AKP Sözcüsü Ömer Çelik; 'Rakibimiz olan bir partinin Genel Başkanı iki de bir altı boş olan şeyler söylüyor, her seferinde de gidip duvara çarpıyor'

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, MYK Toplantısı sonrası basın açıklaması yaptı. Ömer Çelik açıklamada: Ne bir dilin yasaklanması, ne hayat tarzının yasaklanması bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil.

AKP Genel Başkan yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik partrisinin genel merkezinde MYK toplantısı sonrası basın açıklaması yaptı:

"Vatandaşlarımızın hem şehitlerimiz için yapılan duaya iştirakleri hem fethin kutlamalarına katılmaları hem de millet bahçesinin açılışına katılmaları son derece müstesna olmuştur.

Esas olan kullandığımız dilden gündelik hayat alışkanlıklarımıza, kültürel şiddetten, dilin şiddetinden cinsiyetçi bir takım yaklaşımlara kadar bir sürü alanla mücadele etmektir. Bu bir kültürel seferberliktir.

Annelerin çocuklarını terör örgütünden kurtarmak için verdiği mücadele son derece önemli bir vicdan nöbeti olarak bininci günü geçmiş durumda. İnşallah katılan bütün annelerin evlatlarına kavuştuklarına şahit olmayı diliyoruz.

Her iki ülkenin geleceğe imza atacak böylesi bir etkinlikte buluşması, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in himayesinde gerçekleşmesi de kendi alanında bir ilk olmuştur.

'Rakibimiz olan bir partinin Genel Başkanı iki de bir altı boş olan şeyler söylüyor, her seferinde de gidip duvara çarpıyor' deriz. Ama bunun Türk siyasetini zehirleyen son derece sıkıntılı sonuçları oluyor.

Sözcüleri çıkmış bugün diyor ki, ‘Cumhurbaşkanı, AK Parti seçimi kaybetse bile sonuçlarına razı olmayacak, iktidar olmak için çabalamaya devam edecekler.’

Türkiye’nin ortaya koyduğu tutum aslında katkı sağlayan bir tutumdur. İsteyenin istediği gibi terör örgütleri konusunda davrandığı bir yaklaşımla NATO’nun genişlemesi, NATO'nun güçlenmesi manasına gelmez.

Türkiye bir müzakere devletidir, diplomasi devletidir. Sorunları kendi aramızda çözebiliriz. Başka ülkelerin üzerinden bize tehditler savurmaya kalkarsanız bunun sonucu olmayacaktır.

AK Parti adına söylüyorum; sandığın dışında kim bir arayışa giriyorsa reddediyoruz, sandığın iradesinin dışında kim bir iradeden bahsediyorsa reddediyoruz.

Hanımefendi ile ilgili olarak söylenen mesele dezenformasyonun tipik bir örneğidir.

Sosyal medya platformları hakkında bireyleri nasıl koruyacağız mantığıyla çalışıldı. Bir yasakçılık olarak değil tam tersi bireyin hak ve hürriyetlerinin korunması mantığıyla çalıştılar.

Mescid-i Aksa'nın statüsünün korunması konusundaki hassasiyetimizi sürekli olarak iletiyoruz.

Biz Fransa’yı tehdit eden bir terör örgütünün bir faaliyet yapmasına, kendi topraklarımızda kamp gerçekleştirmesine izin versek bunu ne kadar meşru görürler?

Yunanistan’ı ilgilendiren hiçbir tarafı yok Ayasofya’nın. Burası bizim egemenliğimizde olan bir alan. Bunu hem bir milli miras hem de evrensel bir miras olarak koruyoruz. Bu psikolojik travmadan çıkmaları lazım.

Ne bir dilin yasaklanması, ne hayat tarzının yasaklanması bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil.

Bir gece ansızın gelebiliriz. Sınırımızın 30 kilometre derinliğinde herhangi bir terör unsuru, terör aktivitesi görmeye tahammülümüz yok. Cumhurbaşkanımız emri verdiği an harekat gerçekleşir."