıklamaya hazır olurlar mı yoksa karar için başka bir erteleme yaparlar mı? Onu o tarihte göreceğiz.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları