Basın, Sosyal Medya ve İnternet Haberciliğine ilişkin düzenleme, TBMM Adalet komisyonunda kabul edildi
Basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemeleri içeren Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi.
Komisyonda, kanun teklifinin, "gerçeğe aykırı bir bilgiyi alenen yayanlara hapis cezasını" düzenleyen maddesi de tartışıldı.
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğunu, iktidarın, seçim sathı mahallinde korku iklimi oluşturarak insanların muhalefet yapmasını engellemeyi ve muhalefet yapanları sindirmeyi amaçladığını savundu.
- "Bu düzenlemenin amacı, basını baskı altında tutmak"
CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek ise "Bu düzenlemenin amacı basını baskı, tehdit altında tutmak. Bir ülkede basın baskı altındaysa o ülkede siz demokrasiyi ayakta tutamazsınız." dedi.
İktidarın, muhalif basını susturmayı istediğini öne süren Zeybek, "Bunun demokrasiyle bir ilgisi yok, bu ancak diktatörlük olan ülkelerde olur. Bu maddeyi tamamen çekin." ifadesini kullandı.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş ise yakasına "sosyal medyama dokunma" yazılı kırmızı kurdele taktı.
Kanun teklifinde muğlak ifadelerin bulunduğunu dile getiren Altıntaş, "Avrupa Birliği'nde platformların vatandaşı yanıltmasından korumak esas alınmış, bizde ise vatandaşı yayın yapmaktan korkutmak esas alınıyor. Bu düzenleme, gençliğe yapabileceğimiz ciddi bir engel olur." dedi.
- "Dezenformasyon adı altında yeni bir sansür"
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, düzenlemenin "dezenformasyon adı altında yeni bir sansür" içerdiğini söyledi.
Kanun teklifinin geri çekilmesini isteyen Özel, "Ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni tartar. Bu kanun gelecek sene bugünlerde nasıl uygulanacak meselesini bir düşünün. Bu kadar keskin bir kılıcı böyle ortalığa koymak yanlış işler. Siz bizim iyi niyetimize güveniyorsunuz. 'CHP döneminde olsa da nasılsa bunlar öyle yapmaz, böyle yapmaz.' Bir yapan çıkarsa duman olursunuz." ifadelerini kullandı.
Düzenleme konusunda gazetecilere, "Merak etmeyin, bu düzenlemeden size bir şey olmaz." denildiğini belirten Özel, şöyle konuştu:
"Bu suçtan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz, 'Türkiye'de gazetecilik yaptığı ya da haber yaptığı için yargılanan yok. Bu kişi, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu işlediği için yargılanıyor.' diyeceksiniz. Bu kadar gazeteci içeri giriyor, çıkıyor, hiçbiri gazetecilik suçundan girmedi. Çünkü ya 'ajan' ya 'terörist' ya da bilmem başka bir şey. Bir yanlışın içindesiniz. Bu, iki ucu keskin bıçak. Bu, tutanın da eline verdiğinizin de elini yaralar. Böyle fanteziyle oluşturulan, 'Nasılsa devir bizim devrimiz.' diyerek yapılan yasalardan hiçbir fayda görmeyeceksiniz. Siyaseten Titanik'in içindesiniz, sürekli orkestraya, 'Bir şey yok, daha yüksek çal.' diyorsunuz. Bir şey var, yaslandınız gidiyorsunuz. Bizi bunlar yıldıramaz."
Özel, dezenformasyon kanununun çıkarılması gerektiğini söyleyerek, "İllallah dedik. Siz bir rahatsız oluyorsanız, biz beş rahatsız oluyoruz ama bunu gerçekten yargı bağımsızlığında, gazetecilik mesleğini etkilemeyecek, gençleri sansürlemeyecek, Türkiye'de daraltılmış basın alanına nefes aldıran, özgür basını zora sokmayacak veya onların çalışmalarını imkansızlaştırmayacak şekilde düzenlemek lazım." dedi.
- "Dezenformasyondan en fazla CHP milletvekillerinin canı yanıyor"
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, sosyal medyada dezenformasyondan en fazla CHP milletvekillerinin canının yandığını, en çok kendilerinin tehdit edildiğini söyledi.
Sahte hesaplar üzerinden saldırılara değinen Aydoğan, "Bot hesaplar ya da yoksul vatandaş sosyal medyada sizlerin kamplaştırması nedeniyle haddini aşacak işler yapıyor. Kamplaştıran politikalarınızdan vazgeçerseniz sosyal medyada bu kirlilik oluşmaz." değerlendirmesini yaptı.
HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ise "Düzenlemeyle düşünce hürriyetini yok edeceksiniz. Bunu bütünüyle geri çekin." dedi.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, düzenlemeyle gazeteciye, haber kaynağını açıklama zorunluluğu getirildiğini, hiçbir gazetecinin kaynağını açıklamaya zorlanamayacağını söyledi.
