Philip Morris'in reklam işlerini yapan Team Gerilla Marketing adlı şirket 370 kişiyi Philip Morris'in talebiyle işten çıkarıyor. Şirkette çalışan bir işçi, çalışma koşullarını Sol'a anlattı.
Team Gerilla Marketing adlı şirkette iş kapsamlarının sigara kullanıcılarına Philip Morris ürünleri hakkında bilgi vermek ve ürünlere yönlendirmek olduğunu belirten U., hem çalışma koşullarına hem de işten çıkarma sürecine ilişkin yaşadıklarını Sol'dan Ali Ufuk Arikan'a anlattı:
Çalışma koşullarınızla başlayalım isterseniz?
Sabit bir çalışma yerimiz yok, sürekli geziyoruz, sigara satılan her yere gidiyoruz. Mahalle arası bakkallar, büfeler, AVM'ler... Bu çalışma biçiminin birçok riski var. Hiç tanımadığın bir markete gidiyorsun, hiç tanımadığın bir insanla günde 8 saatini geçiriyorsun. O insan bazen çok gerici biri olabiliyor ve hatta tacizci biri olabiliyor, ki benim başıma bu ikisi de gelmiş durumda. Bir belediye büfesinde sapık bir büfecinin tacizine uğradım. Büfe sahibi sürekli temasta bulunmaya çalışıyordu, tepki göstermeme rağmen de buna devam etti. En sonunda dayanamayıp çantamı alıp çıktım. Supervisor'ı arayıp durumu anlattım. Tacizde uğradığımı ve burada çalışmak istemediğimi söyledim. Bana "bugün akşama kadar orada çalış, haftaya yerinin değiştirelim" dediler.
Tekrar gitmedin sanırım?
Bu konuşma sonrası ben 2 saat daha o iğrenç adamla çalışmak zorunda kaldım maalesef. Ertesi hafta benim yerimi değiştirdiler ve başka bir kadın arkadaşımı o tacizcinin büfesine gönderdiler. Üstelik bu bayi daha önce de bir tacizle gündeme gelmiş olmasına rağmen bu adım hala atılmaya devam ediyor. Bu başka bayilerde de birçok arkadaşımızın başına geldi.
Bize sürekli ısrarla bayilerle aranızı iyi tutun, kavga etmeyin, siyasi sohbete girmeyin deniliyor. Bayi nasılsa siz de öyle oldun, gericiyse gerici, Atatürkçüyse Atatürkçü, solcuysa solcu olun deniliyor. Bizi gönderdikleri bayilerin çok büyük bölümü AKP'li.
Taciz dışında gerici baskıyla da karşılaşıyor musunuz gittiniz bayilerde?
Tabii. Mesela Aladağ'daki yangından hemen sonra bir bayi bana, "AKP her köye zaten cami yaptı. O camilerin imamlarına öğretmenlik yetkisi versinler, çocuklar da köylerinden gidip yurtlarda kalmasın" dedi. Ben de tepki gösterdim. Bunun üzerine şirketi arayıp beni şikayet etmiş. İşten çıkarılmanın ucundan döndüm.
Peki nasıl belirleniyor, neye göre seçiliyor bu bayiler?
Bayi seçimini satış oranları ve iş yoğunluğuna göre yapılıyor. AVM'ler gibi kritik noktalara gönderiliyoruz genelde. Kritik bayiler belirleniyor, buralara gidiliyor.
Çalışma şartlarınız nasıl peki?
Yol parası yüzünden son zamanda birçok kişi işten çıkarıldı. Biz işe başlarken, sürekli yolda olduğumuz için yol ücretlerini ne kadarsa karşılayacaklarını söylemişlerdi. Daha sonra bunlarda kesmeler yapmaya başladılar. Benim bir ay 30 lira yol ücretim eksik yatırıldı, nedenini sordum "yanlışlık olmuş" dediler. Sonraki ay yine kesinti yaptılar.
Bir diğer sıkıntı yaşadığımız olay da yemek. Aylık 350 liralık ticket veriliyor bize ama gittiğimiz bazı yerlerde kullanılacak yer olmuyor ya da çok pahalı yerlerde yemek yemek durumunda kalıyoruz. Sürekli biçimde ucuz olduğu için fast food'lara yönelince de tüm ekipte sağlık sıkıntıları baş göstermeye başladı.
Maaş ise işe başladığımda 1300 liraydı. Maaş böyle olunca birçok kişi 1 ay çalışıp işten çıkmaya başladı. Daha sonra 1600'e çıkardılar maaşı ve ticket da 350 liraya yükseldi. Bu adımdan sonra yapılan zam kelimenin tam anlamıyla burnumuzdan getirilmeye başlandı. Bayilerde neredeyse her işi yapar hale geldik.
Nasıl yani, marketlerin işleri de mi size yaptırılıyor?
Biz normalde ürün bilgilendirmesi için oraya gidiyoruz ama bayi bize kendi işini de yaptırıyor. Bize şirket tarafından "yoğunluk varken ürün bilgilendirmesi yapmayın, yardım edin" deniliyor. Bir kadın arkadaşımız bir keresinde bir kamyon karpuz atmış, paletle su taşıyan var. Ben bazen ne iş yaptığımı şaşırıyorum. Birçok kez İddaa ve Sayısal'ın başına geçiriyorlar, tüm gün kupon yatırıyorum. Bunu yapmadığın zaman bayi şikayet ediyor ve işini kaybetme riski yaşıyorsun.
İşten çıkarılma sürecine gelelim istersen. Gerekçe olarak ne gösterildi?
Philip Morris daralmaya gittiği için işten çıkarma yapmak zorunda olduklarını söylediler ama bu işi çok çirkin bir şekilde yaptılar. Bizi ramazan ayında 1 ay ücretsiz izne çıkardılar, Philip Morris bize para ödemeyecek, biz de size ödeyemeyiz dediler.
İtiraz eden olmadı mı bu karara?
İtiraz ettik ama sonuç alamadık. İşin kötü taraflarından biri de, şirket bizi ücretsiz izne çıkarmadı, biz kendimiz ücretsiz izne çıkıyormuş gibi form hazırladılar. Üstelik bu forma tarih de yazmadılar. İstediği tarih aralığını yazmak için yaptılar bunu.
Toplam kaç kişi işten çıkarılıyor?
Bizi 1 Haziran itibariyle 1 Temmuz'a kadar ücretsiz izne çıkardılar. Bayrama birkaç gün kala 30 Haziran'da işlerine son verilen arkadaşlarımızı arayıp, 370 kişiyi işten çıkaracağız, 30 Haziran itibariyle iş akdine son veriyoruz dediler. E zaten 1 Haziran'da ücretsiz izin dediniz, 30 gün beklettiniz insanları, sonra da hemen işten çıkarma yaptınız. Bayramdan sonra ise 31 Temmuz'da işten çıkarılacakları aradılar, iş akdinize son verilecek dediler.
Bu süreçe ilişkin değerlendirmelerin ne?
Yapılan tüm bu haksızlıklar ve baskılar gücünü bizim birlikte hareket etmememizden alıyor. Buna son verirsek ne bizi tacize uğradığımız yerde çalıştırabilirler ne de böyle sudan gerekçelerle ve usulsüzlüklerle işten çıkarabilirler. Asıl önemli olan bizim birlikte hareket edebilmeyi öğrenmemiz.