CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin çok sert açıklamalarda bulundu. Bedelli askerliğin de referanduma götürülmesini teklif etti
İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:
Kolay askerlik için teklifte bulunmuştuk. Başbakan, “Ben Tayyip Erdoğan olarak böyle bir sorumluluğun altına giremem parası olan var olmayan var. Seçimden sonra referanduma götürürüz” demişti. Şimdi açıklandı. Parası olmayan askere gidecek. Parası olan, bastır parayı kurtul. Şimdi adam gibi adamsan, doğru konuşuyorsan çıkacaksın bu yasayı referanduma götürelim. Millet evet diyorsa çıkaralım. Eğer götürmezsen senin unvanın bundan sonra ‘Palavracı Recep’tir. Kusura bakma.
Son dönemde kadın cinayetlerinde yüzde 1400 artış var. bunu Türkiye kaldıramaz. Bu durum incelenmelidir. Kadını korumalıyız, yasal düzenlemeyi yapmalıyız. Şiddet uygulayan erkeğe gerekirse daha ağır cezalar vermelidir. Tüm CHP’liler kadın haklarının savunucusu olacaktır.
Bu sabah aldığım ilk telefon İzmir Belediyesi’ne yapılan baskınla ilgiliydi. Eğer temiz belediye aranacak ve örnek gösterilecekse o, İzmir anakent Belediyesidir. “Baskıyla İzmir’i nasıl ele geçirebiliriz” diye yapılıyor bu operasyonlar. Şu anda 52 vergi müfettişi belediyenin hesaplarını denetliyor. Hesap vermekten korkmayız. Hesap vermeyi onurlu görev sayarız. Ama baskı ve yandaşlığa asla izin vermeyiz.
İzmir üzerinde oyunlar oynanıyor. Her İzmirlinin bunu bilmesini istiyorum. Sizin seçtiğiniz belediyeye baskı uyguluyorlar.
Sabahın altısında yöneticilere baskı yapacaksınız ama birilerinin yakınları olanlar da polisin eşliğinde değil kendisi gidip sağlık raporunu götürüyor. Bu çifte standart neden. Kayseri’ye ısrar ettim iki tane mülkiye müfettişi gönder dedim. Orada bir şey yok dedi. Kayseri’de dava açılırsa benden özür dileyecek misin? Gün gelecek devran dönece birileri bunun hesabını verecek.
Türkiye’nin pek çok sorunu varken bir deprem acısı yaşadık. Bütün Türkiye’nin kalbi Erciş ve Van için attı. Birileri bölücülük yapmak istedi ama Türkiye’nin kalbi Van ve Erciş için attı. Çünkü biz bir ulusuz.
Deprem gecesi daha kimse yokken iki CHP’li deprem bölgesindeydi. CHP’liler ne yaptı deniyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın gidip kaldığı çadırı CHP, Kartal Belediyesi kurdu. Depremzedelerin yemek yediği çadırı Kartal belediyesi kurdu. Depremin olduğu gece ilk arama kurtarma ekibini gönderen İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir. Biz bunların reklamını yapmıyoruz çünkü yüreğimizde insan sevgisi var.
Deprem olmuş valilik zorla çadırları söküp “evlerinize gideceksiniz” diyor. Şehircilik bakanı da “büyük depremlerden sonra deprem olmaz evlerinize gidebilirsiniz” diyor. Deprem oluyor otel evler yıkılıyor çok sayıda insanımız ölüyor. İstifa etmeyi düşünüyor musunuz diye soruluyor “Gülüyorum bunlara” diyor. Bu kadar pişkinlik bu kadar sorumsuzluk ancak AKP’de olur.
O arama kurtarma ekiplerini sınırda bekletip insanları ölüme sürükleyen bir ortamda o bakana “ölen insanların sorunlusu sensin” deme hakkımız yok mu? Depremzede ölmüş enkazın altında bunların derdi değil. Bakanlar gidiyor vatandaş isyan halinde, bir bakanın söylediği “protestocular kötü niyetli her taraf erzak dolu” ama dün Van’dan kötü haber geldi. Kız çocuğu yetersiz beslenme ve soğuktan öldü. Bu bakan acaba vicdanını sorguluyor mu?
