Prof. Atilla Yayla hakkında Atatürk için söylediği iddia edilen, 'İleride bizlere, neden her yerde bu adamın heykelleri var diye soracaklar' sözleri için verilen ceza bozuldu
Prof. Dr. Atilla Yayla hakkında, açılan ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne gelen davada Yayla hakkında verilen 1 yıl 3 aylık hapis cezası bozuldu.
Yayla’nın İzmir’de Ak Parti’nin düzenlediği bir etkinlikte
Atatürk için, “Bu adam”, “Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül etmektedir”, “İleride bizlere, neden her yerde bu adamın heykelleri var diye soracaklar” dediği iddia edilmişti.
Yayla, sözlerinin çarpıtıldığını, Atatürk’ten “bu adam” diye söz etmediğini söylemişti. Kararda, Yayla’nın etkinlikte kullandığı sözler için “Nezaket aşılsa da hakaret suçu işlenmemiştir” denildi.
18 Kasım 2006’daki etkinlikte Yayla’nın Atatürk’le ilgili yorumları bazı gazetelerde yer aldı. Yayla’nın
Atatürk için, “Bu adam”, “Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül etmektedir”, “İleride bizlere, neden her yerde bu adamın heykelleri var diye soracaklar” gibi ifadeler kullandığı öne sürüldü.
Gazi Üniversitesi, Yayla’nın derslerine son verirken, İzmir Başsavcılığı, soruşturma başlattı. Soruşturma sonunda Yayla hakkında “Atatürk’ün manevi hatırasına hakaret ettiği” gerekçesiyle dava açıldı.
Yayla, haberlerde yer alan ifadeleri kullanmadığını, sözlerin çarpıtılıp hedef haline getirildiğini, eleştirilerinin hakaret gibi sunulduğunu, “Bu adam” ve benzeri ifadelerin kendisine ait olmadığını kaydetti.
Yayla’nın avukatları Murat Dinçer ve Nalan Erkem de etkinliğin ses kaydını, Yayla’nın bildirilerini mahkemeye sundu. Buna rağmen İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Yayla’yı 1 yıl 3 ay hapse mahkûm etti. Ceza, 5 yıl içerisinde suç işlemesi halinde yeniden işleme konulmak kaydıyla ertelendi.
Temyiz incelemesini kasım ayında yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, oybirliğiyle Yayla hakkında verilen kararı bozdu.
Kararda, şöyle denildi: “Sanığın suç oluşturduğu iddia ve kabul edilen sözleri söylediğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gibi panel konuşma metni ve sanığın akademisyen kimliği de dikkate alındığında söylediği kabul edilen cümlelerin, nezaket kurallarını zorlamakla birlikte Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.”