İnternet Andıcı'ndan tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "Siteler önce kurulmuştu, ben kapattım" diye konuştu
Tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un, sorgusunu yapan Ergenekon Savcısı Cihan Kansız’a ve tutuklama kararını verenmahkemede İnternet Andıcı’nın kendisinden önceki Genelkurmay Başkanı tarafından hazırlandığını söyleyerek, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı işaret ettiği ortaya çıktı.
Başbuğ, ifadesinde, “Sayın K.’ya arz” şeklinde biten
İnternet Andıcı belgesinde imzasının bulunmadığını belirterek, “Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir. Çünkü ben göreve geldiğimde bunları kapattıran kişiyim” dedi. Başbuğ’un,mahkemeye, soruşturmada adı geçmeyen, çoğu emekli bazı askerlerle ilgili belgeler verdiği ve soruşturmanın genişleyebileceği de ifade edildi.
Sivil mahkeme tarafından “silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek” ve “cebir ve şiddet kullanarak TC hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından tutuklanan Başbuğ, 40 sayfa ifade verdi. 50 soru yönelttilen Başbuğ, süreci detaylı şekilde anlattı.
Başbuğ savcılara verdiği ifadede, İnternet Andıcı’nın isimvermeden emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt döneminde hazırlandığına işaret ederek, “Ben 30 Ağustos 2008’de Genelkurmay Başkanlığı görevime başladım. 4 Şubat 2009 tarihinde bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayınlandı.
Bu haber üzerine yaptığımız ilk incelemede şekil ve teknik açıdan bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde bu siteleri kapattırdım. Bana teşekkür edilmesi gerekir. Bu sitelerin son güncelleme tarihlerine bakıldığında benimgörev süremöncesidir” diye konuştu.
Başbuğ, “Dosyadan vakıf olduğumuz üzere benim dönemimle ilgili internet siteleriyle bir ilgimolmadığı da savunmalarımda mevcuttur” dedi.
Başbuğ,mahkemede verdiği 4 sayfalık savunmasında da “Bu suçu reddediyorum. Bu suçla ithamedilen kişi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 26’ncı Genelkurmay Başkanı’dır. Bunu tarihe not olarak düşmekte yarar görüyorum.
Ben Genelkurmay Başkanı olarak TSK’- nın komutanıyım ki bu Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın sayılı en güçlü ordularından bir tanesidir. Böyle bir orduya komuta eden birisinin silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek ile suçlanması gerçekten trajikomik diyebiliriz” ifadesini kullandı.
Kendisinin 2002 yılı 30 Ağustos’unda orgeneralliğe terfi ettiğini, 2003 yılı Ağustos itibarıyla Genelkurmay 2’nci Başkanlığı görevine atandığını kaydeden Başbuğ, sözlerine şöyle devametti:
“Bu görevi yaptığım2003-2005 yılları arasında çeşitli vesilelerle Sayın Cumhurbaşkanı ve gerekse Sayın Başbakan ile çalışmalarımız oldu. Yine bu siyasi iktidar tarafından 2006 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atandım. Yine şu anki hükümetimiz tarafından 2008-2010 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı görevine atandım.
Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan,MGK üyesi olarak bu hükümetin bakanlarıyla birlikte çalıştık. Şimdi elbette devletimizin istihbarat olanak ve imkânları var. Bu kadar sene beraber çalışıyoruz ki siyasi otoritenin en büyük makamlarıyla o dönemlerde benimbir silahlı terör örgütü kurmam ve yönetmem tespit edilememiştir ki bu üzerinde durulması gereken bir nokta. Tespit edilmiş ve bu görevde tutulmuşsam, bu da ayrı bir nokta.”
“Görevimesnasında böyle bir şey varsa gereken yapılmalıydı. Bu kanaate nasıl ulaşılmıştır, basın açıklamalarımdan” diye konuşan Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir-iki basın açıklaması ve internet sitesi haberiyle hükümeti yıkmakla itham ediliyorsambu çok acıdır.
Benim böyle kötü bir amacımolsa 700 bin kişilik gücü elinde tutan bir komutan olarak bunu yapmanın başka yolları da olabilirdi. Ben görev hayatım boyunca her zaman kanunların ve Anayasa’nın çizgisinde oldum. Ancak bugün iddia edilen suçlar ve bu suçlamaya giden değerlendirmeler dosyadan vakıf olduğunuz üzere benimdönemimle ilgili internet siteleriyle bir ilgimolmadığı da savunmalarımda mevcuttur.”
Başbuğ, ifadelerinde özellikle “terör örgütü yöneticisi” olduğu yönündeki iddiaların kendisini çok üzdüğünü birkaç kez vurguladı. Emekli olduktan 1.5 yıl sonra böyle bir iddiayla karşılaştığını belirten Başbuğ, “Netice olarak böyle bir iddiayı duymak, Silahlı Kuvvetler’e, ülkeye, şerefiyle, onuruyla görev vermiş birisi için çok ağır bir iddia. Bu iddianın bu şekilde dile getirilmesi bile benimiçin en ağır cezadır.
Bundan daha büyük cezanın olabileceğini ben düşünmüyorum. Takdirmahkemenizindir, bizler gelip geçiciyiz ancak sizler tarihe not düşeceksiniz. Bundan sonra ne ceza verilirse bu beni daha fazla üzmez. Bu kanaate nasıl ulaşılmıştır? Savcılık sorgumesnasında ciddi bir soru ile muhatap olmadım. Eğer bunlarla bu sonuca varılarak suçlanıyorsam bu gerçekten çok acıdır” dedi.
Başbuğ, “Andıç, bir karargâhtaki faaliyetleri başlatan bir eylemdir. Bu andıç ile 4 sitenin kurulması işlemi başlamıştır. Ancak bu sitelerin aktif hale gelmesi için andıç yeterli olmaz. Bunun olması için uygulama emri yayınlanması gerekir. Bu konuda öyle bir şey de söz konusu olmamıştır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” diyerek serbest bırakılmasını talep etti.
Başbuğ’un, kendisinden önceki döneme ait bazı belgelerimahkemeye sunduğu öğrenildi. Kırmızı klasör içinde belgeleri getiren Başbuğ’un, soruşturmada adı daha önce hiç geçmeyen, çoğu emekli bazı askerlerin adını verdiği, bu bilgi ve belgelerin ışığında soruşturmanın genişleyebileceği belirtildi.