Beyoğlu sakinleri ve sevenleri, kalıcı bir örgütlenme oluşturmak, yaşam ve buluşma alanı olan Beyoğlu’nda daha fazla söz sahibi olabilmek adına bir inisiyatif oluşturmayı amaçlıyorlar.
17 Ekim günü saat 19.00'da gerçekleştirilecek olan toplantı için Beyoğlu sakinlerinin beraberce hazırladığı ve halka duyurduğu açıklaması ise şu şekilde;
Ülkedeki bütün değerlere göz koyan, kamusal olan herşeye satılık gözüyle bakan sermaye ve onun taşıyıcısı AKP hükümeti, kendine yeni merkez olarak, Türkiye’nin kalbi, özgürlüklerin ve mücadelenin kalesi Beyoğlu’nu seçmiş durumda.
Sermayenin Beyoğlu’nu rantiye alanına çevirmek için hükümetle ve kuklası yerel yönetimle oluşturduğu yağma ve zorbalık düzenine karşı, bizler, emek ve özgürlüklerden yana olanlar, örgütlü bir mücadele vermek durumundayız.
Bizler, Türkiye’nin dört bir yanında hak, hukuk, emek, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi veren
Beyoğlu sakinleri ve sevenleri olarak, yerelimizde de kalıcı bir
örgütlenme oluşturmak, yaşam ve buluşma alanımız olan Beyoğlu’nda daha fazla söz sahibi olabilmek adına bir inisiyatif oluşturmayı amaçlıyoruz.
Galataport Projesi, AKM’nin yenilenme bahanesiyle kapatılması, 1 Mayıs alanı Taksim’in yayalaştırılması ve kontrol altına alınması planları, Tarlabaşı’nın lüks konutlarla donatılması projesi, Bedrettin Mahallesi’nin “sokaklar güzelleşiyor” sloganıyla başlayan işgali, Şişhane’deki atölyelerin tasviyesi, Emek Sineması’nın kapatılması ve yıkılması girişimleri, Demirören’in kaçak alışveriş merkezi, belediyenin masa sandalye terörü ve bu bahaneyle esnafın mağdur edilmesi, bu rantsal dönüşüm planının en açık göstergeleri.
Bu planlarda biz yokuz, ama Beyoğlu’nda biz varız!
Bu kar amaçlı dönüşüme dur demek, Beyoğlu’nun asıl sahiplerinin Beyoğlu’nda yaşayanlar, çalışanlar, gönül verenler olduğunu hatırlatmak; yaşam alanımızda ortaya koyacağımız örgütlülükle, tüm yerel mücadelelere örnek ve moral kaynağı olmak için sizleri birlikte hareket etmeye çağırıyoruz.
Beyoğlu biziz! Beyoğlu’nu sermayenin sömürüsüne teslim etmeyeceğiz.