AKP, İstanbul Sözleşmesi'ni destekleyen AKP'li kadınlara 'fahişe' diyen Abdurrahman Dilipak'a dava açmaya hazırlanıyor
![AKP, İstanbul Sözleşmesi'ni destekleyen AKP'li kadınlara 'fahişe' diyen Abdurrahman Dilipak'a dava açmaya hazırlanıyor AKP, İstanbul Sözleşmesi'ni destekleyen AKP'li kadınlara 'fahişe' diyen Abdurrahman Dilipak'a dava açmaya hazırlanıyor](https://www.istanbulgercegi.com/uploaded/bilgilendirme/2020/buyuk/akp-istanbul-sozlesmesini-destekleyen-akpli-kadinl-1596195110.jpg)
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın, kaleme aldığı bir yazısında İstanbul Sözleşmesi'ni destekleyen kadınlar için 'fahişe' kelimesini kullanmasına tepki yağdı.
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, 27 Temmuz'da kaleme aldığı 'AKP'nin papatyaları" başlıklı yazıda İstanbul Sözleşmesi'ni destekleyen kadınlara 'fahişe' demesine tepki yağdı.
Dilipak'ın yazısına AKP'liler sosyal medya hesaplarından tepki gösterdi.
AKP kurucularından Ayşe Böhürler, "Fesüphanallah! Edep yahu! Alt üst tarafı bir uluslarası sözleşme... Fahişe mi diyor... Kendi karısı, kızı, gelini aynı fikirde mi acaba? Ayıp ki ne ayıp" ifadelerini kullandı.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik de isim vermeden eleştiride bulundu.
Çelik'in açıklamaları şöyle:
"Herhangi bir sosyal, hukuki ve siyasi tartışmada herkes kendi fikrini doğru, karşısındakini yanlış bulabilir. Bu çok doğaldır. Ama kim ki bir şeyi kadınlara karşı sözel şiddet kullanarak savunuyor ya da kadınlara hakaret ederek eleştiriyor ise, dediği yok hükmündedir. Bir kişinin kadınlara karşı kullandığı dil, kendi insanlığına verdiği nottur. Hiçbir siyasi, sosyal veya hukuki tartışmada kimse mutlak doğruyu temsil edemez. Sosyal, hukuki ve siyasi konularda kadınların şahsiyetlerini hedef almak utanç vericidir. Farklı fikirler ancak medeni ortamda birbiriyle rekabet edebilir. Medeni olmayan atmosferde fikir yaşamaz. Özellikle kadınlara karşı medeni olmayan dil kullanılması çok ayıptır ve cehalettir. Kadınlara karşı kullanılacak tek dil, saygı dilidir. Bunun dışında her yaklaşım barbarlıktır. İnsan vicdanı kadına dönük sözel ve fiziki şiddeti mutlak biçimde reddeder. Bir görüşü savunmak için kadına dönük sözel şiddet kullanmak, bir görüşü eleştirmek için kadınların insanlıklarına, şahsiyetlerine, namuslarına saldırmak utanılması gereken bir barbarlıktır. İlk ve son sözümüz şudur: Kadınlar insandır, biz de insanoğluyuz."
AKP'li Mehmet Metiner ise sosyal medya hesabından şöyle tepki gösterdi:
"Dilipak’ı sever sayarım. Lakin “AKP’nin Papatyaları” bahsinde “İstanbul Sözleşmesi”ni savunan kadınlar için dedikleri yakışıksız ve kırıcı. “Fahişe” sözcüğü hangi bağlamda kullanılmış olursa olsun ziyadesiyle sorunlu ve üzücü. Eleştiri, onur ve hukuk gözetilerek yapılmalı."
AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin de Dilipak'a dava açmaya hazırlandıklarını açıkladı.
