15 yaşında evlendirilen ve şiddet gören Berivan Elif Kılıç, Diyarbakır Kocaköy Belediye Eş Başkanı oldu...
aljazeera.com.tr'den Abdülkadir Konuksever'in haberi şöyle:
Henüz 15’indeyken teyzesinin oğluyla evlenmiş. Zorla değil, anne ve babasının rızasıyla. Kendi deyimiyle "15 yaşın verdiği bir bilmezlikle kabul etmiş". Sonrasındaysa kâbus dolu günler başlamış:
“Konuşunca dayak yiyordum, susunca dayak. Oturunca, kalkınca hep dayak. Televizyon izlerken hatta bazen uykumdan uyandırıp dövüyordu. Döverken aşağılıyor ve ‘cahilsin’ diyordu. Doksanlı yıllarda ortam çok karışıktı. Köyler boşaltılıyor, yakılıyordu. Babam beni ortaokuldan almıştı bu nedenle. İlkokul mezunuydum. O ‘cahil’ dedikçe okumaya başladım. Ekmeğin sarılı olduğu gazeteden, elime geçen her kitaba kadar bıkıp usanmadan okudum. Hala okuyorum.”
'Çocuk gelin'di başkan oldu
Kendisinden 10 yaş büyük kocasından gördüğü şiddet üzerine birkaç defa boşanmak istemiş. Ancak başta babası olmak üzere pekçok kişi buna karşı çıkarak vazgeçirmiş.
“14 yıl evli kaldım ve bu on dört yılın hemen her günü dayak yedim. Babamın kapısına gittiğimde beni geri gönderirdi. ‘Kızım yuvan yıkılmasın’ derdi. Ancak iki çocuğumla o yuva dedikleri yerde cehennem azabı çekerdim.”
Kılıç’ın gördüğü şiddet kaldıramayacağı bir noktaya gelince boşanmak üzere kesin karar alarak babasının evine dönmüş.
Çocuktan gelin olmaz!
MAHKEMEYE YÜRÜYEREK GİTTİM
Mahkeme sürecinde Diyarbakır’a gidip gelmiş. Bu gidiş gelişler ve yaşadıkları onu çok yıpratmış. “Kalkıp Diyarbakır’a mahkemeye gidiyordum. Köy minibüsünden indikten sonra kenti bir baştan öbür başa kat etmem gerekiyordu. Ancak minibüsler bir liraya taşıyorlardı insanları. İki evladım evdeyken bu bir lirayı veremezdim. Onların rızkı diye yürüyerek giderdim mahkemeye.”
OĞLUM ADI SÖYLENDİĞİNDE AĞLIYORDU
Mahkeme çocukların velayetini ona vermiş. Sonrasında kendi ayakları üzerinde durmak için büyük çaba göstermiş. Furkan’ın hastalığı ve Emre’nin eğitim sorunlarıyla bir başına boğuşmuş. Anlatırken gözleri nemleniyor: “Bir gün Emre’nin öğretmeni beni çağırdı. Gittiğimde öğretmeninin Emre’ye her seslendiğinde çocuğun yüzünü kapatıp ağlamaya başladığını anlattı. Öğretmene ‘Biz şiddet gören bir aileden geliyoruz’ dedim. Çocuk, adı söylendiğinde dayak yiyeceğini düşünüyormuş. Çünkü eski eşimden gördüğümüz muamele tam olarak buydu. Evlatlarımla birlikte şiddet terapisi gördük.”
Bugün 16 yaşındaki zihinsel engelli Furkan ve 12 yaşındaki Emre'yle kurduğu hayatında ayaklarının üzerinde durmak için okullarda temizliğe gitmiş ve kuaförde çıraklık yapmış.
Boşandıktan sonra bir yıl hiç uyuyamamış. Eski eşinin gelip onu döveceğinden korkuyormuş. Ancak artık bunu aşmış. Özgüveni var ve siyasete girmesinin nedeni de tam olarak bu:
“Benim durumumda olanlara elimden geldiği kadar yardım ediyordum. Ancak hepsine yetişebilmem mümkün değildi. Bu nedenle siyasete girdim. Bir kız ve bir erkek konuşunca bile ortaya namus davası çıkabiliyor. Töre cinayetine yol açabiliyor. Bu nedenle kız çocuklarının erken evlendirilmesi bu gibi durumlardan uzak durulması için çıkış noktası olarak görülüyor. Üstelik bunları İslamiyete dayandırıyorlar. İslamiyet bu değil. İslamiyet hoşgörü dinidir.”
YAPRAK GİBİ TİTREDİM
BDP ’nin bu yıl benimsediği Eş Başkanlık sistemi ile kendisine Belediye Başkanlığı teklif edildiğinde hiç düşünmeden kabul etmiş. Sokağa çıkmaktan korkarken geniş halk kitlelerinin önüne çıkmayı kabul etmek, anlattığına göre onun için en zor olanı.
“Toplum içine çıkmaktan çekiniyordum. Aday olduktan sonra çıktığım ilk mitingde yaprak gibi titriyordum. İnsanlar gözlerimin içine bakıyordu ve ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Ancak beni anladılar ve ben onları anladım. Şimdi rahatım ve pekçok şey yapmak istiyorum. Benim gibi durumu olanlara, çocukken evlendirilmek isteyenlere artık daha kolay ulaşabilirim ve mücadelem hep bu yönlü olacak. Benim anladığım demokratik özerklik bu. Duvarlar yıkılıyor ve insanlarla hep birlikte yaşıyoruz. Çocuk evlilikleri ve şiddet direkt erkeklerle konuşulması gereken bir konu. Bir baba kızını neden erken evlendiriyor, bunu sorgulayacağım. Evlendikten sonra daha zor, önemli olan evlenmeden önce harekete geçmek.”
PİŞMANIM
Berivan Elif Kılıç’ın babası Hüseyin Kılıç kızını 15 yaşında evlendirdiği için çok pişman. Ancak dönemin şartlarının onu buna zorladığını anlatıyor. “Kızım 15 yaşındaydı, ancak olgundu. Sürgün nedeniyle Siverek’teydik ve kızımın hiç istemediğim birkaç aileden taliplisi çıktı. Onlarla evlenmesin diye teyzesinin oğluna verdim. Sordum ‘Evlenmek istiyor musun?’ diye, ‘Evet’ dedi. Çok pişmanım. O yaşlardaki çocukların evlenmelerine karşıyım. Onlar istese bile çocuk yaşta evlilik olmaz.”
Pişmanlık duysa da, Kılıç ailesi için kötü günler geride kalmış. Kızı onun gurur kaynağı.
"Kızımla çok gurur duyuyorum. Bizde aşiretçilik yaygın. Benim birçok akrabam bile kızım başkan adayı olduktan sonra destek vermediler. Nasıl çıkıp erkeklerle tokalaşır dediler. Kızıma sonuna kadar güveniyorum. Kadınlarla iletişimi çok iyi. Ben kadınların erkeklerin egemenliği altında olmasını istemiyorum, eşit olsunlar istiyorum.”
Hayata çocuk yaşta gelin olarak başlayan, şiddet gören ve yoksulluk çeken Kılıç, şimdi Diyarbakır’ın Kocaköy İlçe Belediye Eş Başkanı. Mütevazı ama iddialı olan Kılıç’ın kendi hayatında çok şey değişmeyecek, daha çok başka hayatlar için mücadele edecek.
Yine sabahları kalkıp temizliğini yapacak ve tavukları yemledikten sonra makamına gidecek. Yeni makamında ise kız çocukları evlendirilmesin, şiddet görmesin diye çalışacak. (aljazeera.com.tr)