Yurt dışında uzun süredir üzerinde çalışılan ve ön sonuçlarından başarılı sonuçlar elde edilen ''Protomik tarama'' yöntemiyle kişiden alınan bir damla kanla, kanser henüz hücreye dönüşmeden moleküler boyuttayken tespit edilebiliyor.
Test sonucunda, ilgili molekülün ne kanseri olabileceği belirleniyor ve ilaç ya da cerrahi ile yok ediliyor ve kişinin söz konusu kansere yakalanma riski sıfırlanıyor. Test, sağlıklı bireylere yapılabilecek bir taramadan ziyade, risk grubu yüksek kişilere uygulanabiliyor.
Hematoloji Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Süleyman Dinçer, her kanserin, insan vücudunda ''kanserin kök hücresi'' ile ortaya çıktığını söyledi. Kansere çözüm bulabilmek, erken tanı ve tedavi metotları geliştirilebilmek için bilimin her gün yeni çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Dinçer, ''Protomik Tarama'' diye isimlendirilen yeni yöntemle kanserde erken tanı ve tedavi imkanı sağlanabileceğini belirtti.
Yeni tarama yöntemiyle, kanserin henüz moleküler boyuttayken hastadan alınacak bir
damla kan ile belirlenebileceğini müjdeleyen Dinçer, bununla ilgili özellikle Amerika, Japonya ve Çin'de çalışmaların devam ettiğini, 10 yıldır süren çalışmanın son aşamasına geldiğini ifade etti.
Bu konuda yapılan çalışmaların ön sonuçlarından son derece başarı elde edildiğini dile getiren Dinçer, ''Her kanser, insan vücudunda bir kanserin kök hücresi ile ortaya çıkıyor. Bir hücrede kromozomal değişiklik oluyor ve bunlar kontrolsüz büyüyen bütün vücuda yayılan
kanser dokusu haline geliyor. Söz konusu tek hücre oluşmadığında
kanser diye bir şey de söz konusu olmuyor'' diye konuştu.
'Erken tanı, tedavi başarısını artırıyor'
Dinçer, insan vücudunun 23'ü spermden 23'ü yumurtadan olmak üzere toplam 46 kromozomdan oluştuğunu anlatan Dinçer, şunları söyledi: ''46 kromozomlu hücre, bütün dokulara dönüşebilir. Bir karaciğer hücresi ancak kendi dokusu içinde yaşarken,
kanser kök hücresi kontrolsüz ve sınırsız çoğalabilir. Kontrolsüz ve sınırsız büyüyebilen kök hücre de
kanser hücresini oluşturur. Karaciğerde, akciğerde veya beyinde kitleler oluşturur. Bunların hepsi
kanser kök hücresidir. Bu
kanser kök hücresi ne kadar önce tespit edilir ve tedavi edilmeye başlanırsa başarı şansı o kadar artar.''
Kanser kök hücrelerinin önceden tanımasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Dinçer, metastaz geliştiğinde artık kanserin ortadan kaldırılabilmesi içi çok seçenek kalmadığını dile getirdi. Dinçer, ''Bu duruma en iyi örnek Steve Jobs olabilir. Pankreas kanseriydi ve 6 yıl yaşayabildi. Ancak tümör çok küçükken yakalanabilseydi problem ortadan kaldırılabilirdi'' dedi.
'Tek hücre iken tanı konulabilecek'
Protomik analiz testiyle alınacak bir
damla kanla kişinin bütün genetik yapısının ve bütün amino asit diziliminin ortaya çıktığını anlatan Dinçer, şunları kaydetti: ''Bu amino asit dizilimindeki değişiklikler,
kanser açısından bazı ipuclarını vermektedir. Bunun en büyük hedefi amino asit dizilimindeki bozulmanın çok yoğun olduğu bölgelerdir. Kanda baktığınız
protomik analiz yaklaşık 40 GB'lik bilgi biriktiriyor. Test sonucunda henüz daha kanser, hücre haline gelmeden daha moleküler haldeyken yakalanabiliyor. İlgili molekülün ne kanseri olabileceği belirleniyor. Test sonucunda hastaya yapılacak farklı tarama testleri ile kişide görülmesi öngörülen kansere ilişkin gerekli ilaç ya da cerrahi müdahale çok erken dönemde yapılabiliyor. Bu durumda da kişide daha tümör gelişmeden yok ediliyor. Molekül düzeyinde yok edildiğinden
kanser oluşumu söz konusu olmuyor. Test, sağlıklı bireylere yapılabilecek bir taramadan ziyade, risk grubu yüksek kişilere uygulanabiliyor. Özellikle ailesinde
kanser öyküsü bulunan ya da herhangi bir yerindeki tümöre eğilimli kitlenin takip edildiği kişilerde tercih ediliyor.''