- "Dijital dünyaya bir düzen getirilmesi gerekiyor"
Teklif sahibi olarak eleştirilere cevap veren AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, hayatın bir parçası olan dijital dünyaya bir düzen getirilmesi gerektiğini, düzenlemeye yalnızca temel hak ve özgürlükler penceresinden bakmanın yanlış olduğunu, insanların kişilik hakları üzerinden de bakmak gerektiğini dile getirdi.
"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu, sınırları çizilen ve zor işlenebilecek bir suç olarak değerlendirdiklerini belirten Özdemir, "Bu suçun oluşması için 4 şartın bir arada gerçekleşmesi lazım. Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle hareket etmek. Özel bir kast var. Kişi bu amaçla hareket edecek. Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yaymak. Bu düzenleme gazetecilere dair bir düzenlemeymiş gibi lanse edildi ama böyle bir şey yok. Basın bu suçun içinde değil." açıklamasını yaptı.
Teklif sahibi MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, söz konusu düzenlemeyle korunmak istenenin kamu yararı ve iç barış olduğunu belirtti.
Yıldız, Anayasa ve Basın Kanunu ile koruma altına alınan haber verme hakkını kapsamını aşmayan, eleştiri amacı taşıyan ifadelerin, kanun teklifinde düzenlenen "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu oluşturmayacağını söyleyerek, "Suçun oluşması için fiilin, neticeyi meydana getirmeye uygun ve elverişli olması gerekir. Bütün bunlar bir araya gelmeden bu suç oluşmaz." dedi.
- "Tamamen müspet buluyoruz"
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mutahhar Keleşoğlu, "Gelişen teknolojiyle birlikte insan haklarının da bu denli geliştiği bir ortamda, birbirimizi sınırlamadan, kişilerin ifade özgürlüğünü kısıtlamadan ancak doğru bilgiye erişim hakkının da zarar görmemesi için böyle bir düzenlemeye çoktan beri ihtiyaç vardı." dedi.
Keleşoğlu, kanun teklifinin, gerçeğe aykırı bir bilgiyi alenen yayanlara hapis cezasını düzenleyen maddesini tamamen müspet bulduklarını bildirdi.
- "Uygulamada doğurabileceği sakıncalara işaret ettim"
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi İhsan Baştürk ise teklifin yasalaşması halinde "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçuna ilişkin dosyaların kendilerinin görev alanına gireceğini ifade etti.
Maddeyi teknik bir ceza hukukçusu olarak değerlendirdiği söyleyen Baştürk, şöyle konuştu:
"Kamu düzeni, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu barışını bozma kavramları... Bunların içeriğinin belirlenmesinin yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değil. Bunu örnek kararlarımızda görüyoruz. Yayma teriminin içeriğinin belirlenmesi, özellikle günümüzde bilgisayar ağları ortamında yayma ve alenen yayma fiillerinin kapsamının, Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak yani yardım etme, suça katılma, azmettirme hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde bunun belirlenmesi gerçekten uygulamada ayrı güçlükler doğurabilecek nitelikte gözüküyor. Bu bağlamda örneğin bir içeriğin sadece beğenilmesi, retweet yapılması, paylaşılması yayma mıdır, bunun sınırları nedir? İştirak hükümleri çerçevesinde nasıl değerlendirilecek? Dolayısıyla hangi fiiller suç oluşturup, hangileri oluşturmayacak? Bunun belirlenmesi alenen yayma unsuru anlamında da zorluklar doğuruyor."
Gerçeğe aykırı bilgi kavramının içeriğinin belirlenmesine değinen Baştürk, şunları kaydetti:
"Ceza hukukunun amacı maddi gerçeği bulmaktır. Buradaki gerçeklik nedir? Veriden mi bahsediyoruz? Bilgiden bahsediliyor ama her veri bilgi midir? Dolayısıyla hangi tür bilginin bu kanun kapsamında olduğunun belirlenmesi bence bir ihtiyaç unsuru olarak göze batıyor. Gerçeğe aykırı bilgi unsuru tabii ki hakim tarafından belirlenecek ama bu oldukça güç olarak gözüküyor. Bu suç tipi, 217/A ilk defa hukuk sistemimizde yer alacak. Norm yapma tekniği bakımından da bazı sakıncalar tespit ettim. Acizane, teklifle öngörülen suç tipi zaten basın yayın yoluyla işlenebileceği gözetildiğinde çünkü bu veri, bu bilgi yüzde 99 basın yayın yoluyla işlenebilecek bir suç ama 218'inci maddede bildiğimiz gibi bir ağırlaştırıcı sebep var. Dolayısıyla basın yayın yoluyla işlenebilmesini, adeta bir ağırlaştırıcı sebebi, yeniden ağırlaştırıcı sebep saymak yoluyla norm yapma tekniğine aykırı bir yöne getiriyoruz. Açıkladığım sebeplerle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin temel birleşimi olan belirlilik ilkesi bağlamında uygulamada doğurabileceği sakıncalara işaret ettim."
Müzakerelerin ardından söz konusu söz konusu madde komisyonda kabul edildi.
Komisyonda kabul edilen teklife göre, yasal zemine kavuşturulmaları amacıyla internet haber siteleri ile basın kartına ilişkin hususlar Basın Kanunu'nun kapsamına alınarak radyo, televizyon, kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personelinin basın kartı düzenlenmesi bakımından süreli yayın çalışanları gibi değerlendirileceği öngörülüyor.
Basın Kanunu'nun amaçları arasına basın kartına ilişkin usul ve esasları belirlemek de ekleniyor. Teklifle, basın kartı talep eden medya mensupları ve enformasyon görevlileri kanun kapsamına dahil edilecek.
İnternet haber siteleri de süreli yayın tanımı kapsamına alınacak. Düzenlemede, internet haber sitesi, İletişim Başkanı, İletişim Başkanlığı, Basın Kartı Komisyonu, medya mensubu, enformasyon görevlisi de tanımlanıyor.
İnternet haber sitelerinde faaliyet gösterdiği iş yeri adresi, ticari unvanı, elektronik posta adresi, iletişim telefonu ve elektronik tebligat adresi ile yer sağlayıcısının adı ve adresi kendilerine ait internet ortamında kullanıcıların ana sayfadan doğrudan ulaşabileceği şekilde ve "iletişim" başlığı altında bulundurulacak.
İnternet haber sitelerinde bir içeriğin ilk kez sunulmaya başlandığı tarih ile sonraki güncelleme tarihleri, her erişildiğinde değişmeyecek şekilde içeriğin üzerinde belirtilecek.
Basın duyurularının ve yargı organlarınca verilen yayın yasağı kararlarının hızlı ve etkin bir şekilde tebliğinin sağlanması amacıyla; süreli yayınların çıkarılması için, kaydedilmek üzere verilecek beyanname artık Cumhuriyet Başsavcılığı yerine Basın İlan Kurumuna verilecek.
Kayıt için verilen beyannamede elektronik tebligat adresi de gösterilecek.
Yayım durdurma müeyyidesi internet haber siteleri bakımından uygulanmayacak. İnternet haber sitesinin hükme uymaması halinde Basın İlan Kurumu 2 hafta içinde eksikliğin giderilmesini veya gerçeğe aykırı bilgilerin düzeltilmesini internet haber sitesinden isteyecek. İstemin yerine getirilmemesi durumunda Basın İlan Kurumu internet haber sitesi vasfının kazanılmadığının tespiti amacıyla asliye ceza mahkemesine başvuracak. Mahkeme en geç 2 hafta içinde kararını verecek.
Başvurunun kabul edilmesi halinde internet haber siteleri için sağlanabilecek resmi ilan ve reklam ile çalışanlarının basın kartına ilişkin hakları ortadan kalkacak. İnternet haber sitesi için sağlanan hakların ortadan kaldırılması, bu Kanun veya ilgili mevzuat uyarınca öngörülen yaptırımların uygulanmasına engel olmayacak.
İnternet haber sitesinde yayımlanan içerikler, gerektiğinde talep eden Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmek üzere doğruluğu ve bütünlüğü sağlanmış şekilde 2 yıl süre ile muhafaza edilecek.
Yargı mercileri tarafından yayının soruşturma ve kovuşturma konusu olduğunun internet haber sitesine yazılı olarak bildirilmesi halinde, bu işlemlerin sonuçlandığının bildirilmesine kadar soruşturma ve kovuşturma konusu yayın kaydının saklanması zorunlu olacak.
İnternet haber sitelerinde zarar gören kişinin düzeltme ve cevap yazısını sorumlu müdür, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç bir gün içinde, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, URL bağlantısı sağlanmak suretiyle, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorunda olacak. Yayın hakkında verilen erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin çıkarılması kararının uygulanması ya da internet haber sitesi tarafından içeriğin kendiliğinden çıkarılması durumunda, düzeltme ve cevap metni ilgili yayının yapıldığı internet haber sitesinde ilk 24 saati ana sayfasında olmak üzere 1 hafta süreyle yayımlanacak.
Basılmış eserler veya internet haber siteleri yoluyla işlenen veya bu kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak, günlük süreli yayınlar ve internet haber siteleri yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu olacak. Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihten, internet haber siteleri için ise habere ilişkin suç ihbarının yapıldığı tarihten başlayacak.
