Bartu Soral: Cumhuriyet tam bir kalkınma programıdır

Tarih: 13.02.2017 - 13:22

Kategori: Medya

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı eski Müdürü Ekonomist Bartu Soral, Can Ataklı’nın Yazıişleri programına katıldı.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı eski Müdürü Ekonomist Bartu Soral, Can Ataklı’nın Yazıişleri programına katıldı.

Ekonomide dış ticaret açığının arttığını belirten Soral, ortada iktidarın sürekli dile getirdiği faiz lobisi diye bir şey olmadığını söyledi.

Bartu Soral’ın açıklamaları şöyle:

“Aldığınız borçlarla fabrika kurmadınız, teknoloji yapmadınız, yol, baraj yaptınız ama sınırı vardır. Yollar tek yoldu, iktidar çift yola döndürdü. 3 yanınız denizle çevrili ama taşımacılığın yüzde 92’sini yola yüklediniz. Hükümet dışarıdan aldığı borçla ticareti geliştirseydi, deniz yoluyla ticaret yapsaydı dış borç daha az olurdu.

Uluslar arası finansın işleyiş şekli var. Borç vereceksem bakarım, riski nedir diye. Türkiye’ye geldiler, enflasyona baktılar. Yüzde 9 olmuş. Dış borç artmış mı, hane halkı borcu, reel sektörün borcu artmış mı, ihracatta artış var mı? ‘Dış borç büyüyor, bunlara borcu yüksek faizden ver’ derler.

Cumhurbaşkanı ısrarla faizleri indirelim diyor da önce enflasyonun inmesi lazım. Haziran’da TÜİK istatistikte yeni bir uyarlama yapmazsa enflasyonda, yüzde 12’yi 13’ü göreceğiz. Faiz belirlenirken önce enflasyona bakılır,
Bankalar mevduatı toplar 10 yıllık sanayi kredisine aktarır. Yüzde 11’le topluyorsa yüzde 13’le vermek zorunda yoksa batar.

Bankalar tehlike görürse batmanız uğruna kredisini geri alır.

-Siz dış ticaret açığı veriyorsanız bundan kaynaklı cari açığınız varsa riskler oluşuyor demektir. Ey Merkez Bankası diye çatmak ancak iç piyasanın hoşuna gider.

-Bugün ‘Evet’ diyecek olan vatandaşlarımıza bir kızgınlık oluşuyor. Kızmayın onlar Köy Enstitülerinin kapatılmasından beri oluşan bir proje.

-Biz fırsat eşitliğini vermedik. Yozgat’ın Yerköy’ü ile Nişantaşı’nda doğan çocuğumuza fırsat eşitliği yaratamadık. Cumhuriyet dediğimiz eşit yurttaşlıktı. Köy Ensititüleri tarımla uğraşırken o tarım nüfusunu geliştirecek hem de o insanları bilinçlendirecek bir sistemdi. Ama toprak ağalarının işine gelmedi.
Türkiye, 1930’da sanayi planını çıkardı, fabrikalar kurdu, demir ağlarla ördü.

-Büyüme ekonomide çok az şey anlatır esas olan kalkınmadır. Cumhuriyet, çocukları yurtdışına gönderdi. O günün gençleri okumaya gittiler. İnsanlar fabrikalarda ülkü birliğinde çalıştı. Cumhuriyet tam bir kalkınma programıdır.

-Uluslar arası finans sistemini gözeten IMF var. Her ülkeyi yıllık olarak değerlendirir ve dünyanın bütün para babalarına gönderir. Onun altında kredi derecelendirme kuruluşları var. Bunlar şirketlere analizlerde bulunur, kredi derecesi verirler.

-2004-2013 arası dış ticaret açığı verdiği sektör, hammadde ve petrol. Bunlar Türkiye’de yok. Biz elektrik üretimimizi doğalgaza bağlı kıldık. Bizde yok yurtdışına bağlıyız. Dolar arttıkça o da artıyor.

-İspanya ne yapmış? Bende güneş var, rüzgar var, su da var. Yenilenebilir enerjiden elektrik üretiyorum. TMMOB diyor ki Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu elektriğin iki katı yenilenebilir enerjiden üretilebilir. Dış ticaret açığını biz yaratıyoruz.

Böyle giderse kurulan Varlık Fonu bataklığın üzerindeki sineklere sıkılacak ilaçtır. Bataklığı kurutmak, dış ticaret açığını kapatmak gerekir.

-Dünyada zenginliğin sahibi 8 kişi. Geri kalanları da yüzde 50’ye sahip.

-15 Temmuz, Amerika’nın bir darbe girişimiyse CIA başkanıyla ne konuşuyorsun, İncirlik’i niye kapatmıyorsun? Başkanlıkla federasyona bölme yetkin var. Bunların ekonomiyle birebir ilgisi var. Türkiye Cumhuriyeti’nin ne yapacağı dış ilişkilerde çok önemli. Avrupa Birliği dağılıyor. Yunanistan, Portekiz, İspanya örnekleri var. 8 senedir sürünüyorlar. İspanya’da genç işsizlik yüzde 45 oranında.”

Vişne Haber Ajansı