Ankara, vatandaşları arasında cinsel ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde bir kez daha mahkum oldu...
AİHM, evlendikten sonra kızlık soyadını istediği gibi kullanmasına fırsat tanınmayan Bahar Leventoğlu Abdülkadiroğlu adlı Türk vatandaşına "cinsel ayrımcılık" yapıldığına hükmetti.
Temmuz 1996'da eşi Atila Abdülkadiroğlu ile evlenen, ancak akademik ve mesleki yaşamda kızlık soyadı ile tanındığı için kızlık soyadını kullanmaya devam etmek isteyen Bahar Leventoğlu Abdülkadiroğlu, mahkemelere yaptığı başvurulardan olumlu yanıt alamamış, Yargıtay'a yaptığı başvuru da 2006 yılında geri çevrilmişti.
Konuyu 2007 yılında AİHM gündemine taşıyan Leventoğlu Abdülkadiroğlu, soyadı kanununun mevcut haliyle evli kadınlara cinsiyet temelinde ayrımcılık yapıldığını savunmuştu.
Türk hükümeti AİHM önünde yaptığı savunmada davacının "günlük ve mesleki yaşamda ayrımcılık görmediği" tezini işledi. Soyadı konusunda cinsel ayrımcılığın "Türkiye'nin sosyal gerçeğinden kaynaklandığını" savundu. Medeni Kanun'un kadının soyadıyla ilgili 187'inci maddesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle uyumlu hale getirilmesi için görüşmelerin sürdüğünü belirten Türk hükümeti, AİHM'den ihlal kararı vermemesini talep etti.
Ancak AİHM, Türk hükümetinin tezlerini yeterli bulmadı. Benzer bir davada 2004 yılında açıkladığı bir karara atıfta bulunarak, bireyler arasında cinsiyet temelinde değişik uygulamalara başvurulmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ayrımcılıkla ilgili 14'üncü maddesine aykırı olduğuna hükmetti. Kararda, "müşterek bir soyadıyla aile bütünlüğünü muhafaza etme hedefinin, cinsiyete dayalı ayrımcılığı meşru kılamayacağı" not edildi.
Davacı maddi veya manevi tazimat talebinde bulunmadığından kararda Ankara aleyhinde tazminata hükmedilmedi.
Kayhan Karaca / ntvmsnbc