Sayın Başbakan Erciş’e gidiyor bir konuşma yapıyor. Diyor ki, “bu yıkılan binaların ruhsatını kim vermiş. Yasal süreci başlatacağız. Ben size palavra atmam. Palavracı başbakan değiliz”. 15 müteahhidin suç duyurusunu açıklamıştım. Soruyorum şimdi herhangi bir işlem yapıldı mı?
Daha önce de demişti ki “Gazze’ye yardım götürecek gemilere Türk donanması eşlik edecek.” İsrail geçenlerde Gazze’ye yardım götüren gemileri aldı götürdü başka yere Türk savaş gemileri eşlik etti mi? Peki kim palavracı? Alman vakıflarıyla ilgili CHP’li belediyeleri suçlamıştı. Şimdi gel mecliste bu konu hakkında konuş. Yoksa sen kusura bakma ‘Palavracı Recep’sin.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan'ın Dersim'le ilgili sözleri üzerine çok sert mesajlar verdi.
Kendine gel Başbakan, ne zaman pusulan şaşsa CHP'nin tarihine saldırıyorsun. Senin başka işin yok mu? Sen hangi rövanşın peşindesin? Sen Mustafa Kemal'e ulaşmak ve onu eleştirmek istiyorsun. Senin düşünceni biliyorum ben. Senin hedefin Atatürk'le hesaplaşmak. Senin hedefin CUmhuriyeti tasfiye etmek. Sanma biz bunların farkında değiliz.
Tarih değerlerin kıymetini bilenler içindir. Hatırlatmak isterim ki Cumhuryet bu milletin yeniden mayalanma projesidir. Bu maya tutmuştur. Hiç bir şeyden ders almıyorsanız, son yaşadığımız Van ve Erciş konusunda Türkiye'nin nasıl bütün olduğunu görün.
Benim üzerimdem bölücülük yapıyor. Israrlı bir şekilde benim de bu edepsizliğe iştirak etmemi istiyor. Ben sustukça Başbakan zıvanadan çıkıyor. Evet ben Dersimli bir ailenin çocuğuyum. Bu ulusun çocuğuyum, bu ülkenin çocuğuyum. Üç evladımı bu ülke için yetiştirdim.
Bu halk için çalışıyorlar. Gönüllerinde, kalplerinde, ruhlarında Kuva-i Milliye ve Mustafa Kemal var onların. Dersimliyim, şimdi de CHP'nin Genel Başkanı'yım. Yarın da Allah nasip ederse Başbakan olacağım.
Türkiye Cumhuriyeti'nin büyüklüğü işte budur. Ama kafasında fındık kadar beyin taşıyanlar bunun değerini bilemezler. Bu ülkenin Başbakan'ın zihin haritası Ermeni Diasporasının zihin haritasıyla aynıdır.
Birlik ve beraberliği korumakla sorumlu olan Başbakan, toplumda bölünmeler yaratmaya çalışıyor. Öyle bir gözü dönmüş ki, bu Başbakan yakın bir zamanda bu millete Ermeni Soykırım iddialarını da dayatırsa şaşmayın.
Kimi kime şikayet ediyorsun sen? Dersim'de acı çekenlerin hesabını sormak sana kalmadı. Sen ikiyüzlülük yapıyorsun. Kendine birazcık saygın varsa, bu kışkırtıcı ve bölücü üslubundan vazgeç. Görüyorsun ki, Dersim'den de Dersimli'den de sana ekmek yok. Başka kapıya Sayın Başbakan, başka kapıya! Bu ülkenin CHP dışında hiç bir umudu kalmamıştır. Bu süreçte CHP Türkiye'nin elindeki en önemli şanstır.