Önceki gün Samsun'da başlayan AKP Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Toplantısı tamamlandı. Bölge toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, "Terör örgütü PKK ile yaklaşık 400 milyar dolar harcayarak mücadele ediyoruz. Askerlerimiz ülkemizi koruyabilmek adına canla başla mücadele ettiği bir ortamda, böyle büyük paralar harcanırken çok şükür yine içerde huzurumuz var. Herkes evine gidebiliyor. Akşam evinde huzurluca oturabiliyor. Bizlerde belediyeler olarak kendi problemimizi konuşmaya devam edebiliyoruz. Bu ülkemiz adına müthiş bir nimet haline geliyor. Afrika'dan başlayıp Afganistan'a uzanan çizgide hangi ülkede huzur bıraktılar ki. Üzerimize oynanan oyunlar ve başımızdaki belaya rağmen, liderimiz Recep Tayip Erdoğan ve AK Parti gibi inançlı ve dava adamlarının olduğu bir parti ile yola devam ediyoruz. Bir yandan barış harekatına devam ederken bir yandan da kendi meselelerimizle ilgilenebiliyoruz" dedi.
Konuşmasında, "Sağlıksız şehirlere sahibiz" diyen Özhaseki, şunları söyledi:
"Deprem ülkesiyiz, son yüz yılda 6 ve üzerinde tam 56 tane deprem var ülkemizde. Topraklarımızın yüzde 66'sı deprem bölgesinde nüfusumuzun yüzde 71'i deprem bölgelerinde yaşıyor, böyle bir ülkeyiz ama şehirlerimiz depreme hazırlıklı değil. Sağlıksız şehirlere sahibiz. İkincisi kimliksiz şehirlere sahibiz. Allah aşkına hangi şehre gittiğinizde, 'Evet bu bizim insanımızı yansıtıyor' diyebiliriz ki, nihayetinde şehirler bizim aynamızdır. Bizim örfümüzü, adetimizi, inanış biçimimizi, kendi içimizdeki ilişki biçimimizi dışarıya yansıttığımız biçimlenmiş formlar onlar. Hangi şehir bizi veriyor ki, yansıtıyor ki. Bin yıldır bu topraklardayız. En zor şartlarda Selçuklu gelmiş, kendine has bir tarzı var, bir şehircilik, medeniyet anlayışı var. Sivil mimari, kamu, dini yapılara bakıp, bu Selçuklu diyebilirsiniz, bir kimlik var çünkü orada. Bir müddet daha geçiyor daha güçlü hale geliyoruz Osmanlı var. Baktığınız zaman bütün binalarda hangisi Osmanlı diye çok rahat söyleyebileceğimiz bir ortam var. Peki 100 yıldır Cumhuriyetimiz var. Mimarlarımız mühendislerimiz var, cebimiz biraz para gördü, akıllı adamlarımız var. Ortaya koymuş olduğumuz mimariye ne diyeceğiz? Ne mimarisi diyeceğiz, övünerek söyleyebileceğimiz bir tarzımız var mı? Ne yazık ki yok arkadaşlar. Bir taraftan kimliksiz bir taraftan da sağlıksız şehirlere sahibiz."
Özhaseki, Anadolu coğrafyasının dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu dile getirerek, “Cennet gibi bir vatana sahibiz. Son dönemdeki özelliğimiz de şu; Mazlumların sığınma coğrafyası burası. Balkanlar'da daralan, bunalan buraya gelmiş, Karadeniz üstünde bulunan Çerkez kavimleri daraldığında bunaldığında, Gürcüler, Dağıstanlılar buraya gelmişler. İran tarafındaki daralan bunalan, Arap topraklarındaki sıkışan herkes buraya gelmiş. Etle tırnak gibi olmuşuz. Şükürler olsun bayrağımız dalgalanıyor, ezanımız okunuyor ve gittikçe güçleniyoruz. Bu da düşmanlarımızı korkutuyor. Üzerimizde oyunlar oynuyorlar durmadan. İnançlarımızdan kaynaklanan, jeopolitik konumumuzdan kaynaklanan. Bu hesaplar bitmek bilmiyor. Sağ-sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt kavgası, şimdi de en son başımıza bela ettikleri bir FETÖ kavgası. Dikkat ederseniz bunları örgütleyen ülkeler aynı. Başındaki de aynı ona destek veren de aynı. Bir taraftan dinci bir örgüt bir taraftan ırkçı bir örgüt kurulurken bu paraları yıllardır verenler aynı ülkeler. Kim olduğunu söylememize gerek var mı? Aşikar oldu” dedi.
Özhaseki konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Allah’tan bir adam geldi başa Trump diye, ortaya durmadan tweet atıyor. İçinde ne varsa döküyor. Senelerdir söyleyip de inandıramadığımız ne varsa şimdi aşikar oldu. PKK’yı beslediğini de söylüyor. FETÖ’ye destek verdiğini de söylüyor, kucakladığını da söylüyor. Hepsini söylüyor arkadaşlar zaten. Ne istiyorlar bu ülke parçalansın, bölünsün istiyorlar. Güçlü olmayalım istiyorlar. Aşağıda bir terör devleti kurulsun istiyorlar. O terör devleti bizim başımıza bela olsun istiyorlar. İsrail’in güvenliğini sağlasın istiyorlar. Hesapları çok net ve belli. Bunların karşısında biz Allah’ın izniyle dimdik duracağız.”