Şahin'in açıklaması şöyle:
"Kadına yönelik fiziki veya sözlü, her türlü şiddetin karşısında durmak bir insanlık vazifesidir. İster fiziki olsun ister sözlü, kadına yönelik şiddet asla kabul etmeyeceğimiz, asla tolerans göstermeyeceğimiz insanlık dışı bir eylemdir, vicdansızlıktır. Emekleri, fedakarlıkları ve mücadeleleri ile dünümüzü ve bugünümüzü inşa eden ve geleceğimizi şekillendirecek olan kadınlar her türlü fikri ayrılığın ve tartışmanın üzerinde ve ötesinde, bizim için ayrıcalıklı bir yerdedir. Kadınların hak ve özgürlük mücadelesini kendi mücadelesi gören Ak Parti bu konuda bugüne kadar ortaya koyduğu kararlı ve tavizsiz tutumunu bundan sonra da sürdürecektir. Partimizin kurumsal itibarını zedelemeye, toplumsal barışımızı tahrip etmeye, halkın bir kesimini cinsiyet farklılığına dayanarak aşağılamaya yönelik ayrımcı ve bayağı söylemler yaptırımsız kalmamalıdır. Tüm kadınların haklarını korumak için çalışmalarımızı sürdürmek görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Ayrıca Ak Partili kadınlara dönük asla kabul etmeyeceğimiz açıklama ve nitelemelerle de mücadelemiz sürecektir. Bunu temin için gerekli hukuki ve cezai müracaatlarda bulunmak ve yargısal süreçlerin takipçisi olmak her zaman öncelikli görevimizdir."
Dilipak, 27 Temmuz'da Akit'te yayınlanan "AKP'nin papatyaları" başlıklı yazısında şu satırları kaleme almıştı:
"ANAP’ı o “Papatyalar”, o “Lale Devri çocukları” bitirdi. AK Partiyi de, bu Erguvani AKP’nin “Papatyaları”(!?) bitirecek bu gidişle. AK Parti içindeki AKP’liler konuşuyor, AK Partililer susuyor. AKP’liler terfi etti zenginleşti, itibar sahibi oldular. Kaymağı onlar yiyor, parayı onlar veriyor. Camiye, okula, yurda parayı veren de onlar. Eee, parayı veren düdüğü çalıyor. Kem alat ile kemalat olmuyor. Haram para ile hayır olmayacağı gibi.
Bunlardan maddi yardım almayan cemaat ve vakıf kaldı mı? Ha, işte böyle, veren al alan elden üstündür. Daha önce siz konuşuyordunuz onlar dinliyordu, şimdi onlar konuşuyor, siz dinliyorsunuz..
AB fonları ile semirenlerin sesleri nasıl inceldi, eskiden ter kokuyorlardı, şimdi parfüm kokuyorlar. Bodrum katlarında rutubet kokan derneklerden çıkıp plazalara taşındılar.
AK Parti içindeki AKP’liler, FETÖ’nün zihniyet ikizi gibi davranıyorlar. Hem uluslararası fonlarla destekleniyorlar hem de kamu fonlarını kullanıyorlar. Malum “Yeşil Sermaye” de bunlara sponsor olabiliyor. Koç kadar, Sabancı kadar, Eczacıbaşı kadar bizim “Yeşil sermaye” davasına sadakat gösterip, bu fahişelere ve onların türevlerine karşı seslerini yükseltebilecekler mi? Konfeksiyoncu, gıda zinciri, finans kuruluşu, ses ver Türkiye! Ne bekliyorsunuz!"
İstanbul Sözleşmesi'yle birlikte Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok edilmesi Sözleşmesi (CEDAW) ile Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni (Lanzarote) de hedef alarak Türkiye'nin bu sözleşmelerden çekilmesi gerektiğini belirtti.
Dilipak, sözleşmelerle ilgili KADEM ve Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin'i hedef alarak "Bu felaketin sorumluları arasında en önemli isim olarak karşımıza hep Fatma Şahin çıkıyor. Şahin hâlâ bu yönde genelgeler yayınlıyor. Toplumdaki öfke konusunda sanırım bilgi sahibi değil. KADEM bir, Fatma Şahin iki. KADEM aile ile yakın ilişkisi sebebi ile daha öncelikli olarak akla geliyor" ifadelerini kullandı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları