Ahmet Davutoğlu'ndan İstanbul seçiminin iptaline ilişkin açıklama: YSK’nın kararı evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırı

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, YSK'nın İstanbul seçimini iptal etmesine ilişkin açıklama yaptı.

Yeni parti kuracakları iddia edilen ve geçtiğimiz günlerde partisi AKP'yi eleştiren bir yazı kaleme alan Ahmet Davutoğlu, YSK'nın İstanbul seçmini iptal etmesini eleştirdi.

Davutoğlu, "Siyasî geleneğimizin en temel değeri de, son sözün sandıkta tecelli eden millet iradesine ait olmasıdır. Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun 31 Mart seçimleri sonrasında yaşananlar ve YSK’nın iptal kararı bu temel değerlerimizin zedelenmesine yol açmıştır" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu'nun Twitter hesabından yatığı açıklamalar şöyle:

"Türk siyasi hayatının ve demokrasisinin tüm eksiklerine rağmen en önemli gücü sandığın meşruiyetidir. Ülkemizi en zor zamanlardan, kritik eşiklerden çekip çıkaran milletimizin sandıkta ortaya koyduğu iradesi olmuştur.

Siyasî geleneğimizin en temel değeri de, son sözün sandıkta tecelli eden millet iradesine ait olmasıdır. Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun 31 Mart seçimleri sonrasında yaşananlar ve YSK’nın iptal kararı bu temel değerlerimizin zedelenmesine yol açmıştır.

Adil, kurallara uygun seçimler demokrasinin olduğu kadar ortak aidiyet bilincimizin de referans noktasıdır. YSK’nın kararı ise evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırılıklar barındırmakta, bu bilince zarar vermektedir.

Siyasî hareketler için en büyük kayıp seçimlerin değil toplumsal vicdanda ahlakî üstünlüğün kaybedilmesidir.  Şimdi yapılması gereken; ülkemize yakışan olgunlukla seçim sürecini yürütmek, gerilim ve kutuplaşmadan uzak durarak demokrasimizin daha fazla yıpranmasına engel olmaktır."

Dün de Abdullah Gül, YSK'nın kararı üzerine Twitter hesabından bir açıklama yapmış, "Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılındaki haksız “367 Kararı” karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan Yüksek Seçim Kurulu’nun dün aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım. Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız" demişti.