- Basın kartı başvurusu, niteliği ve türleri belirlendi
Teklifle basın kartı başvurusu, niteliği ve türleri de belirlendi. Buna göre, basın kartı başvurusu İletişim Başkanlığına yapılacak. Basın kartı, resmi nitelikte bir kimlik belgesi olarak kabul edilecek.
Basın kartı türleri şu şekilde belirlendi:
- Göreve bağlı basın kartı: Bir medya kuruluşuna bağlı olarak çalışan Türk vatandaşı medya mensuplarına ve enformasyon görevlilerine verilen basın kartını,
- Süreli basın kartı: Görev alanı Türkiye'yi kapsayan yabancı medya mensuplarına verilen basın kartını,
- Geçici basın kartı: Görev alanı Türkiye'yi kapsamamakla beraber geçici bir süreyle Türkiye'ye haber amaçlı gelen yabancı medya mensuplarına verilen basın kartını,
- Serbest basın kartı: Geçici bir süreyle çalışmayan veya yurt dışında serbest gazetecilik yapan medya mensuplarına verilen basın kartını,
- Sürekli basın kartı: En az 18 yıl mesleki hizmeti bulunan medya mensupları ve enformasyon görevlilerine ömür boyu verilen basın kartını ifade edecek.
Basın kartı, Türkiye'de faaliyet gösteren medya kuruluşlarının Türk vatandaşı medya mensuplarına, süreli yayınların sahiplerine veya tüzel kişi temsilcileri ile radyo ve televizyonların yönetim kurulu başkanlarına, medya kuruluşları adına hareket eden ve görev alanı Türkiye'yi kapsayan yabancı medya mensupları ile görev alanı Türkiye'yi kapsamamakla beraber geçici bir süreyle Türkiye'ye haber amaçlı gelen yabancı medya mensuplarına, yurt dışında yayın yapan medya kuruluşlarının, Türk vatandaşı sahiplerine ve çalışanlarına, yurt dışında serbest gazetecilik yapan Türk vatandaşı medya mensuplarına, medya alanında hizmet veren kamu kurum ve kuruluşlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personeline, medya alanında faaliyet göstermeleri şartıyla, sendikalar ile kamu yararına faaliyette bulunduğu tespit edilen dernek ve vakıfların yöneticilerine verilebilecek.
Basın kartı talep edenlerin başvuruda bulunabilmeleri için 18 yaşını bitirmiş olması, en az lise veya dengi bir eğitim kurumundan mezun olması, kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olmaması şartı aranacak.
Ayrıca basın kartı talep edenlerin başvuruda bulunabilmesi için Türk Ceza Kanunu'nun 53'üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı 5 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da şantaj, hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, yalan tanıklık, yalan yere yemin, iftira, suç uydurma, müstehcenlik, fuhuş, hileli iflas, zimmet, irtikap, rüşvet, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçları ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, kamu barışına karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar, casusluk suçları ve terör suçlarından hüküm giymemiş olması gerekiyor.
Kart talep edenlerde, Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun hükümlerine uygun sözleşme yapmış olması ve mücbir sebepler dışında işten ayrıldığı tarihten itibaren 1 aydan fazla olmamak üzere ara vermeden çalışması, medya faaliyeti dışında ticari faaliyette bulunmaması şartı da aranacak.
Basın kartı talep eden süreli yayın sahipleri veya tüzel kişi temsilcileri ile radyo ve televizyonların yönetim kurulu başkanlarında, kamu kurum ve kuruluşlarında basın kartı alabilecek çalışanlarda ve yabancı basın-yayın kuruluşlarında çalışan Türk vatandaşı medya mensuplarından basın kartı talep edenlerde "Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun hükümlerine uygun sözleşme yapmış olması ve mücbir sebepler dışında işten ayrıldığı tarihten itibaren 1 aydan fazla olmamak üzere ara vermeden çalışması, medya faaliyeti dışında ticari faaliyette bulunmaması" şartları aranmayacak.
Sürekli ve serbest basın kartı talep edenler ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) aracılığıyla göreve bağlı basın kartı talep edenlerde ise "Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun hükümlerine uygun sözleşme yapmış olması ve mücbir sebepler dışında işten ayrıldığı tarihten itibaren 1 aydan fazla olmamak üzere ara vermeden çalışması" şartı aranmayacak.
Basın kartı talep eden yabancı medya mensuplarına, medya kuruluşu tarafından görevlendirildiklerini belgelendirmeleri, Uluslararası İşgücü Kanunu uyarınca çalışma izinlerinin olması, bağlı bulundukları kuruluşun idare merkezinin bulunduğu ülkenin Türkiye'deki büyükelçilik, elçilik veya konsolosluklarından aldıkları takdim mektubunu ibraz etmeleri halinde, karşılıklılık esası da gözetilerek Başkanlıkça basın kartı verilebilecek.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları