Bir çift eldiven

Ertuğrul Özkök; Önceki sabah gazeteye gittiğimde masamın üzerinde büyük bir zarf buldum. İçinden el örgüsü bir çift eldiven çıktı. Yanında da küçük bir mektup.

Önceki sabah gazeteye gittiğimde masamın üzerinde büyük bir zarf buldum.
İçinden el örgüsü bir çift eldiven çıktı. Yanında da küçük bir mektup.

* * *

"Sayın Ertuğrul Bey,
Ali'yi kaybedişimizin 5'inci yılında yürütmekte olduğumuz hukuk mücadelemizde, onun anısını yaşatıp, çabamızda bizlere karşı gösterdiğiniz yakınlık ve destek için size sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu duygularımızın küçük bir nişanesi olarak size annemin ördüğü bir çift eldiven gönderiyorum.
Anneme sizden bahsettim. Ali için yazdıklarınızı anlattım.
Çok duygulandı.
Bir şey yapmak istediğini söyleyip hangi takımı tuttuğunuzu sordu.
Sizin de Ali gibi Fenerbahçeli olduğunuzu söyledim.




Birkaç hafta sonra da eldiveni size göndermemi istedi.
'Çok sağ olsun. Allah onu karısından, çocuğundan ayırmasın' mesajı ve selamları ile size gönderiyorum."
19 Aralık 2009...
Yarbay Ali Tatar'ın şerefine yediremediği iftiralar ve adaletsizlikler yüzünden intiharı seçtiği günden bu güne 5 yıl geçti.
Köprülerin altından çok sular aktı...
Akan sularla birlikte, bir zamanların "Darbecilerle mücadele ediyoruz" bahanesiyle, Türk ordusunun şerefli komutanlarını, subaylarını, Türkiye'nin kıymetli aydınlarını imha planını uygulayanların cibiliyeti tek tek ortaya çıkıyor.

* * *

Ama Ali Yarbay'ın annesi hâlâ sessiz.
"Ergenekon'un kasası" manşetlerden recmedilen Kuddusi Okkır'ın eşi, mütevazıdan bile mütevazı evinde sessiz matemini tutmaya devam ediyor.
Babasının masum bir bebek kadar küçülmüş bedenini mezara indiren oğlunun bakışlarındaki hüzün hâlâ geçmedi...

* * *

O bir çift eldiveni ellerime takıp, ışıkları yanmış evimin bahçesine çıktım.
Hafif bir sıcaklık önce buz gibi ellerimi ısıttı.
Sonra o sıcaklık yüreğime doğru yükselmeye başladı.
Önceki gece saat tam 23.35'ti...
Orada evimin önünde şunu hissettim. Galiba hepimizin soğuyan yüreklerini yeniden ısıtacak olan şey bu...
Bir çift eldiven...
Rengârenk...



Siz de benim gibi yapın o sıcaklığı hissedeceksiniz

ALİ Tatar yarbayın annesi izin verirse, bu bir çift eldiveni Fenerbahçe Müzesi'ne vermek istiyorum.
O müzenin bir köşesine koysunlar...
Hem Türk ordusunun bu şerefli subayını hatırlasınlar ve hatırlatsınlar...
Hem de aynı istibdat rejiminin Fenerbahçe'ye ve yöneticilerine yaptığı zulmü ve haksızlığı...

* * *

İddia ediyorum...
Silivri Ara Dönemi, bu toplumun tarihine 12 Eylül darbesinden bile çok daha derin iz bırakacaktır. Bu hafıza kaydını şimdiden örmeye başlayalım diyorum.

* * *

Silivri zindanlarında zulme uğramış herkesi, yakınlarını, o zulümleri yüreğinde hissedenleri... Bu ülkeye tekrar adaletin, demokrasinin, vicdanın gelmesini...
Paramparça olmuş bir toplumun, kutuplaşmış bir milletin yeniden bir araya gelmesini isteyen herkesi "bir çift eldiven" sıcaklığına davet ediyorum.

* * *

Bir çift eldiven...
Radyolardaki ve televizyonlardaki arkadaşlarım, Facebook toplumları, Twitter'daki kardeşlerim, Instagram'ın güzel ahalisi, dostlarım....
Hepinize sesleniyorum...
Bir çift eldiven örün, ördürün...
Satın alın...
Birilerine gönderin, bir yerlere bırakın...
Sırf hatırlamak ve hatırlatmak için...
Takın... Hissedeceksiniz...

* * *

Kararmış yüreklerimizdeki yılbaşı ışıklarını yeniden yakalım, ülkemizin üzerine çöken bu kasvet karanlığını aydınlığa çevirelim....
Bu toplumun hâlâ bir vicdanı, ruhu, rengi ve hafızası olduğunu hem kendimize, hem hepimize ispat edelim.
Bir çift eldiven...
Umudumuzu kaybetmediğimizi haykırmak için...
Bu ülkenin bizim de anavatanımız olduğunu göstermek için...

* * *

Bir çift eldiven...
Rengârenk...
Gönlünüzden kopan renk neyse... İşte o rengârenk...

Ertuğrul Özkök - Hürriyet