2007'de bir vatandaşın Ankara Medeniyetler Müzesi'ne getirdiği iki eser uzmanların 'orijinal' raporuna rağmen iade edildi.
Ensar Çınar isimli bir vatandaş, 2007’de M.Ö. 4-5. yüzyıla ait olduğu sanılan 2 tane altın tarihi eseri satmak üzere Ankara Medeniyetler Müzesi’ne getirdi. Ancak müze yetkilileri, eserlerin sahte olduğundan şüphelendi. Bunun üzerine Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, bir üst komisyonun eseri incelemesini istedi. Tekirdağ Müze Müdürü Mehmet Akif Işın, Çanakkale Müzesi’nden Arkeolog Ömer Özden, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden altın takı uzmanı Gülbahar Baran Çelik’ten oluşan komisyon Ankara’ya çağrıldı. Komisyon eserleri yerinde inceledi ve orijinal olduğuna karar verdi. Buraya kadar her şey normal. Ancak bundan sonra yaşananlar tam bir komedi.
Satın alınması gereken eser iade edildi. Sonra tekrar geri istendi. Ancak eserler çoktan kayıplara karışmıştı. Komisyonda görev alan Tekirdağ Müze Müdürü Mehet Akif Işın 2010’da emekliye ayrıldı. Bir Ankara ziyareti sırasında da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde eserleri görmek istediğini söyledi. Çünkü orjinal diye rapor verdikleri eser prosedür gereği vatandaştan parası ödenerek alınmış olması gerekiyordu. Ancak eserler müzede yoktu. Bunun üzerine eserlerin peşine düşen Işın, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan eserlerin akıbetini sordu ve ‘orijinal’ diye rapor verdikleri eserlerin Ensar Kılıç’a iade edildiği cevabını aldı.
Önce orijinal sonra sahte
İşte o cevap: “Eserlerin orijinal olup olmadıkları hususunda ilgili müze müdürlüğü uzmanları arasında fikir ayrılığı çıkması nedeniyle Tekirdağ Müze Müdürlüğü, İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü ve Çanakkale Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü uzmanlarından oluşan bir komisyonun kurulduğu ve anılan komisyonun eserlerin orijinal olduğuna karar verdiği bildirilmiştir. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü uzmanlarınca düzenlenen 31.03.2008 tarihli raporda amphoriskos biçimli takı elemanının sahte olduğu, taşlı sarkacın ise Doğu kökenli olabileceği, çeşitli takı eşyalarına ait parçaların birleştirilmesiyle yeni bir objenin meydana getirildiğinin laboratuvar incelemesinde açıkça görülen lehim ve yapıştırıcı kalıntılarından anlaşıldığı belirtilmiştir. Konunun yeniden değerlendirilmesi amacıyla bir üst komisyon daha kurulması düşünüldüğünden Ensar Kılıç’a iade edilen eser geri istenmiştir.”
2500 yıllık eserler
Bakanlığın bu cevabına çok şaşıran Işın şöyle konuştu: “Eğer biz komisyon olarak uzman değilsek neden çağırdınız. Madem müze bunun orijinal olup olmadığına karar verebilecek bilgi ve tecrübeye sahipti, bizi Ankara’ya neden götürdüler? Eseri inceledik ve 3 uzman olarak bunun orijinal olduğuna karar verdik. İstanbul’dan gelen Gülbahar HXanım altın eserler üzerine uzman. Çanakkale’den gelen Ömer Özden de bu konunun uzmanı. Hatta Ömer bey amphoriskos biçimli eserin bir benzerinin Çanakkale Müzesi’nde olduğunu da söyledi. M.Ö. 4-5. yüzyıla tarihlendirmiştik. Muhtemelen kaçak bir kazıdan çıkarılmışlardı. Milas’ta soyulan tümülüs bile olma ihtimali vardı. Hangi gerekçeyle eseri iade ettiklerini merak ediyorum. Üstelik iade ettikleri eseri Ensar Kılıç’tan yeniden geri istemeleri de bu karmaşık durumun amacını ortaya koyuyor. Eser kesinlikle orijnaldi ve birilerine pazarlanmak üzere geri verildi. Bakanlık bu olayın peşini bırakmamalı. İpin ucu bakalım kime kadar gidecek.”
Eser tespiti için uzmanlık komisyonları kurulacak
Radikal'in haberine göre, Emekli Müze Müdürü Mehmet Akif Işın’ın iddiaları üzerine biz de kayıp olduğu söylenen eserlerin peşine düştük. Anadolu Medeniyetleri Müzesi yetkilileri konuyla ilgili konuşmak istemedi. Ama Kültür Bakanlığı kaynaklarından şaşırtıcı bilgilere ulaştık. Uzmanların verdiği ‘eserler orijinal’ raporundan sonra Anadolu Medeniyetleri Müzesi bir ‘değer tespit komisyonu’ oluşturmuş, bu komisyon ise eserin sahte olduğuna karar vererek eseri iade etmişti. Ancak sonradan ne olduysa müze yönetimi eseri yeniden incelemek için geri istemiş ve bu kez de hem Ensar Kılıç hem de tarihi eserlerin çoktan kayıplara karıştığı anlaşılmış. Ancak bu eserler her nedense bakanlıkça aranan ve kayıp eserler arasında görünmüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bu tür olayların sık yaşanmasından dolayı, eserlerin tespiti noktasında ciddi sıkıntılar olduğu ve bu konuda uzmanlık komisyonları oluşturmak için çalışma başlatıldığı söylendi.